Yazılarından yürüttüğüm çıkarımlarla gizem perdesini az biraz araladığım yazardır. ve şu kadar net konuşuyorum ki biri benim hakkımda böyle bir detaylandırma sürecine girse altıma sıçardım, şu an kendimden bile korkuyorum.
evet başlıyoruz.
Öncelikli olarak yaş hesabına gireceğim, üniversite öğrencisi olduğu su götürmez bir gerçek, ama hangi üniversite, ona da değineceğim.
Ama şimdi soluklan kaynatasız.
Cezve isimli yazısında, ki her okuduğumda göğsüme öküz oturmuş hissiyatı veren bir yazıdır. babasının ölümünün üzerinden 3 yıl geçtiğini belirtmiştir.
- yazının başlarında 4. satır başında ya da siktirtmeyin belanızı ctrl+f yapıp 3 yıl yazın-
Bu şartlar altında 18+3=21 ve milliyetçi hareket partisinin 40. yılı kutlu olsun sürecine girmiş bulunmaktayız diyebiliriz.
Bonus:Ego üzerine adlı yazısında ise ''Mesela bazı dalyaraklara gittiğim okulu söylediğimde ilk iş olarak "paralı mı okuyon orda? diye soruyorlar.e be yolunu siktiğimin çocuğu zaten devlet okulu ismi söylemişim sana bu ne sikimsonik bir sorudur'' der. Ki ben bu ülke üzerine ''özel mi? devlet mi?'' tartışmasının süregeldiği tek bir okul biliyorum, o da galatasaray üniversitesi, ki galatasaraylı olmayanı almıyorlarmış tartışmasına bile şahit oldum, ona değinmiyorum bile mına koyuyum, ilkokulda yaşanıyor o tartışma.
Bu husustaki bir başka delilim ise Star Tv'nin Prison Break'i Yayınlaması adlı yazısına "itü sözlük'te de yazardık yarram ehehe" dipnot düşmüştür. itü sözlükteki nicki ise ''dedim bak dedim yanlış adama çattın dedim''
''- ne okuyosun sen şimdi?
+ işletme.
- kaç yıl okuycan?
+ 6 sene dede. 2 sene fransızca hazırlık var (söylerken omuzların dikleşmesi, gururlanmak, taşaklı okuldayım tripleri)
- nasıl? (torununa değil de adeta bir boka bakıyormuşcasına küçümseyici bir tavırla) ee kuzenin turgut 2 yılda bitirdi ya işletmeyi?''
Ki twitterda'da şu an bulamıyorum ama birine attığı mentionda ''sen de mi gsülüsün'' gibisinden bir şey yazmıştı, göztepesporlu musun demiyorsa, galatasaray üniversitesinden misin diyor muhtemelen. ki bu koşullar altında galatasaray üniversitesinde işletme okuduğu gerçeği, benim hasta ruhlu bir dalyarak olduğum gerçeği kadar yadsınamaz bir gerçekliktir.
isim mevzusuna gelince onun adı cemre ise benim adım da izzet altınmeşe amına koyuyum, o konuda hiçbir güvencem yok, ama cemre olmadığına eminim, itü sözlükteki entrylerinde 'adnan'ismine olan saplantısından ötürü, adnan olduğu ihtimali üzerinde durmaktayım, ama dediğim gibi bu mevzuda hiçbir güvencem yok, şayet dediği gibi isimler sözlüğünden bakılarak kanaat getirdilerse abidin, baha gibi isimlerden sonra cemreye kadar yol alınabileceğine dair inancım yok, ki abidinden sonra pek yol katedileceğine dair hiçbir inancım yok, ayrıca isimler sözlüğü ne amına koyuyum bir ismin dedenin ismi olur, bir ismin modern gibisinden bir isim olur, benim komple isimler sözlüğüne inancım yok, yani losing my religion kaynatasızlar.
Deşifre bizim işimiz eheheh.
özet: şarkıcı bengü'nün yok saydığı babasını tek göz odada yaşam mücadelesi verirken bulduk.
edit: adamın anasının kızlık soyadının üçüncü harfini vermediğim kaldı buna rağmen nereliymiş diye soranlar var, kırşehir çiçekdağlı olsa kaç yazar, new jerseyli olsa kaç yazar, hemşehri mi çıkmaya çalışıyorsunuz arkadaşım, hayır yani napacaksınız?
gerçekleri yontmadan söyleyeyim derken kırıcı olan bir blog yazarı. birkaç tweetinde ve başka mecralarda kadınların yalnızca güzel olduğu için fikirlerinin önemsendiğinden, feministlerin çoğunun çirkin olduğundan, çirkin bilim insanı kadınların güzel olsalardı bir yerlere gelemeyeceklerinden bahsetmiş. bu çocuğun ahlakla ilgili başka saptamaları var. iyiyi istiyor, iyi ve ahlaklı olmaktan, olmamız gerektiğinden de. ve ben gecenin bir vakti ağlıyorum. neden mi? benim çok yakınım birisi var ve bu kız çirkin olduğunu düşünüyor. ama nasıl biri? bir sürü öğrenciye ders veriyor. bir sürü fakir aile için yardım topluyor, herkesin ihtiyacı olduğunda yetişmeye çalışıyor, komik, hem felsefe hem de başka alanlarda kendini geliştiriyor,eşini çok seviyor ve diğer kadınlar gibi takı,toka,pahalı hediye beklemiyor. hatta düz bir düğünle evlendi. her konuda bana ve etrafındakilere destek oluyor, dinliyor, gerçekçi dönütler veriyor. melek gibi biri. melek ve bu kız çirkin diye daha az önemli olacak ha? çok duygulandım. çok koydu bana. çok fena oldum. bu kız el üstünde tutulmalı aslında. dünyanın acımasızlığı, kötücül bir yer oluşu hep bu saatlerde kor gibi düşüyor kalbime. uyuyamıyorum. başımı okşayacak biri lazım, bunca b*kun önemsiz olduğunu söyleyecek, eddie vedder sesli biri.
Bu herife niye tahammül edemiyorsunuz anlamıyorum. Gayet de akla uygun yazıyor, tüm kaynakları sunuyor ve çok güzel de analizler yapıyor. Adama ''kafayı yedi'' diyorsunuz ama kendiniz hiçbir halt üretemiyorsunuz. Bu kadar okuyan, düşünen ve üreten bir insana sahip çıkacağınız yerde her seferinde kötülüyorsunuz.
Ayrıca son yazısı da gayet tutarlı. Beğenmiyorsanız kendiniz üretin amına koduklarım. Ama şu adamın moralini, yazma hevesini bozmayın/kırmayın.
Piyon adlı kitabın gizemli yazarıdır. Değerli bi abimizdir. Sözleri, beynin en sübniminal yerlerine thorun balyozu gibi iner. Ekşicileri, kendi karanlıklarında kıskıvrak yakalar ve analarını ağlatır. Adeta korkulu rüyaları olmuştur bağırsak beyinlilerin. Sağın solun ele geçiremediği dürüst bir kalbi olduğuna iddaya girerim. inşallah yazmaya devam eder.
tamam sikkofield güzel yazıyorsun, espirilisin, akıcısın, harikasın, süpersin, genç kızların rüyalarını süsleyensin eyvallah. ama sanki bi yerlerde bi sorun, bi sıkıntı var. çok pis psikolojik baskı yapıyorsun ve ben bunu yemiyorum. mesela diyorsun ki " sinemaya 100 kişi sokalım ve berbat bi film izletelim, sonra bunlardan 99 tanesine film için çok iyiydi çok güzeldi dedirtelim. sonuncu eleman filmi beğenmese, hatta iğrenç bulsa bile methiyeler düzer, filmi över. " bunu toplumsal baskıyla açıklıyorsun ki doğrudur.
ama sonra dönüp şunları söylüyorsun: " o bir kişi var ya bir kişi, inanırsa, azimli olur görev ve ödevlerini yerine getirirse bütün dünyayı değiştirir. ben avare sözlükte yazmaya başladım, aktif yazar sayısı çok azdı, ama bugün bu noktalara geldik " buna da eyvallah.
fakat sen de seni okuyan insanları, o 100 kişilik topluluk içindeki cevval karakter olmaya teşvik ederken aynı psikolojik baskıyı uyguluyorsun. yazına başlamadan önce verdiğin bu gazla " ben de sikkofold olucam, ben de yapıcam " diye okuyor elemanlar yazılarını. sonra çoğu kitap okumaktan aciz aklı evvel düşüyor piyasaya ve kulaklarımızı sikiyor senden duyduğu üç beş cümleyle. güzel yazıyorsun eyvallah, kalemine kuvvet vere allah. ama ben senin uyguladığın bu psikolojik baskıyı yemiyorum haberin ola.