yarın 13 eylül. ve biz yine atkılarımızı takıp, formalarımızı giyip seni ziyarete geleceğiz.
yarın 13 eylül. yani 1991'in 13 eylülünden bir sürü sene geçti demektir. ama...
biz metin'den geçemedik.
metin'den vazgeçemedik.
yapılabilir bir iş de değil zaten.
metin oktay biz seni çok özledik.
(metin oktay, yarın saat 11.00'da kozlu mezarlığı'ndaki kabri başında anılacaktır. gelmek isteyenlere duyurulur.)
-galatasaraylılık bir din gibi bir mezhep gibi yerleşmiş köklü bir inançtır. bunun için galatasarayı tercih eder, galatasaraylılığımla övünürüm. diyecek kadar büyük bir galatasaraylıdır, yeri asla dolmayacak bir sevdalıdır.
aramızdan ayrılalı bugün tam 20 yıl olan büyük galatasaray'lı.
ne yerin doldu ne de ismin. şu kirlenen, şu adileşen, şerefsizleşen futbol dünyasında yerin hiçbir zaman dolmayacak. sadece sporcu kimliğinle değil, galatasaraylı kimliğin hiçbir zaman dolmayacak. varsın günümüzün 24 saati galatasaray'la geçsin, dolmayacak...
galatasaray'a ve galatasaray'lılara kattığın şey sadece sportif başarılar değil. asla... hani çok sevdiğin galatasaray'ın yazılı olmayan kuralları vardır ya ve sen o kuralları, o galatasaray sevgisini hücre hücre bedeninde yaşadın ve yaşattın ya ve biz şuan bir maçı kaybettik diye taraftarlığını askıya alanları görüyoruz ya kemiklerin sızlıyordur şimdi...
ölümünün 20.yıl dönümünde andığımız galatasarayın halkla kaynaşmasını sağlayan taraftarının oluşmasını sağlayan türkiyenin en iyi oyuncularından efsane futbolcu...
ayrıca galatasaray resmi sitesi konuyla ilgili harika bir giriş hazırlamıştır.
seninle ilgili hiç bir hatıram yok ,senin hiç bir maçını izlemedim.hatta babamın büyük gururla anlattığı ağlarını deldiğin fenerbahçe maçınıda izlemedim.ama bana galatasaraylılığın ne olduğunu anlatan karakter gurur başarı ve adamlığın sembolü hiç bir zaman unutamayacağımız galatasarayımızın gerçek 10 numaralı futbolcusu.ne tanju çolak nede hakan şükür kramponunun çivisi olmadı olamaz.
Bence Galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır. Galatasaray'ı işte bunun için tercih eder ve Galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım.
ölümünün 20. yılında özlemle anıyoruz seni büyük kaptan. öyle diğerleri gibi laf olsun diye söylenen bir laf değil bu. sen bu kelimelerin tam anlamıyla hakkını veren ender oyunculardandın. seni çok özledik biz metin oktay. 10 un gibisi gelmedi gelmeyecek.
sadece birkaç videosunu izlediğiniz bir insan, bir adam...
başkalarından duyma hikayeler, efsaneler...
tacı olmayan bir kral!
izlemedim, tanışmadım...
ama posterin duvarımda, ölümüne üzülüyorum.
fotoğrafların bile anlatıyor seni.
ne büyük olduğunu, şerefini, asaletini, herşeyini.
sen ki farklı renklerin ortak saygısını kazanmış insan,
huzur içinde uyu, mekanın cenn... öyledir zaten be abi...
Taçsız Kral...
keşke seni futbol oynuyorken seyredebilmiş olsaydım. keşke o çok sevdiğin galatasaray'ındayken sahada seni görebilme şansım olsaydı. ama olsun, biz hiç görmesek de, futbol oynarken hiç seyredemesek de seviyoruz seni, çok seviyoruz. senin galatasaray'ı ne kadar çok sevdiğini biliyoruz ve galatasaray taraftarları olarak metin oktay ruhuna layık olmaya çalışıyoruz. ruhun şad olsun taçsız kral.
şüphesiz, kuruluştan şimdiye dek kadroda yer alan isimler arasında galatasaray geleneklerine ve formasına en çok yakışmış değerli futbol adamıdır.
bugün, galatasaray taraftarı eski günlerini arayan takımda ' 11 metin oktay ' istiyorsa boşuna değildir bu. huzur içerisinde uyu kral.
ilk babam vurulmuş bu delikanlının efendiliğine geçirmiş parçalıyı üzerine.
çok ağlamış bu kralın ölümüne.
aradan yıllar geçmiş ama bu sevgi bitmemiş, asalet geçmiş kuşaktan kuşağa.
şimdi metin oktay aşığının oğluda ölümünün yirminci yılında gözleri dolu, üzerinde parçalı metin oktay belgeseli izliyor.
kim bilir onun oğluda izler aynı gururla...
mekanın cennet olsun taçsız kral.
ne mutlu seni tanıyana...
galatasaraylılığıyla gurur duyduğumuz onurlu, gururlu kaptanımız. bugün hepimiz sarıyız yalnız o kırmızı.
ne mutlu ki futboldan fazlasını bıraktı giderken ardında: adamlığı.
bir fenerbahçeli olarak aşırı sevgi ve saygı beslediğim rahmetli, güzel insandır. futbolun ne olduğuna dair en güzel cevaplardan biridir. metin oktay, baba hakkı, cihat arman falan. bunlar güzel insanlarmış. hala da öyleler.
galatasaraylılar nasıl can abi'yi sevdiyse, fenerbahçeliler de metin abi'yi öyle sevdiler.
galeriler de metin oktay ve can bartu'nun yan yana resimleri var... can abi'nin üzerinde parçalı galatasaray forması, metin abi'nin üzerinde çubuklu fenerbahçe forması.
peki iki kulübün efsane ismi nasıl oldu da birbirlerinin formalarını giydiler?
metin oktay'ın jübile zamanı gelmişti ve fenerbahçe'li yöneticilere; "ben kariyerimin en unutulmaz maçlarını fenerbahçe'ye karşı oynadım. eğer siz de kabul ederseniz son maçımı fenerbahçe'ye karşı oynamak isterim." fenerbahçe yöneticilerinin cevabı ise; "kabul ederiz fakat bir şartla.fenerbahçe kulübü ve taraftarı her zaman sana saygı duydu ve seni fenerbahçe forması ile görmek isterdi. 10 dakikalığına da olsa fenerbahçe formasını giyer misin?"
metin oktay'ın cevabı netti. "şeref duyarım!"
ve metin oktay'ın jübilesinde metin oktay 10 dakikalığına fenerbahçe forması, can bartu ise 10 dakikalığına galatasaray forması giydi.
Sinyor Casimiro Vizzini
Palermo Union Sportiva Kulübü Başkanı
Palermo, italya
Sayın Sinyor,
Sizinle tanışmıyoruz. Hemen kendimi tanıtmam lazım. Ben Galatasaray Futbol Takımı'nın meneceriyim. Yani Metin Oktay'ın eski meneceri. Artık Metin Palermolu oldu. Kaç günden beri kulübünüzle anlaşma hikâyelerini, gazetelerde okuyor, resimlerini görüyoruz. Fakat bilmem nedense anlaşılmaz derecede katılaşan, uyuşan hislerimle, olanları bir türlü değerlendiremiyordum. Bugün, Metin memleketimizdeki erişilmez şöhretinin içlerinden gelerek, inanarak başyazıcıları olmuş Türk basını mensuplarına bir veda ziyafeti verdi.
Ben de davetliydim. Hepimiz görünüşte çok neşeliydik. Amma, hepimiz de hissediyorduk ki, bu içlerimizi sızlatan, müşterek bir acıyı örtmeye çalışan yapmacık, feragat dokulu ve son derecede rutubetli bir neşe idi. Nitekim Metin toplantının sonlarında birdenbire sararan bir yüzle ayağa kalktı. Gözlerindeki nem damlalaşarak boşanmasın diye, kendini tuta tuta titrek bir sesle konuştu.
Memleketinden, anasından, kulübünden, arkadaşlarından ayrılmanın, yapayalnızlığın, yabancılığın soğuk koynuna atılmanın üzüntülerini öyle duyarak anlatıyor, oralarda da onu yalnız bırakmamamız için öyle çocuğumsu yalvarıyordu ki, sizinle yaptığı görüşmelere, hatta resmi mukaveleye rağmen, hâlâ donuk, inanamaz kalmış içim birdenbire kopasıya burkuluverdi. Metin sahiden gidiyordu.
Hayır! Hudutsuz kederimin size kırılmaya kadar genişleyebileceğini düşünmeyin sakın. Zira serinkanlı düşünebildikçe biliyorum ki zamanı gelince azı diş eti yarar, çıkar. Su kaynayınca kabından taşar. Evlat da kısmeti çıkınca evden kaçar. Bütün bunlara da kimse mani olamaz. Kısmet dedim de aklıma geliverdi. Ne yalan söyleyeyim, size karşılık şimdi hakiki duygumuz da, sevgili oğlumuzu iç güveyliğine kabullenen zengin bir kayınpedere karşı duyulabilecek kekremsi hislerden pek de farklı değil doğrusu.
Ah sinyor! Belki, sizce basit bir mukavele ile bağladığınız o insanın size neler kazandırdığını ve kazandıracağını katiyen bilemezsiniz.
Mükemmel bir futbolcu. Her sezon riyazi (aritmetik) bir katiyet gibi, söylediği kadar gol atan bir futbol kralı. Gençliğine rağmen inanılmaz derecede olgun, karakter sahibi bir insan.
Herkese yardıma hazır bir hayırsever. Hayır, hayır, bütün bunlar hiçbir şey değil. Siz Palermo'ya hiçbir kulübe nasip olmayan muazzam bir taraftar kitlesi kazandırıverdiniz. Şimdi Palermo Union Sportiva'ya kalben bağlı otuz milyon Türk taraftarınız var, inanın.
Küçücük Türk yavrularından tutun da, beli bükük ihtiyar Türk ninelerine kadar Metin'in başarısına dua edecek, Metin'in atacağı golleri gözleyecek, dolayısıyla Palermo'nun zaferlerini bekleyecek otuz milyon Türk dostunuz var artık. Siz bu kadar üzerinde titrenen bir kıymete sahip olduğunuzu nereden bilebilirsiniz ki. Ne olur, ona iyi bakın. Ona babacan davranın. Ne kadar büyürse büyüsün, daima sevgiye, şefkate muhtaçtır Metin. Belki de muhitine cömertçe dağıttığı sevgi ve şefkat akümülatörlerini şarj edebilmek için.
Eminim ki birkaç yıl sonra, memleket hasretine dayanamayıp vatanının sahalarına koşacak olan Metin'in arkasından siz de bana tıpkı benim gibi gözyaşlarınızla ıslatacağınız bir mektup yollayacak ve hislerimi o zaman daha iyi anlayacaksınız. Metinimiz italya'da Allah'tan sonra size emanet sinyor.