tepkisi çözüme değil türkiye'nin yugoslavyalaştırılması sürecine olan partidir.
türk milliyetçisi bir partinin anayasadan türk adının kaldırılması meselesinde ittifak hâlinde olan bir chp-akp ortaklığını desteklemiyor olmasını garipsememek gerekir.
ne italya anayasasında italyan adına, ne fransa anayasasında fransız adına, ne almanya anayasasında alman adına dokunulmuşken; bu milletlerin adlarına anayasalarında defalarca rastlanırken kimse kimseyi "demokratikleşmek için türk adını kaldırma gerekliliğine" inandırmaya çalışmasın.
gelecek genel seçimlerde alternatif bir parti olmadığından dolayı oy vereceğim partidir. aradığım özelliklere sahip bir parti olabilmesi için türk milliyetçileri üzerindeki otoritesini savaşçıl sözlerle değil barışı savunarak hakim kılmaya çalışmalıdır. çabuk gaza gelen bu insanlara gerçekler yavaş yavaş gösterilmelidir.
kurulduğu günden beri gerek komando okullarıyla gerek kahramanmaraş, çorum, malatya gibi nice katliamla doğrudan ya da dolaylı bağlantılarıyla, TiP'li 7 gencin katlediliş davasıyla kirli bir geçmişe sahip partidir. Türk-islam sentezi ile türk milliyetçileri arasında ilk büyük kırılımı yaşatmış olup bu gün özellikle dini konularda akp'nin dümen suyunda seyretmektedir. Kabul edelim, Bahçeli'nin çizgisi ile parti biraz merkeze yaklaşmış olmakla birlikte halen tutarlılıktan uzak politikalar izlemektedir. Seçim meydanlarında yağlı urganla yapılan şovun bir hafta sonrası BDP'lilere gidip tokalaşmaları, AKP'ye karşı bir söylemle sola oy vermek istemeyen merkez sağ seçmenin oyunu alıp daha sonra kritik yasalarda AKP'ye açık destek vermesi gibi nedenlerle ben yurttaşların bu kez kendilerini meclis dışında tutacaklarını düşünüyorum.
'80 öncesi yaşanan her acı olayın sorumluluğu üstüne yıkılan partidir.
komando kampları meselesi ve hayatını kaybeden devrimciler üzerinden suçlanır milliyetçi hareket partisi. ama nedense kimse '68 kuşağının üniversitelerde yaptıklarından, üniversiteyi tahakküm altına almaya çalışmasından bahsetmez.
iki kutup arasındaki mücadelede hayatını kaybeden iki bin civarındaki devrimci üzerinden milliyetçi hareket düşmanlığı yapılırken nedense kimse iki bin üzerinde ülkücü gencin de hayatını kaybettiğini hatırlamaz. bu iki bin üzerindeki ülkücü genci şehit edenlerin devrimciler olduğunu ortaya koymaz.
8 ekim 1978 tarihinde meydana gelen bahçelievler olayı hatırlanır da, 17 mart 1978 tarihinde gerçekleşen ümraniye katliamını kimse aklına bile getirmez.
hala geçmişe dair olaylarla itham edilen parti. artık ne öyle bir seçmen profili var, ne de öyle bir parti profili.
bu olaylar solun çok masum olduğunumu gösteriyor bize. biliyoruzki sol filmlerdeki gibi masum değil.
çocuklarının gözü önünde öldürülen onlarca anne baba var solcu militanlar tarafından.
elinde ekmek evine girerken öldürülen öğretmenler, mühendisler var. bunları kim öldürdü.
olaylara liseli ergen gözüyle bakmayı bırakalım artık. 80 olaylarında sağdanda soldanda binlerce genç öldü.
mhp hiç bir zaman 'hırsız merkez sağ' partilerinden olmamıştır. onun içindirki anap, dyp gibi partiler silinirken mhp ayakta kalmıştır. akp nin sonu da aynıdır. akp den sonrada ona benzer bir parti gelip başa geçecektir.
bu ülkenin kaderi bu. eğitim seviyesi yükselmedikçe bu devran böyle devam edecektir.
ama 3 çocuk yaparsanız aynı hırsız düzenin devamı yönünde büyük bir adım atarsınız.
haydi, belinize kuvvet.
partinin yönetim kadroları çok iyi düzeyde lakin devlet bahçeli halka hitap zorluğu çeken bir lider. bir lider değişikliği mhp yi iktidar ortağı yapabilir diye düşünüyorum.
türkeş zamanından beri takip ederim. parti, tabanını kontrol etmekte çok zorlanır. akp'nin iktidara gelmesiyle birlikte gücünü yitimiştir. çünkü hiçbir politika üretemiyorlar.
bu partinin seçmeni, sempatizanı değil; fanatiği olsanız dahi bir "alternatif" olabildiğini iddia etmek kasıntı bir kibarlıkla hayalperestlik olacaktır.
yukarıdaki link'ten girdiği genel seçim sonuçları görülebilir. parti, ömrü hayatında yüzde on beş'i bir kere aşmıştır, o da abdullah öcalan'ın yakalanmasına mütakip, asılması talebiyle. ele geçirdiği bu şansı abdullah öcalan'ın idamının engellenmesi sürecini iktidar olmasına rağmen durduramayarak heba etmiş, bir sonraki seçimde bırakın oy arttırmayı, bırakın yeni kazandığı gücü korumayı, oy oranını yarıya düşmüştür. şu kısacık paragraf bile siyasete olgunlukla bakabilenler, realist insanlara bir şeyler anlatabilir.
parti'nin temel ilkesi "hocanın dediğini yap, yaptığını yapma" atasözüdür. söylemde türkiye'nin umutlarıdırlar, alternatiflerdir, eyleme bakarsanız, türkiye'nin güdük temeli olan türk-islam sentezi tezinin abuk bir versiyonuna bel bağlamış radikallerden ötesi değillerdir. bunun da siyaseten bir karşılığı yoktur. keza bağbuğ olarak tanımladıkları alparslan türkeş "Biz ne sağcıyız ne solcu biz milliyetçiyiz." sözüyle siyasetsiz, yani siyaseten kimliksiz bir parti olduklarını açıkça beyan etmiştir.
kürt sorununu anlayamadıkları gibi mevcut paradigmaları ile de anlamaları imkansızdır. bu bakışla kürt sorunu dediğimiz sorunun türk tarafını besleyen ana damarı geleneksek olarak bu parti temsil eder.
sol eğilimli gençler nasıl erken yaşlarda daha baskın komünist zamanla daha orta karar bir insan oluyorlarsa, sağ eğilimliler de hayalleri ve sıkça tekrarlanan ırk temelli masallarla mhp'lileşiyor zamanla daha ayakları yere basan siyasetin merkezine kayıyorlar. aksi halde o oy oranının hiç değilse bir kere yüzde yirmiyi geçmesi beklenir. yeniden 10-15 bandına dönebilen mhp'nin 15'i geçmesi sürprizdir, yerini koruması başarı, baraj altına inmesi normal'dir.
ha bir de her zaman sanki ellerinde somut veriler varmış gibi, anlamlandırılamaz bir heyecan ile konuşurlar, neye güvendiklerini anlamazsınız, sorsanız türklüğüme derler, sonra türk olarak kabul ettikleri 100 kişinin sadece 13-14'ü olduklarını, toplumun geneli karşısında marjinalleştiklerini anlarsınız.
tabanı ağırlıklıkla erkeklerden oluşur, öyle ki erkek egemen dünyalarındaki kadınlar dahi, tüm baskılara rağmen düşük oranla oy verir. seçmen davranışına dair 3-5 anket inceleseniz, tutarlı sonuçlar göreceksiniz.
türkiye'nin olmamış tarafının ortaya çıkaracağı siyasi oluşum konusunda beklentimizi yükseltmemeli, yüzde 10-15 bandındaki mhp ile yaşamayı öğrenmeliyiz. çok üzün sürmeyecek eriye eriye yok olacaklar zaten.
milliyetçi hareket partisi'nin eriye eriye yok olacağını iddia etmek partinin tarihini iyi tahlil edememekten geçmektedir. milliyetçi hareket partisi'nin türkeş'ten beri aldığı oylara bakarsak, oy oranlarının belli dönemler dışında - oraya da değineceğim -sürekli artmakta olduğunu görürüz.
partinin oy oranları '69 seçimlerinden itibaren şu şekildedir:
3.02, 3.38, 6.42, 8.18, 17.98, 8.35, 14.27, 13.01
3 kasım seçimlerinde %8 civarında alınan oy iyi tahlil edilmelidir. büyük bir ekonomik kriz yaşanmış olmasına, genç parti gibi medya gücü mhp'den daha yüksek olan bir partinin ortaya çıkmasına rağmen mhp baraj altı kalsa da azımsanamayacak bir oy almıştır.
kürt sorununu mhp'nin iyi tahlil edemediği düşüncesi de nazlı ılıcak, fikri akyüz, salih tuna, rasim ozan kütahyalı, yasin aktay öğrencisi olmayı gerektirir ki bu isimlerin her birinin pkk üzerine türkiye'nin en önemli uzmanı olarak gördüğüm bir mhp'li olan ümit özdağ karşısında ne hâllere düştüklerini bilmeyen yoktur.
uzun dönem daha yaşasın dediğim partidir. ancak bu haliyle ve bu kadro ile değil.
mhp o kadar yanlış içindeki ki benim gibi doğuştan bir ülkücüyü bile kendinden soğutma beceresini göstermiştir. kendini bile ifade edemeyen, halkın beklentilerinden kopuk, odalarında yaşayan bir güruh tarafından yönetilmektedir. bizi akp ye mahkum etmişlerdir.
hiçbir politikaları hiçbir öngörüleri yok. hiçbir icraat yok. kısacası devlet babayla bu işler olmaz. mhp nin başına genç ve dinamik biri lazım, ağzı laf yapan, halkın beklentilerini bilen.
bu arada kürt sorunu konusunda mhp yi desteklediğimi ifade etmeyelim. bazılarının dediği kürt sorunu yok bu ülkenin. kürt sorunu götlerinden icat ettikleri bişey o kadar. oy kazanmak için akp nin.
1969dan, 1995'e yahu. şimdi denecek ki 12 eylül geldi, belimizi büktü. he aslanım, bir tek sizin belinizi büktü. gelsiyse herkese geldi. devletin temeli ile kavga eden necmettin erbakan'ın partilerinin bu dönemde aldığı oylara bakalım;
1987 - 7,16
1991 - 16,88
1995 - 21,38
görüldüğü üzere refah partisi mhp'nin 4 seçimde aldığı oyu bi kerede almayı başarmıştır. mhp için asla ama asla başarılamamış bir şeydir bu. refah partisi çizgisinin devletin temel değerlerine yaklaşmayı seçen yenilikçi kanadının kurduğu akp girdiği ilk seçimde %34 küsur oy alırken, mhp 10-15 bandında gezinmeyi siyasi başarı olarak kabul etmeye devam etsin.
tarafıma "akıl hocası" olarak sunulan ümit özdağ'ın zamanında mhp'ye başkan olmaya kalktığında, nasıl dayağın kıyısından döndüğünü, partiden atıldığını toplumsal hafızaya haiz herkes biliyor. söylemeyi atlamıştım, iyi denk geldi; mhp türkiye cumhuriyetinde sıkça rastlanan sahış partilerindendir. bu politik akımın 60larda başlayan macerası 2010'lara kadar sadece iki(2) lider görmüştür. bu değişim de ölümle gerçekleşmiştir. (bkz: lider sultası) lider sultası, kurumsallaşamama, kişilere bağlı var oluş demektir. ancak böyle partilerde bir kişi sivrilip, başkan adayı olduğunda linç tehdidi atlatıp, birkaç sene sonra, lidere biat ettiğinde, akıl hocası olabilir.
vaktiyle azmi karamahmutoğlu'nun partinin kürsüsünden ilan ettiği illegalite hiçbir zaman tamamen vazgeçtikleri bir şey olmamıştır. bu gülünç anı, malumun ilanıdır.
son söz, söyleyecek sözü tükenen kişilerin, sözlerden ziyade, karşısındaki bireye dönük abuk subuk ithamları tartışma geleneğini en ucuz, en sığ ve en cahilce numaralarından biridir. tartışma geleneğine dair biraz mürekkep yalamış herkes bunu bilir. muhatabının söylediklerine dair söyleyeceklerin tükenirse, sıradanlaş ve hemen her dönemin adamları ile aynı kefeye koy. gerçeklerden böylesine ucuz kurtulamazsınız. nazlı ılıcak ya da rasim ozan gibi her dönemin insaları yarın bir gün ihtiyaç duyabilecekleri için mhp'ye dönük kapılarını kapatmazlar. onlar da mhp'nin değilse de bugün temsil ettiği zihniyetin zamanla yok olacağını benim kadar bilmelerine rağmen. bu ucuzluklara gireceksek, sözlere değil, kişilere yanıt vereceksek, kelimelerin hiçbir anlamı yok. masal dünyanızda mutluluklar. ömrünüz vefa ederse, zaten görecesiniz söylediklerimi.
oy verenlerinin iktidar olmasına inanarak oy vermediği partidir. zaten milliyetçi ya da ırkçı partilerin avrupa ülkelerinde alıp alabilecekleri oy oranları belli olmakla birlikte türkiye tarihi, iktidarın çok büyük oranda merkez partilerin ele geçtiğinigöstermekte. o sebeptendir ki son seçimde eski dyp'li kimi isimler mhp listelerinde göründüler.
bu açıdan herhangi bir masal dünyası söz konusu değildir. partinin yöneticileri dahi alabilecekleri azamî oyun farkındadır. ancak elbette ki propaganda süreçlerinde hedef iktidar olarak konulmak zorundadır.
12 eylül öncesi ve sonrasının en fazla yaraladığı partilerden birisinin mhp olduğu ise açıktır. hayatını kaybeden iki bin üzerindeki ülkücü gencin neredeyse tamamı mhp ile bağı olan kimselerdi, birçoğu öğrenciydi. 12 eylül öncesinde partinin geleceğini oluşturacak olan bir nesil nerede ise kaybedildi.
bunla bitmedi ve ülkücü kuruluşlar davası ile parti büyük bir zarar görmüş oldu.
hâl bu iken hareket partisi'nin diğer partilerden daha az ya da en fazla onlar kadar bu süreçten etkilendiğini iddia etmek yalnızca gülünç olur.
ümit özdağ meselesine gelince...
ümit özdağ bir iktidar yarışına girmiştir ve hiç de hoş olmayan bir şekilde partiden tasfiye edilmiştir. ancak partiden uzaklaştırılması ne kendisinin mhp'liliğini etkilemiştir ne de ümit özdağ'ın türk milliyetçileri üzerindeki etkisini.
insanlara saygıdan, tartışma adabından dem vurmadan önce kişinin yazdıklarını iyi hatırlaması gerekir. ciddi, gerçekten de saygı çerçevesinde gerçekleşen bir tartışmada ne "kasıntı kibarlık" ne de "guduk bir düşünceye bel bağlamış radikaller" gibi sözler yer alır.
kökleri sağlam zemine atılmış parti. içerisindeki karı kız düşkünü parti yetkililerinden sıyrıldıktan sonra daha da güvenimi kazanmıştır. konuşmasını beceremeyen iki lafı bir araya getirip konuşamayan bir lideri olsa da, yerinde ve zamanında tespitleri ile fikir hocalığı için ideal bir kişiliktir.
giderek daha da net şekilde üçüncü büyük olan beşiktaş taraftarının başarısızlıkları karşısında ürettikleri o meşhur cümleyi paylaşır olmuşlar; "biz seni sevinmek için sevmedik" iktidar olması beklentisine sahip olmadan oy veren seçmenlerinden ince ince de olsa, özeleştiri babında cümlerler duymak sevindirici, ben atlamıştım. kitle partisi olmadığı açık, bir türkiye partisi olmadığı ve olamayacağı da açıktır. bu manada, bu toplumun dahi gerisindedir. son sözlerimi üslubuma dair söyleyeyim, uzatmanın faydası yok. merkez partisi olmadığı örtük şekilde kabul edilen bir parti için "radikal" yerinde bir sözcüktür, devletin temeli ile kavga etmek üzerine bin'a edilmiş siyasi hayata sahip necmettin erbakan çizgisi kadar kitle partisi olamamış bir oluşum için "radikal" denebilir, biraz daha türkçeye hakimiyet öneriyorum. "kasıntı kibarlık" tabiri içerisinde kabalık bulma keşfini tebrik ediyorum. zira evet, kasıntılaşmak zorunda kalsam da, mhp söylediklerimde hakaretamiz olmamaya özen gösteriyorum.
"gudik" için bir şeyler söylemeyi atlamışım. dandik kelimesi ile eşanamda kullanılır. kontrol ettim, tdk dandik'i "düşük nitelikte" olarak tanımlamakta. bu partinin siyasi söylemini "düşük nitelikte" bulma özgürlüğüm olmalı. illa methiye düzecek değilim. eleştiriyi kabullenmek olgunluktur. argo kelime kullanımı eleştirilecekse, meclis kürsüsünde değilim. uludağ sözlükte yazıyorum. basit bir argo kelimeye takılmak, takılacak bir şeyler arama kasıntısı olarak tanımlanır. hakaretamiz olmadığı açıktır. şu hale bak, beni buradan türkçe dersi vermeye mecbur kılanlara saygılarımı sunarak, huzurlarınızdan ayrılıyorum.
içerisinde sadece konuşan insanları barındıran partidir. Arkadaş ne bu anca boş söz kuru laf başka bi nane yok. Millet icraat bekliyor bi tutulur dal bekliyor. Herkes senin koalisyon zamanında ne yaptığını gayet iyi biliyor hiç boşuna yorma kendini gelirsin iktidara. *
MHP önümüzdeki süreçte hem içerdeki Truva atlarının, hem dışardan Sırtlan saldırılarının yoğun muhatabı olacaktır. AKP'lisi MHP düşmanı, Fethullahçısı MHP düşmanı, Doğu Perinçekçisi MHP düşmanı, Ulusalcısı MHP düşmanı, BBP'lisi MHP düşmanı
MHP kurulduğu günden bu yana kaderi bu olsa gerek
Sürekli hatırlattığımız Uygur Atasözü ne güzel açıklıyor MHP düşmanlığı yapanların halini Sanki MHP için söylenmiş bu atasözü:
"Köyün itleri birbirine küs olsalar da Kurdu görünce birleşirler"
bir futbol takımı gibi katıksız bir sevgi sebebi ile değil işlevi sebebi ile desteklenen partidir.
işlevi de türk milletine ve türk devletine yönelik her tehdide karşı mücadele etmektir. unutulmamalıdır ki erdal inönü karabağ işgal edildiğinde "azerbaycan vatandaşlarına başarılar dilemek" ile yetinirken milliyetçi hareketin mensupları o coğrafyada mücadele etmişlerdir.
bu organizasyon iktidarda olup ermeni zulmünü engelleyici bir adım atma imkânından mahrum olsa da ermeni işgaline karşı bizzat silahla direnişe geçmeye muktedir olmuştur.
bu vaka bile partiye verilen desteğin sebebini açıklamaya yeterlidir.
bununla birlikte o çok övülen kitle partilerinin ise bugün ne durumda, hangi oy bandında olduklarını ise göz önüne almak gerek diye düşünüyorum.
türkçe'ye hakimiyet önerenlere ise "radikal" sözcüğünü doğru zamanda, doğru yerde kullanmasını öneriyorum. ya da önceden farklı mânâlar vererek kullandıkları sözcükler üzerinden kıvırmamalarını.
Tek hareketinin zaten yeterince az olan tabanını eritmek olduğunu gördüğümüz partidir başka da bir hareketi yoktur. Adında dahi milliyetçilik geçmesine rağmen Nihal Atsız çekişmesinden bu yana din konusunda ve milliyetçilik konusunda sürekli kararsız kalan tek parti olmaya adaydır. Bazıları bu topraklar üzerinde yaşayan insanların çoğunun görüşünü,düşüncesini,duruşunu savunduğuna söylüyorsa bilin ki bu deli saçmasıdır.Bu topraklar üzerindeki insanlar gidip 82 anayasasına %92lik oranla evet diyor diye bunu istiyorlar bu ülke bunu üretiyor demek dönem koşullarını gözardı etmekten başka bir şey değildir.Az çok televizyon izleyen haber dinleyen herkes bilir ki ihtilal sonrası olan belirsizlik ve hayır oyu kullananların fişlenmesi(evet yaşayan ve bunu kitaplarda anlatanların söylediği şekli bu) korkusuyla verilen %92 gerçek irade olarak değerlendirilemez.Bugün gerçek irade bu partiye oy vermiyorsa bunun sebeplerini parti de ve politikasında aramak gerekir. Partiye bakıldığında zaten elle tutulacak bir şey olmadığı görülecektir. her ne kadar bahçeliden sonra bu reis diye tabir edilen köşe başı tutan tipler azalmışsa da bundan ekmek yemekte olan bir grup küsmüş partiden çekilmiştir. Yine koalisyon döneminde beklentisi olup istediği yere gelemeyen bir diğer grup ise yerel seçimlerde mhp zaten kazanamaz akpye oy verin diye ortada gezmiştir.Diğer koldan Devlet Bahçeli'de üzerine düşeni yapmış daldan dala atlamıştır.Bi kere balık baştan kokar,hiç mi bakmıyorsun rakiplerine adam bak bu ülke böyle ollllmayacaktırr diye l'ye basa basa diksiyonun ağzına sıçarken 3 ay içinde türk dil kurumundan çıkmaya döndü sen hala demokraaasi de gez bi geliştirin kendinizi be, böyle uç söylemlerle ,söyleyip yapmamalarla kim nereye gitmiş de siz gidiceksiniz
Yıllardır kötü yönetilen bir partidir. Bu Türkeş döneminde de, Bahçeli döneminde de aynı.
MHP daha demokrat olmalıdır.
Kürt düşmanı olmamalıdır. Kürtçe eğitime, konuşulmasına karşı çıkmamalıdır. Kürtleri gerçekten kardeş olarak görmeli, bölünmeye neden olmadan, Kürtlere hangi kültürel hakların verileceğini diğer partilerle konuşabilmelidir. Unutulmamalıdırki, Bulgaristan, Suriye, Irak, iran, Afganistan, Çin, Rusya gibi ülkelerdeki Türklerin kültürel haklarını samimi olarak savunabilmek için, içerde o hakları Kürtlere vermeliyiz.
Partide liderin dediğim dedik anlayışı yerine, tabanın taleplerini yukarıya iletilmesini sağlayan bir düzen kurulmalıdır. Parti politikaları liderin kafasına göre değil, bütün partililerin ortak iradeleri sonucu oluşmalıdır.
Parti daha pragmatik olmalıdır. Lider, Teşkilat, Doktrin gibi vakti geçmiş anlayışlar terkedilmelidir. Dokuz Işık gibi zamanı geçmiş şeyleri uygulamak yerine, günümüz ekonomik şartlarına daha uygun ekonomik politikalar geliştirilmelidir.
Eğitim-Kültür alanında, milli ve manevi değerlerin çocuklara, gençlere verildiği, vatansever milliyetçi gençlerin yetişeceği özel okullar açılmalıdır. Diğer yandan iktidar olunduğunda eğitim-kültür alanında yapılacklar için önceden hazırlık yapılmalıdır.
MHP daha dindar olmalıdır. Bunu samimi olarak yapmalıdır. Halkın değerlerine dayanarak siyaset yapmalıdır.
Dediklerim yapılırsa sağ seçmen AKP'den MHP'ye geçebilir. Mevcut şekilde yönetilmeye devam edilirse ne uzar, ne kısalır. Hatta BDP'nin alternatifi gibi, ona denk parti olarak kalır.