gerçekten çok boktan bir durum. geçen gün bi çift geldi karşıma oturdu. yanımda yaşlı bi amca vardı. az bi şey sohbet ediyorduk ama amcada işitme problemi vardı biraz. neyse, geçti bunlar oturdu. karşıdaki piç devamlı beni süzüyordu, sevgilisini sikme niyetim varmış gibi. ben tantana çıkmasın diye hep camdan dışarı bakıyordum. bakıyorum bakmasına ama hep karanlık aq. boynum kırıldı bakmaktan. sonra ellerimi çiçek yapıp kendi ayakkabılarımı süzdüm. zaman geçsin diye yaşlı amcayla da konuşmak istiyordum ama adam duymuyordu. ben ineceğim yere kadar hep böyle bi yere sabitlendim. yine geçen gün de iri yarı bi polis oturdu karşıma. şöyle helal süt emmiş eli yüzü düzgün kız oturmazki zaten. nerde hanzo varsa beni bulur. yaşlı amca hariç. yaşlıları severim ben.
özellikle ankara metrosunda oldukça can sıkıcı bir durumdur. karşılıklı oturulacak şekilde ayarlanmış koltuklara itinayla oturulur. gidilecek durağa kadar hem mal gibi yere bakmamak hem de karşıdaki şahısla göz göze gelmemek adına kafayı elips biçiminde metro trenine asılmış reklamlarda gezdirmek gibi inanılmaz bir sıkıntıya katlanmak gerekir. reklamlardan sıkılınca karşıdaki şahsın çorabının deseni ezberlenerek yolculuk tamamlanır.
karşıya sevgilisi ile bir kız oturduğunda çifti rahatsız etmemek için cama bakmanın da yeterli olmadığı illet durumdur.bu sefer de camdaki yansımadan kızı kestiğiniz düşünülür ki bu en beteridir "ulan bütün optik bilgisini abazanlıkta kullanıyor it oğlu it" şeklinde tepkilerle karşılaşmamak için mal mal yere bakılır,bağcıklar çok ilginçmiş gibi gözler dikilir.
hayır uyuyor numarası yapmak da yersizdir bu sefer de "acaba gözleri hafifçe açık,ama kapalıymış gibi gösterek rahat rahat kızı mı kesiyor?" şüphesi yaratmak mümkündür.
off yazarken gerildim. kıl dönmesi ameliyatı geçirin ama bunu yaşamayın oğlum.çok pis bir şey.
Ya o karşındaki ağzını yayarak piç piç gülen , uzun saçlı bereli küpeli herifle kesişiceksin ya da boyun fıtığı olup sürekli sağ ya da sol tarafındaki meleğe selam vericeksin durumuna maruz kalmaktır.
yere bakarken doğru açıyı bulmayı gerektiren durumdur. şöyle ki; kafan biraz yukarda olsa karşındakinin pipisini kesiyor gibi olursun, kafan biraz aşağıda olsa kendi memelerine bakıyo gibi olursun. doğru açıyı bulup tam anlamıyla metro zeminindeki desenlere odaklanmak gerekir.
her mevsim güneş gözlüğü kullanıcıları için çevreyi rahatlıkla gözlemleyip insanların birbirleriyle göz göze gelmemek için yaptıkları uğraşları ve şaklabanlıkları izlediği hele de elinde tuttuğu kitabı ya da gazeteyi bir türlü çeviremeyen yolcularda varsa işte tam komedi zamanı derim.
şişman olduğum için ve genelde cama, "ne kadar alan kaplıyorum acaba?" diye düşünerek baktığım için kendi kendimle karşılıklı oturuyoruz biz. izleniyormuşum gibi hissettiriyor ayrıca.
Bağcılar-kabataş tramvayında karşılıklı oturanlar birbirlerini görememektedirler. Ayakta kalanların sayısı hayli fazla olduğundan bu durumdan kurtulunmuştur. Yeni problem ise ayrı bir meşakkattir.
Oturan her daim ayaktakilerin makatları ile haşr neşr olur. istesede istemesede durum bunu gerektirir.