bir banu el sözü. daha da açmak gerekirse şöyle diyor banu hanım: ''Bu memlekette insanların bir ön kabulu var. Herkes çalar, bal tutan parmağını yalar. (Toplum) şuna bakıyor; 'yesin ama yapsın'. Böyle bir beklenti de var.''
üstelik bu tespit "aklın yolu" isimli bir programda yapılıyor. türkiyede aklın ne durumlara düştüğünü göstermesi açısından önemli bir tespit tabii.
sormak lazım, bunu söyleyen şahıs, bu tespitini neye dayanarak yapıyor?
diyor ki, bal tutan parmağını yalar diye bir söyleyiş var. doğru, var öyle bir söz. lanet olsun ki var. peki bu sözden "devletin başına geçen adam, yolsuzluk da yapar" anlamı mı çıkıyor? hayır. başkalarına bir iyilikte bulunursan, sende bundan nasibini alırsın. ufak da olsa sana da bir pay verilir, hakkın da yenilmez demek.
ima ediyor ki, bahşiş bu ülkenin geleneğinde var. bahşiş bu ülkenin değil, dünyanın geleneğinde var. ama dikkat edilirse eğer türklerin tarihinde ne zaman güçlü devletler kurulmuşsa, yolsuzluğun ve rüşvetin de engellenebilmesi için ciddi önlemler alınmıştır. sadece türkler değil, tarihteki pek çok medeniyet, katı ve sağlam bir yasalar bütünü koymuşlardır ortaya. kültürden kültüre değişse de, kendi adalet anlayışlarını en iyi şekilde kurmuşlardır. çünkü adil olmayan bir ülke, hiç bir zaman düzenli ve dolayısıyla "güçlü" bir ülke değildir. olamaz.
bu konuları elin yunanlısı bizim program sunan 4-5 kafadardan binlerce yıl önce ele almış, adalet konusunda devlet konusunda bugün bile ders kitabı olarak okutulan eserler yazmışlar. bizim şaşkolozlar da daha halen o kafaya ulaşmaktan acizler. işte bu cehaletin koskoca bir toplumu nasıl esir aldığının belgesidir.
nasıl bir akıl tutulmasıdır ki bu, pişkin pişkin "yolsuzluk bu ülkenin hamurunda var canım. insanlar seçime kadar unuturlar bunu eki eki" diyebilmekte bir insan? hem de milyonların gözü önünde. yolsuzluk hiç bir ülkenin hamurunda yoktur. yolsuzluk bir kültür de değildir, öyle olsa zaten adını yolsuzluk koyamaz, ona haksızlık diyemezdik. nasıl ki hitler yahudilerin mallarına sebepsiz yere el koyduğunda ona hırsızlık denilememişse, insanları sırf ırklarından dolayı öldürdüğünde katil denilememişse, biz de yolsuzluğa yolsuzluk diyemezdik. yolsuzluk bir yozlaşmadır, hiç bir kültürün kabul edemeyeceği bir şeydir. hastalıktır. eğer bir toplum yolsuzluğa tepki göstermiyorsa, onların kültürlerine işlediği için değil; moronlaştıkları, bilinçsizleştikleri ya da tıpkı şu an yapılmakta olduğu gibi ana akım medya tarafından uyutuldukları içindir.
"ben tüm bunların bir tezgah olduğunu düşünüyorum" diyen bir arkadaşa saygı gösterebilirim. "akp yolsuzluk yapmamıştır" diyenlere de. henüz çözülmüş bir dava yok ortada. ama "yapmışlarsa yapmışlar, hizmet ediyorlar ya ona bak" diyen adam şerefsizin namussuzun önde gidenidir, en önde bayrak sallayanıdır.
bunu söylemekle, "adam cinayet işlemiş ama şuna baksana, her tarafından kibarlık akıyor. cinayeti unutalım gitsin" demek arasında mantıksal açıdan hiç bir fark yoktur. "hırsızlık yapmış ama o parayı kumarda harcamamış, o parayla kendisine iş kurmuş" demek arasında hiç bir fark yoktur. bu yüzden diyorum, bunu söyleyenler namussuzdur diye. hakaret olsun diye söylemiyorum, gerçekten öyle oldukları için söylüyorum. yoksa bir de içimden gelen hakaretleri savursam...*