insanların içindeki yaratığı ortaya çıkan toplu taşıma aracı.
Metrobüs savaştır. Metrobüs mücadeledir. Acıma yok, merhamet yok.. Her kim iş çıkış saati cevizlibağ'dan metrobüse binebiliyorsa onun sırtı bir daha asla yere gelmez.
medeniyetin rafa kaldırıldığı ulaşım aracı. durakta her şey normalken metrobüsün ufuktan görülmesiyle hareketlenmeler başlar. kapıların açıldığı anda ise plaza çalışanları, memurlar, öğrenciler omuz atma yarışına katılır. bu yolda düşenler olabilir lakin zafere giden her yol mübahtır.
metrobüste yer kapma bir sanattır ve herkes bu sanattan anlayamaz.
hangi günlerde ve saatlerde kullanacağınızı özenle seçmeniz gereken toplu taşıma aracı. aksi takdirde yolculuğunuz işkenceye dönüşebiliyor. özellikle de bu aracı seyrek kullananlardansanız yola çıkmadan önce bir bilene danışmanız, metrobüsü düzenli kullanan birilerine sormanız faydalı olabilir.
ramazan ayı dışındaki aylarda insanları kaynaştıran ortam. survivor'un metropol versiyonu. bir koltuğun 1000 kişi tarafından istenilip 1 kişinin aldığı bir hayat öğretici.
sosyolojik olarak incelenmesi gereken farklı bir dünya. Yaşlı teyzelerimizin Hulk'a dönüştüğü, her gün aynı sebeplerle kavgaların çıktığı ve insanların bunu gayet normal karşıladığı bir karadeliktir.
bunca sene nasıl bindim kullandım aklımın almadığı araç.
iş çıkışımda bazen acilen zeytinburnuna gitmem gerektiginde ve araba da taksi de kullansam daha erken gidemeyecegim için tercih ettigim ancak iflahımı beceren araçtır. bu adalet sarayının ordaki duraktan bi kaç kez binmenin ne büyük bi hata oldugunu agzımın içine kadar insanla dolunca anladım.
bir daha yaşamak istemediğim deneyimlerin nesnesi.
"dünya kenti" ve "metropol" olduğunu iddia edip, eli yüzü düzgün bir metro ağı inşa etmekten aciz bir şehrin insanlarına sunulan teselli ikramiyesi. adı da gayet çakmadır, gerçekte tercihli yoldan giden dandik körüklü otobüsten başka bir şey değildir...
metrobüs güzergahına metro yapılmadığı sürece sadece ilkel, geçici ve sonu olmayan bir çözüm yalanı olacak. hele medeniyetten nasibini alamamış ortadoğulu öküzlüğümüz ile daha da beter halde...
ha topbaş'a bakarsan 2017'de e-5 altına metro inşaatına başlayacak. ama kağıthane ile mahmutbey metrosuna başladı sanki istanbul'un en büyük yükü o hatmış gibi...
Arabamin su gibi benzit tüketmesi sebebiyle tasarruf için kullandığım araç... Ileride cocugum icin yaptigim bu fedakarligi yuzune vurup ders calismasini isteyebilirim artik. Bir baba olarak bu en dogal hakkim.
topuklu ayakkabıyla, etekle, iş çantasıyla, sırt çantasıyla, çocukla, bebekle, dedeyle, nineyle, hastayla binilemeyen, yarım saatten fazla 1 saatten az olmayan yolculuk sırasında oturularak seyahat edilemeyen, edirnekapı, topkapı, cevizlibağ, şirinevler, bahçelievler, okmeydanı duraklarında maksimum kapasitesine ulaşan toplu değil cümbür cemaat ulaşım aracıdır.
iş görüşmesine gidilirken kullanılamaz, haftasonu gezmesine gidilirken kullanılamaz ne bileyim iki dirhem bir çekirdek gidilmesi gereken yerlere giderken kullanılamaz.
sadece el mahkum işe giderken mecburiyetten ya da mecburen metrobüs istikametinde bir yere daha kısa ve ekonomik sürede gitmek şart ise kullanılabilir.
Fakir işi. Tabi herkesin altinda benim gibi mercedes'i yik malesef. Karşıya gidis geliş her gün 30 lira benzin yakiyorum. Bende böyle bi delikanliyim işte gençler. *