milliyetçilik akımları ile dağılan ülke

entry2 galeri0
    1.
  1. Osmanlı imparatorluğu, milliyetçi akımlar sayesinde dağılan tek imparatorluk
    değildi; fakat ne Rusya, ne de Avusturya-Macaristan'da ulusalcı akımlar bu derecede aktif
    ve silahlı eyleme dönüşmüş de değildi. 1804 Sırb ayaklanması ve özerkliği, ardından
    1821-29 Yunan ayaklanması ve bağımsızlığı bu yönde etkilerde bulundu. Yunan
    bağımsızlığı, o tarihe kadar, denebilir ki kültürel bir milliyetçilik halindeki Ermeniliğin de
    eyleme geçmesi için örnek teşkil etmiştir. Diğer çok uluslu imparatorluklardan farklı
    olarak Osmanlı ulusları, Ermeni ve Bulgar örneğinde olduğu gibi "revolutionnaire
    diaspora"lar ve dahili ihtilal komiteleri teşkili gibi örnekler vermiştir.
    Bunun dışında Siyonizm gibi dışardan gelen Yahudilerin yurt kurma çabası, son
    güne kadar siyasi varlığı zayıf olan Kürd ve Arab ulusçuluğu (bu sonuncusu kültürel
    planda güçlüydü) gibi örnekler vardır. En ilginci de Arnavut milliyetçiliğidir. Şemseddin
    Sami; (Fraşeri) hanedanının bu parlak üyesi hem Arnavut, hem Türk milliyetçiliğine
    hizmet etmiştir. Türk imlâsı, lûgat ve ansiklopedisi ve pek başarısız Türk roman denemesi
    (Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat) yanında Latin karakterli Arnavut alfabesi, grameri, ilk Arnavut
    tiyatro eseri (Besa), bu dual milliyetçiliği yansıtır. Ansiklopedisinin maddelerinde
    Arnavut ve Türk milliyetçilikleri abartmalı örneklerle görülür ki bir imparatorluğun yapısı
    ve islam kimliği içinde anlaşılır bir tutumdur. Arnavut milliyetçiliğinin içtimaî bir
    ayaklanmaya dönüşümü ve bu ayaklanmanın gerçek bir ulusçuluktan uzak oluşu, Sultan
    V. Mehmed Reşad'ın II. Meşrutiyet'in üçüncü yılında yapılan Rumeli gezisinde görüldü.
    Bu gezi Arnavut milliyetçiliğini bertaraf etmeye yetmiştir. Bununla beraber 1912-13
    Balkan bozgunundan sonra Arnavut ulusu var olmak için bağımsızlığını ilan etmek
    zorundaydı ve bağımsız Arnavutluk'un ulusalcı kültürel temellerini 19. asırda atılmış
    olması yaşamına yardımcı olmuştur.
    Hiç kuşkusuz, Türk ulusçuluğu en geç safhada ortaya çıkmıştır. Bunun siyasî doğuşu
    imparatorluğun ana unsurunun siyasî sorumluluğu dolayısıyla gecikmiştir. Namık
    Kemal'in "vatan"ı, bugünkü vatan olmaktan çok, bir Osmanlı-islam vatanıdır. Millet de
    öyledir. Siyasî Türkçülüğün ve ulusçuluğun yıkımla birlikte ortaya çıkması kadar doğal
    bir olay olamaz. Gene imparatorluğun Yahudi unsuru da Siyonizmle bütünleşmemiş,
    Osmanlılığı geç terk etmiştir. Osmanlı imparatorluğu içinde Ermeniler ve Hellenler
    dışında Balkan Slavlarının milliyetçiliği örgütlü ve silahlıdır. Arabların ve diğer
    unsurlarınkini kültürel bir ayrımcılık olarak kabul etmek gerekir. Gerek imparatorluk ve
    gerekse bugünkü dünya için en sorumlu ve mirası yüklü olan oluşum ise Balkan
    milliyetçiliğidir.

    OSMANLI iMPARATORLUĞU'NDA MiLLiYETÇiLiK
    (EN KALICI MiRAS)
    iLBER ORTAYLI
    0 ...
  2. 2.
© 2025 uludağ sözlük