askeri liselerde çok sıradan bir durumdur çünkü askeri liselerde bütün derslere subaylar girer.
Askeri liselerde sınıf başkanı gibi gerzek bir ünvan yoktur, takım nöbetçi çavuşu vardır (nöbetçi çavuşu nöbeti boyunca takımın yani sınıfın sevk ve idaresinden sorumludur, öyle canım cicimle hareket etmez) öğretmen derse girmeden dikkat çeker (dikkat çekmek = dikkat diye böğürmek), öğretmen sınıfa girer ve baş selamı ile sınıfı selamlar, nöbetçi çavuşu da tekmil verir,
şöyle birşeydir bu tekmil : " 2 öğrenci taburu dördüncü takım matematik dersinde 28 askeri öğrenci ile görüş ve emirlerinize hazırdır komutanım"...
Ardından rutin ders başlar. Örtmenlere (örtmen) hocam ya da öğretmenim denilmez, komutanım diye hitap edilir, öğretmen söz verdiğinde ayağa kalkılır esas duruşa geçilerek tekmil verilir (mesela harp okulunda adamın adı ahmet yılmaz ise harbiyeli yılmaz şeklinde kendini tanıttıktan sonra söze başlar).
Derslere asteğmenden albaya kadar çeşitli rütbelerde subaylar girebilir. asteğmenler bitse de gitsek modunda olduklarından olayı pek ciddiye almazlar, ders genelde geyik muhabbeti ile geçer, ama örneğin bir yüzbaşının girdiği derste kılık kıyafetten hareket tarzınıza, üslubunuza kadar dikkat etmek zorundasınızdır. Öğretmen subaylar her ne kadar muvazzaf subaylara göre daha esnek olsalar da neticede onlar da birer askerdirler ve askeri disiplinin sağlanmasından sorumludurlar.
Bizim milli güvenlik dersimize tabur komutanı girerdi. Yarbay subaşı (ki bu tabur komutanı oluyor) müfredata uymaz, daha ziyade gelecek yıllar ile ilgili brifing verirdi. Askeri lisedeki milli güvenlik dersinde rütbeleri tanıtmak abesle iştigaldir zaten.
ülkeyi kışla gibi gören faşist devlet diyen solcu bozuntularının örnek aldıkları eski sosyalist sscb ülkelerinden gelen azerbaycanlı, türkmenistanlı, gürcü öğrencilerle konuşmalarını öneririm. adamlar lisede kalaşnikofu söküp takmayı öğrenmişler.
şerefli olan komutandır. bu dersi askerin gözünden anlatılması, öğretilmesinin mantığını uzun uzun anlatmaya hiç gerek yok. zaten anlatsak bile yurdum malları bir şekilde kafalarındaki anarşiyi aşamayacaklar. yanarım yanarım bu memlekette bu kadar mal nasıl türedi ona yanarım.
Bunu okuyun,bizim dersimize denizci bir albay girerdi ve adam derste pipo içerdi..üstüne üstlük hindistan cevizi aroması da katardı pipoya..inanabiliyo musunuz.Yeni sigaraya başlayan bizler çıldırırdık o derste zira sigara içmek yasaktı malumunuz.Hey gidi günler.
dersinde kopya çekersek, bizi tekme tokat dövebileceğinden, ne biliyim hapse filan attıracağından korktuğumuz kişidir. darbe zihniyetinin okullardaki tezahürüdür, öyle ki o üniformayla okul müdürüne bile rahatça postasını koyabilmektedir, okul müdür kim ki, sivil takım elbiseli bi adam, oysa karşısında piyade binbaşı var, adamın a...na kor. böyle bir havada ders verirdi kendisi, ders vermekten çok, biz askeriz, memleket için en iyisi biz biliriz, bize karşı çıkanın .................riz şeklinde vaazlar ederdi.
bizimki bir garip adamdı. siyasetten bahsetmezdi kesinlikle. karısıyla yeni taşındıkları yerdeki ilk günkü maceralarını anlatırdı. şehir merkezinin meydanından tutun binaların duruşuna kadar beğenip beğenmediklerini anlatırdı. halbuki biz tehlikenin farkında mısınız ile başlayan nutuklar beklerken...
milli güvenlik hocamız son derece pısırık bir şahsiyetti. adamın fazlaca üstüne giderdik ve bir gün patladı. eşeğin amına su kaçırdınız artık demesiyle tüm sınıf sessizliğe büründü, elbette bu söz öbeğini ilk defa duymamıştık ancak o adamdan duymak bizi son derece şaşırtmıştı.
yüksek rütbeliyse bayağı götü kalkmış biridir o. bizim hoca yarbaydı. herifin üniformasında bi yığın teneke vardı. ne olduğunu hiç merak etmemişimdir ama bir gün konu açıldı sordum işte.
- hocam o apoletin anlamı nedir?
+ paraşütle atlama bilmem neysi.( bundan sonra detayına girerek anlattı.)
- hocam peki bu paraşüt hedesini böyle hödölesek daha kontrollü iniş yapabilir miyiz?
+ oğlum sen inemezsin havada asılı kalırsın.**.
bir sabah nöbetten çıkıpta tam teçhizat kamuflajla derse giren ve öğrenci milletinin noluyo lan savaş mı çıktı diye apışıp kalmasına neden olan kişidir.
lise yaşına gelip hala derste yavşaklık yapan ergenlerin sevmediği komutandır.
bizim ki albaydı. çok saygılı seviyeli de bir adamdı. gösterdiğiniz saygının 10 katını size gösteren, yapılan bir yanlışa da fazlasıyla karşılık veren bir kişiydi. koridorda madalyalarıyla yürürken herkesin hayran hayran baktığını hatırlarım. derste ne kadar soğuksa, ders dışında o kadar sevimli bir adamdı. derste yavşaklık yapılmaması gerektiğini bilmeyen 3 5 ergen gerisi dışında sevmeyen de yoktu.
kızlara yüksek not veren ve kızlarla daha çok ilgilenen erkekleri her bulduğu fırsatta aşağılayan,cep telefonu kullanmayı bilmeyen bizden yardım isteyip daha sonra hem bize hem faturalı hattının kabarık olmasına küfür eden bir adamdı. bir de fashion tv izleyip gelir bize anlatırdı. adamdı yani.
genelkurmay başkanlığı ve milli eğitim bakanlığı arasındaki mütabakat sonucu 1 yıl boyunca haftada 1 saat gençlere çeşitli konular, iç ve dış güvenlik, askeri sistemler hakkında bilgi veren askeri personeldir. kesinlikle öğretmen olarak algılanmamalıdır, konusunda uzman bir şahıs olarak algılanmalıdır. amerika'da da bu uygulamanın örnekleri mevcuttur. tek sorun bizdeki sistemin daha katı ve öğrenciyi, ordu mensubu gibi gösteren bir sistem olmasıdır.
disiplini öğretmeye çalışan ve amacı gerçekten iyi , yararlı gençler yetiştirmek olan komutandır. çok karizmatik ve havalı bir durumu vardır okulda. dersleri de ayrı geçer tabii , öğrenciler de artı bir çekingenlik olur ister istemez.