38 sayfalık yazı yazıp bir genel müdür yardımcısı kelimesini uzun yazamayacak kadar değişik bir üşengeçlik yapısına sahip tencereci. eğitim meğitim veriyorum diye de bizi uyutuyor. yer mi anadolu insanı mı masalları be?
günlerde birgün yine şirkette iletişimin çok yönlülüğü ile ilgili bir eğitim veriyorum.
eğitimciler bilir kağıt kullanılarak oynanan ve iletişimin tek tönlü olmasının ne gibi sonuçlar doğuracağını anlatan bir oyun vardır. katılımcılardan 10 - 15 saniye kadar gözlerini kapatmaları istenir ve daha önce verdiğiniz kağıdı önce ikiye katlamaları sonra sağdan bir parça sonra soldan bir parça koparmalarını tekrar ikiye katlayıp sol üst köşeden bir parça koparmalarını söylerim. ama net komutlar vermediğim için neticede herkesin kağıdı farklı şekillere bürünür. böylece hayatın sırrını çözmüş gibi bakın kağıtlarınıza der ve iletişimin öneminden dem vururum.
arkasına bir askerlik hikayesi de eklerim ki tam olsun nedir bu şöyle ki, yaz ayında hava çok sıcak komutanın misafiri var falan. komutan ere git büfeden iki frigo al gel der ama emir tekrarı almaz. 1 saat geçer er yok ortada, 2 saat geçer komutan iyice meraklanmıştır. er kan ter içinde elinde bir kriko ile geri döner ve komutandan ikinci krikoyu bulamadığı için özür diler falan. yani emir tekrarı, iletişim, görev verdiğin kişini görevini tam anlayıp anlamadığı önemlidir.
neyse sözüm ona iletişim sorunu çektiğimiz bir gmy de eğitimde. adam takmış şirket içi mailleşmelerde bile bilgilerinize arz ederim densin hatta onu geçtim eleman statündeki kişi hazırladığı işi bağlı bulunduğu gmy ye mail atsın. o da bana atsın vs. diye. tam anlamıyla bir hiyerarşi yaratıyor ama bunun iletişim kopukluğuna ve işleri aksattığını anlamıyor. odun yani senin anlayacağın..
neyse eğitimde o da gözlerini kapadı, kağıdını katladı, yırttı falan. herkesin gözlerini açtırdım ve kağıtlarının birbirlerinin görmesi için havaya kaldırttım. bu gmy ye şunu söyledim ; sayın bilmemne beyin dikkatine, kağıdınızı havaya kaldırıp bakmanızı, diğer kağıtlarla karşılaştırmanızı ve hayatın sırrı olan iletişimin önemimi kavramanızı bilgilerinize arz ederim saygılarımla mey. ne mi oldu dersiniz uyandım haha..keşke...birgün..
eski nickini bile bilirim ben bunun. tabir-i caizse sümüklü halini.. hey gidi sözlük hey, ne günlerimiz geçti. çok iyi insandır vesselam, e birde beşiktaşlı. bundan iyisi daha ne olacak. 1. yaş zirvesinde yine dağıtacağız, yine yiyeceğiz tavuk şişleri, urfa dürümleri. sözlüğün birinci yılı kendisine kutlu olsun. ayrıyeten *
1. yaşımızda evi yakma tehlikesiyle beni baş başa bırakan yazar, o kadar kocaman gülümsetti ki beni sigaram düştü elimden! helal diyor yanaklarından mıncırıyorum kendilerinin :)
şarap mantarlarından oluşturduğum dandirik koleksiyonumun, en nadide mantarını bana armağan etmiş yazar.
oldukça manidar bu mantarın oldukça ironik olduğunu düşünmekteyim.
ha fiyatta anlaşabilirsek herkese seve seve satabilirim.
sözlükte her zaman okumaktan zevk aldığım eğlence kaynağı yazar. biriyle girdiği entry yazışması beni koparmıştı. okumaktan altıma sı.caktım . print screen etmeyi unuttuğum güne hay diyim ne diyim. o yazsın biz okuyalım ...iki zirveye geldi(evet saydım) ama ikisinde de yoktum. benim geldiklerim de o. bir dahakine görüşmek dileğiyle.
(bkz: evet geri geldim)
Üflemeli bir Türk Halk çalgısıdır. Ana gövde, Kamış ve Kıskaç olmak üzere üç parçadan oluşmaktadır. Kıskaç kamışın uç kısmına takılmaktadır. Kıskaç kamış üzerinde aşağı veya yukarı doğru itilir ve yaklaşık bir perdelik ses değişimi sağlanarak akort edilebilir.Gürgen, ceviz, erik vb. ağaçlarından yapılan Mey yaklaşık bir oktavlık ses mesafesine sahiptir. Yedi üstte, bir altta olmak üzere toplam sekiz tane melodi perdesi vardır. Cura Mey,Orta Mey, Ana Mey olmak üzere üç çeşit mey vardır. Ayrıca Azerbeycan'da Mey'e Balaban adı verilmektedir.* http://www.discoverturkey.../kultursanat/b-h-mey.html
güzel yazar ve uzun entry yazanlar dayanışma derneğimin üyesidir, bu kadar da güvenir yani yazılarına.
nice yeni 14 ocak'lara senle diyelim ve seni de yerine oturtalım.
- kızım, arkadaş mey fabrikasından gelmiş, iki büyük ver şuna, protokole gitsin, bak orda deve var git yanına otur. al sana şaraplı pasta, hoşuna gider belki. dur balon da veriym sana.
dedim şu doğum gününün üzerinden geçsin bir iki gün, yaşlandığını unutsun, sinirler yatışsın öyle yazayım. efenim kendisi okunası, gülünesi, keyif veren bir yazar. dahası, gözlerimle gördüm taş gibi bir hatun. belinden kavradım, yanaktan öptürdüm ama sohbetimiz ilerlemedi. başım ağrıyor falan dedi, yemedim tabi ama ben de kalkacaktım zaten, uzadım. başka bir fasıla affetmeyeceğim yazar kısaca. iyiki de doğmuş yahu!
doğumgünüm direkt başlığıma yazarak ya da özel mesajla kutlayarak beni sonsuz sevindiren yazarlara bil mukabele diyen yazar. sağlık mutluluk ve başarı dilekleri için cümlemize diyorum..
şimdi çok naçizane ufak bir açıklamam olacak. çünkü şahsen bizzat kendim yani ben son olan birkaç sevimsiz olay yüzünden hayli sinirlendim ve üzüldüm. efendim bilmeyenlere şöle bir açıklama yapmak farz olmuştur. şimdi bu yazar kişisi mey gidip bir başlık açmıştır. başlığın içeriği ve yazılanlar tamamiyle dostane la manyaklar birbirinizi neden kırıp geçiyorsunuz paşalar bu milletin birbirini kırıp geçmesinin üzerinden kaymak yiyip semiriyorlar bize de bok yemek düşüyor minvalinde betimlemelerden oluşuyordu. daha sonra kanı hızlı akan bir yazar arkadaş çıkıp yazıyı başka uzuvlarıyla okuduktan ve aklınca ayar denen o müthiş yaklaşımı kendince sergiledikten sonra tarafımdan yazılan peşisıra entrylerle ne olduğunu şaşırarak başlığıma akıl almaz küfürler yazmıştır. merak edenlere özel mesaj kadar yakınım her türlü shotu copy si, hatta karbon kopyasını bile çıkardım elimde mevcuttur benden temin edebilir. daha sonra bu şahıs çaylak yapılmıştır. e haklı olarak burası da dingonun ağırı değil. kimse kimseye hele ki başlığında ağza alınmayacak küfürler etme hakkına haiz değil. şimdi de çıkıp bu kız kendine küfür ediyor başkası edince mi suç oluyor diye ortaya zırtlayan efendilere evet kardeşim suç oluyor der selamlarımı yollarım.
bu konu fazla uzadı. adam bana küfür etti. çaylak oldu bu kadar basit. yarın öbür gün insalık hali ben gider birine küfür ederim ben de çaylak olurum. gerçi ben o kadar düşmedim daha ya neyse..durum bundan ibarettir.
