bünyesinde cereyan eden ülkü ocaklarına, sırf kavgalarda daha fazla adam toplayabilmek için üye olanların bulunduğu parti. hatta bizzat yakın bir arkadaşım bu kavgalara üst üste birkaç kez katılmayanların üstünde sigara bile söndürüldüğünü söyledi.
Eski bir sağcı olarak görüşüm , başındaki adam gitmediği sürece , yandaşlarından bile oy alamayacak partidir.Chp ile aynı kaderi paylaşır , akp de burdan kazanır.
(eski sağcı dediysem solcuda olmadım tarafsızım)
şu sıralar chp ile pek farkı olmayan parti. sağ görüş sol görüş kazınmıştır anti-akp görüş altında birleşmişlerdir neredeyse. renksizleşmenin bir diğer başrolüdür.
--spoiler--
Ne anlamı var, ne zarafeti var, ne zekâsı var, tümüyle anlamsız, kaba, zekâdan yoksun bir yasak.
Askerî hastanelere başörtüsünü türban biçiminde bağlayan kadınları almıyorlarmış.
Hastanelerin girişlerinde iğne kutuları bulunuyormuş, türbanlı kadınların türbanlarını tutturmak için kullandıkları iğneler burada çıkartılıyor, örtüleri askerlerin istediği biçimde çene altından bağlanıyormuş.
Bir kadının saçlarını hangi biçimde örteceğinden askerlere ne?
Çağdaş, modern olduklarını sanan birçok insanın bu manasız yasağı desteklediğini de görüyoruz, bir de tam tersini düşünsünler; belediyelere ait kuruluşlara kadınların başının açık girmesi yasaklansa ne diyecekler?
Bir kadının saçlarıyla ilişkisi resmî otoritelerce belirlenebilirse, bunu mantıklı bulursanız, bir başka resmî otoritenin de saçlarla ilgili bir başka yasak koymasını da mantıklı bulmak zorundasınız.
Açarsa haklı, kapatırsa haksız diyemezsiniz.
Bir kadının saçlarını ne yapacağına karar verecek resmî bir merci yoktur.
Bir kadının saçlarını açmasını ya da kapamasını emretmek aynı şekilde mantıksız ve manasızdır.
Bir hastane ziyareti, nasıl olur da bir örtü nedeniyle yasaklanabilir?
Türbanlı kızları üniversitelere sokmuyorlar, türbanlı hanımları askerî hastanelere almıyorlar.
Ne olmuş, askerlerle bazı yargıçlar bundan hoşlanmıyorlarmış.
Bu ülkede insanların nasıl giyineceğine askerlerle yargıçlar mı karar verecek?
Askerlerle yargıçlar, bu ülkede yaşayan insanların efendileri mi?
Yaşama biçimlerimizi onların emirlerine ya da zevklerine göre mi ayarlayacağız?
Bir insan inancından dolayı böyle giyiniyorsa kimse onun inancına ya da giyimine müdahale edemez.
Askerî hastaneleri ziyaret edenler asker değil, oraya orduya yazılmaya gitmiyorlar, bir hastayı ziyarete geliyorlar, neden askerî talimatnamelere uygun giyinmek zorunda kalacaklar?
Asker mi onlar?
Bizim generallere bakarsanız bu ülkede herkes asker, herkes onların emirlerine uymak zorunda.
Bir ülkede, bir başbakanın eşi, sadece giyim biçiminden dolayı o ülkedeki bir askerî hastanede yatan bir sanatçıyı ziyaret edemiyorsa o ülkede bir hastalık var demektir.
Üstelik çok da kaba bir davranış bu.
Başbakan, eşinin gözyaşlarını görmek zorunda kalmış.
Nasıl acı çektiğini tahmin etmek zor değil.
Eşinin başı bağlı olan birçok erkeğin aynı şekilde eşinin gözyaşlarına şahit olup kahrolduğunu tahmin edebiliyorum.
Kimin böyle bir hakkı var, kim ne hakla bu insanlara ıstırap çektirebiliyor?
Bu zorbalığı bu ülkede sona erdirmek gerekiyor artık.
Eski moda bir diktatörlüğü bu çağda hâlâ sürdürme çabasından başka bir şey değil bunlar.
Bu zihniyet, insanların Batılı gibi giyindiği Doğulu bir diktatörlük peşinde, bunu da çağdaşlık sanıyorlar; çağdaşlık giyimle olmuyor, fikirle, yaratıcılıkla, özgürlükle oluyor.
Dindar kardeşlerimizin de bu yaşananlardan bir sonuç çıkarmaları gerekiyor, onlara inançlarından dolayı yapılanlardan daha beteri Kürtlere ırklarından ötürü yapılıyor, aynı tür acılara Aleviler de hedef oluyor.
Bu gizli diktatörlüğe sadece kendi özgürlüğünü sağlamak için karşı çıkmak bir sonuç getirmez, her türlü baskının ortadan kalkması gerekir; Kürtler, Aleviler, solcular, emekçiler, dindarlar hep birlikte özgürlük için dövüşürlerse bir sonuç alınır.
MHP'nin ikiyüzlülüğü son hastane tartışmasında ortaya çıktı, bir anda askerleri destekleyiverdiler, eğer başörtüsü için dövüşen dindarlar, Kürtlerin, Alevilerin, emekçilerin hakları için dövüşmezlerse MHP gibi olurlar.
Dürüst bir insan, herkesin hakkı için mücadele eder.
Eşinin ağladığını gören Erdoğan ın nasıl içinin acıdığını anlayabiliyorum, benim varlığımla yokluğumun hiçbir fark yaratmayacağını bilsem de sonuna kadar başbakanın ve eşinin yanındayım bu meselede ama başbakan da buna benzer acıların Kürtlerin, Alevilerin, işçilerin evlerinde nasıl yaşandığını bilip sonuna kadar onların yanında olmalı.
Zorbalığa bir bütün olarak karşı çıkmalıyız.
Kimsenin zorbalıklardan dolayı ağlamadığı bir ülke yaratmak bizim elimizde; kararlı bir şekilde zorbalığa karşı çıkar, sadece bize benzeyenleri değil bize benzemeyenleri de savunursak zorbalık da biter, gözyaşları da.
arap daşşağı yalamayı sevmeyen allah korkusu olan harbi müslümanların oy verebilceği ideal partidir. ayrıca atılan oy pkk yı bağrına basmak vatanı milleti 37 ye bölmek olarak asla geri dönmez. (bkz: haydi müslümanlar mhp ye)
oyunu büyük bir hızla yükselten parti. doğu'da yaşamakta olan türkler, can güvenliklerinin olmadığının farkına bu dönemde kesin olarak vARDILAR. YAPACAKLARI YTEK ŞEY, MHP'YE OY VERMEKÇ BAŞKA HiÇBiR ÇIKAR YOLLARI YOK, YILLARDIR YAPTIKLARI YANLIŞTAN DÖNECEKLER. BUNDAN YÜZDE YÜZ EMiNiM.
Kökü CKMP dayanan, günümüzde ki adı MHP olan 70-90 arası 2000 küsur solcunun ve 1500 küsur sağcının feci şekilde can vermesinde rol oynayan baş aktörlerden ve yine 12 Eylül 1980 darbesinde rol oynayan figüranlardandır.
2011 seçimleri, mhp için olmak yada olmamaktır. çok büyük bir mucize olmazsa mhp'nin tek başına iktidar olamayacağı açık. ama iktidarın bir ucundan tutarsa bu seçimlerde, ki çok büyük ihtimalle tutacak, yenilikçi yüzüyle muhteşem işlere imza atmasını bekliyorum.