--spoiler--
milliyetçilik kendini teşhir masasında görebilmektir. doğruyu ve yanlışı görüp hastalığı tedavi etmek için neşterle irinli bölgeyi temizlemektir.
--spoiler--
cümle tam olarak bu değildi ancak aklımda kalan şekli budur. yani birilerinin zannettiği gibi pislikleri gizlemez aksine pislikleri tespit eder ve düzeltmeye çalışır. onun mücadelesini verir milliyetçi. ha hala ırkçılıkla karıştıranlar yok mudur? vardır elbet lakin ne yapalım. onlar daha çok beyinlerinde başka milletin özlemini çektiklerinden bizim milliyetçiliğimiz gözlerinde ırkçılıktır. yorulduk biz bunlardan. behice boran'ın miraslarından. anlamak istemeyen beyinlerden.
milliyetçilik ülkemizin en önemli hastalığıdır ve genelde vatanseverlikle karıştırılmaktadır.insanın nasıl bir pisliğin içinde yaşadığını anlamasını engeller. genelde dünyadan bihaber, insan ilişkileri zayıf ve tekil olarak kendini aşağı gören insanlar tarafından benimsenmektedir.
millet sevicilik.
milletiniz ölü ise ölü sevici olarak lanse edilip, sapkın olarak nitelenebilirsiniz.
milliyetçilerin tu kaka çağını getiren zihniyet, milletleri bir kaşık suda katleden zihniyettir.
çok yaşa türk milleti.
sanıldığının aksine, ülkeyi sevme değil, durağan bir ideolojidir. faşizmin az solunda yol alır, fakat eninde sonunda faşizme evrimini tamamlar. dünyada yanında ırkçılığı getirmemiş hiçbir milliyetçi hareket yoktur. devletin insanları kullanması için dinle beraber kullandığı en büyük silahtır. baya basite indirgersek, villada oturanların gecekonduda oturanları ölüme göndermek için kullandıkları araçtır diyebiliriz. bir de insanlara devletin toplumdan önce geleceği gibi saçma sapan, gerici bir düşünce empoze eder. bunu da eğitim ve medyayla sağlar. ilkokuldan beri kemalizm ile ilgili dersleri almanızın sebebi ne zannediyorsunuz? tabi ki amaç boyun eğen koyunlar yetiştirmektir. medyanın nasıl kullanıldığını da anlatmama gerek yok sanırım.
eninde sonunda faşizme evrilecek olan ideolojidir. tarihte sonradan faşizme ve onun sonuçlarından biri olan ırkçılığa dönüşmemiş hiç bir milliyetçilik akımı yoktur.
özellikle hitler vakasından sonra, 30-40 yıl önce avrupa'da ciddi tepkiler gören, savunucuları azalan, savunduğu partiler zayıflayan bir fikir sistemi iken, 21. yüzyılın başından bu güne 10 yılda ciddi anlamda tırmanışa geçmiş, zaferler kazanmaya başlamış, yok edilemeyecek kitle ideolojisi. dünyanın iyiye değil kötüye gittiği, kaynaklarının her geçen gün azaldığı günümüzde; enternasyonal zırvalıklardan, hümanizm gibi zavallıca içi boş kavramlardan daha geçerli bir ideolojidir, ve her geçen gün artacaktır, artıyor da. enternasyonallerin yandan yemiş manifestolarına dayanarak ortaya attığı komik iddialar ve şu ana kadar hayatındaki tek başarısı burada altı-yedi kelimelik cümleler yazmak olan veletler, milliyeçilerin nezdinde bir hiçtir. adam milliyetçiliği saçma buluyor- ki kendi görüşüdür, olabilir- sonra da çıkıyor hayatı boyunca hiç çalışmamış bir yahudinin bilimden zerre nasiplenmemiş fikirlerinin veletliğini yapıyor. olaya bak.
milliyetçilik; çok geniş tutulmuş bir başlık. tanımı özünde mensubu olduğun milleti sevmek. lakin her milletin milliyetçilik anlayışı daha doğrusu millet anlayışı farklıdır. bunun da sebebi, her millet aynı şartlarla bir araya gelmez, aynı tarihi derinliği yaşamaz, aynı manevi değerlerLE besleNmez. bu sebepten neyin ve kimin milliyetçiliği olduğu belirtilirse o zaman tanımlar da ona göre yapılır. kısacası milliyetçilik fransız ihtilalinden günümüze tartışılan ve tek cevabı olmayan sosyolojik bir konu.
Önce Atatürk ilkelerinin diziliş sırasına bakarak düşüncemizi açıklamaya çalışalım:
1 - Milliyetçilik, 2 - Halkçılık, 3 - Cumhuriyetçilik, 4 -Lâiklik, 5 - Devletçilik, 6 - inkılâpçılık. Milliyetçilik ya da Ulusçuluk kendilerini birleştiren dil, tarih veya kültür bağlarından bir üstyapı oluşturabilmiş sosyal birikimlerin adı olan millet veya ulus olarak tanımlanan bir topluluğun yaşama ve ilerleme ülküsünün toplumların ve insanlığın gelişmesini sağladığına inanan görüştür.
Milliyetçilik, ulus idealine bağlılığın, evrensel ilkelere bağlılık gibi ya da bireyin hak ve özgürlükleri gibi evrensel zenginliğin artmasına katkıda bulunan sosyal soyut yapılardandır.
milliyetçilik ile ilgili insanların unuttuğu nokta, ki bu milliyetçiliğin en önemli parçasıdır bence, milliyetçilik bir düşünce yapısı değildir. milliyetçilik bir duygudur, gerektiği zaman kanını akıtmaktır yaşadığın topraklar için, memleketinin taşını toprağını aşıkmış gibi sevmektir. ırkçılık ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.
evet aklını kullanabilen insana en yakışmayan lanetli düşünce yapısı.insanları birbirine ötekileştirmek için hala emperyalizm tarafından kullanılan düşüncedir aynı zamanda.ve ezilen ulus milliyetçiliği hariç diğer her türlü milliyetçilik faşist düşünce yapısına kayar.çünkü kendini diğerinden ayırır.bu da ırkçılıktır.
milliyetçilik mümkün değildir. yani iyi veya kötüden ziyade mümkün değildir. şöyle izah edeyim:
örneğin diğer ideolojiler, liberalizm, sosyalizm, conservatizm, faşizm (milliyetçilikle alakası yoktur, siyaset biliminde bilinenden çok farklı bir konsepte oturur), anarşizm ve feminizmi savunan tüm dünya vatandaşları, bu ideolojiyi yaymayı amaçlayan bir örgütlenme içinde toplanabilirler. ama milliyetçiler toplanamaz. örneğin bir türk milliyetçisi ile bir uganda milliyetçisi bir örgütlenme içinde buluşamaz, aksine birbirlerinin örgütlenmelerini imhaya çalışırlar.
sonuç olarak dünya tamamen milliyetçiliğe yönelse bile bu çatışmaları ortadan kaldırmaz (diğer ideolojilerinin hiç değilse teorik olarak bu şansı vardır) ve hiç bitmeyen bir sidik yarışını, kan ve gözyaşını beraberinde getirir.
ne hikmetse sadece türk halkları üzerinde sökmemiş ideoloji. millet isyan ederek bağımsızlını kazanırken biz bi türk birliği kuramadık. aslında kavmiyetçilik gütmekten başka bişey değildir.