yalan yanlış bir haberde olabilir doğru bir haberde olabilir.
şu var. misal bunu eleştirecek kesimden olanlar -insan hakları açısında değil dini değerler üstünden eleştirecekler için- kendi işyerlerinde mini etekli birini çalıştırır mı? hayır. ama mini etekli kadın gazetemizi almasın, ürünümüzü kullanmasın der mi? tabi ki hayır. migros başı örtülü olanlar bizden alışveriş yapmasın der mi? elbette hayır.
bu durumda iş kör ideolojiye giriyor.
şu da var eğer bir kadın gerçekten başını allahın emri diye örtüyorsa o zaman erkekler bir arada olabileceği bir yerde de çalışmayacak, onlarla temas etmesi muhtemel kasiyerlik vs. de yapmayacak.
migrosun atatürk ilke ve inkilaplarına sadakatini gösteren, müşterilerine olması gerektiği gibi modern ve laik bir imaj çizme kararıdır. kadını kapatmak asıl faşistliktir.
Bu konuları aşamamanın haklı üzüntüsünü yaşatır. Ayrıca çok da tınıma gitmez; kendisi bir Türk marketler zinciri olmadığından. Müslüman bir kişinin veya Müslüman bir fonun olsaydı eğer entry' m başbaşka olurdu; Bakara Suresi 120. ayet meali konuyu gayet iyi açıklamakta ve kendimize nasıl yön vermemiz gerektiğini göstermektedir: '' Sen onların dinlerine tabi olmadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da senden asla hoşnut olmazlar. Şüphesiz yol Allah' ın yolu, de. Andolsun ki sana vahiyle gelen bu kadar ilimden sonra eğer onların arzularına tabi olacak olursan Allah' tan başka ne bir dost bulunur, ne de bir yardımcı. ''
ateist misin diye sorduklarında "hayır allahsızım" derim. benim gözümde ateistlik ciddi anlamda bilgi birikimi ve bakış açısı gerektiriyor. ama bu konuda ateistim diyen yazarlar tarafından yapılan yorumlar hakikaten rahatsız edici.
kılık kıyafet konusunda savunduğum şey "isteyen kendini kartonpiyer kaplatsın, isteyen çırılçıplak gezsin" yönündedir her zaman.
işe alım süreçlerinde de milletçe yaptığımız yanlışların başında olan çalışanın niteliğinin ikinci planda olması burada da baş göstermiş.
ayrıca farklılık zenginliktir. müslümanından budistine herkes aynı havayı soluyup yemek yerken 2 muhabbet etse ve muhatap taraflar kişiliksiz değilse 2 insanın birbirini hor görme durumu yok denecek kadar azalır.
"Benim türbanlı bacımı migros'ta çalıştırmadılar" gibi hamaset olayına girmekten çok başka bir şey dikkatimi çekti benim.
Tam bu olaylar durulmuşken, kadınların kendi içindeki türbanlı türbansız ayrımı sonlanmış hatta toplumsal nefret dinmişken neyin peşindesin eyy Migros?
Lan konuşma şeklim rte'ye benzedi amk buzdolabına bile haykırmak, saldırıp ermeni dölü demek istiyorum.
Sanırım anadolu grup (migros'un yeni sahipleri) tepki çekmek istiyor, e canları sağolsun.
Ey kardeşlerim bu anadolu grup zihniyetine boyun eğmeyin, biz ne yapacağımızı iyi biliriz.
Neyse lan ben kaçtım, egemenle buluşacağım.
Tanım, kesinlikle kasıtlı bir kararla o eski tartışmaların içine sürükleme yollarının ilk fişeğidir.
"ya saç telim gözükürse, erkekler tahrik olursa, ya bu yüzden cennete gidemeyip, cennette erkeklere verilecek 125732478424688842 huriden biri olamazsam"
haberin aslı varsa şayet tamamen kendi bileceği iştir.
nihayetinde özel bir kuruluş. he bu karar ile birlikte safını belirler o ayrı konu. artık kendisine zarar mı getirir yarar mı sağlar ilerleyen günlerde anlaşılır.
- calisan turkbanli kizlar son derece suratsiz oluyor.
- yaw ben para harcamaya gelmisim, musteriye bir guler yuz goster. eline al demiyoruz. en azindan insan yerine koy ve yuzune bak konusurken.
- saygi sifir
imam-ı gazali'nin öğütlerinden ders çıkaran bir firmanın kararıdır. imam-o gazali ihya-ı ulum'id din adlı eserinde kadınların yerinin evleri olduğunu buyurmuştur. ayrıca bunla yetinmeyip, bir şekilde yabancı erkeklerle konuşmak zorunda kalan kadınların "haşin" bir dille konuşmasının dinin gereği olduğunu ifade etmiştir.
durum böyleyken market tezgahlarında, katılım bankalarında çalışan türbanlı kadınların hali soru işareti yaratıyor tabi... evlerinde oturmaları gerektiği halde oturmuyorlar. hadi oturmadın diyelim, bazıları müşterilerle "haşin" bir dille konuşma kuralına bile uymuyorlar. fakat kurala uyanların sayısı çok olduğu için, müşterilerle "haşin" bir dille konuşmalarından endişe eden migros onları işe almıyor olabilir.
şahsen kararlarına genel olarak katılmamakla beraber, imam-ı gazali'ye uyup, müşterilerle "haşin" konuşanları işe almamaları veya kovmaları normal karşılanabilir. yahu kim kendisiyle haşin konuşan tezgahtardan alışveriş yapmak ister ki?
Benim başörtülü bacım alkol mü satsın, sigara mı satsın, prezervatif mi okutsun barkod okuyucuya; kayganlaştırıcının barkodunu mu sorsun bilgi işleme? Yerinde bir karardır.