metin altıok

entry134 galeri8
    34.
  1. madımak yangınından ağır yaralı çıkıp bir hafta sonra hayata gözlerini yuman şair, gönül adamı.

    sonunda kendime bir top yangın edindim,
    soluğumla besledim dudağımın ucunda.
    ömrümün külüydü savrulan hep ardımda,
    örterek yavaş yavaş bıraktığım izleri
    yanmış bir günün sürüklenen kanatlarıyla.
    koştum, durmadan koştum o küçük yangınımla,
    adımın çaresiz kıyılarında kendi göğümü bulmaya. *
    içinde yangın sözcüklerini fazlasıyla barındıran bu şiirini okuyup okuyup hüzünlenirim. hem ona/ o yangına maruz kalanlara hem de bu ateşle yürekleri yakacak kadar insanlığını kaybetmiş olanlara..

    ayrıca;
    fazıl say' ın, metin altıok için bestelediği bir ağıtı ve yayımladığı bir kitabı vardır.
    (bkz: metin altıok ağıtı)
    0 ...
  2. 33.
  3. unutulmayacak şair, hele bugün...

    "bir anahtar verdindi bana
    kabaran yüreğimi bilerek.
    kullanıp durdum onu gönlümce,
    aşkıma kenar süsü diyerek;
    aşındırdım dişlerini zamanla.

    geriye ben kaldım işte.

    yalan olur sevmedim dersem;
    ama yolcu yolunda gerek.
    ey ömrümün uğuldayan durağı;
    yanlış hesaptan dönerek,
    benli günlerini sil istersen.

    geriye sen kaldın işte."

    şiirden başka; geriye ne kaldı, inan ben de bilmiyorum üstat.
    4 ...
  4. 32.
  5. 31.
  6. yeni ölmüş birinin gözlerini örter gibi,
    siyah uzun saçlarından
    usulca geçirdim üzgün elimi.

    (bkz: sevda üzre)
    2 ...
  7. 30.
  8. YANYANA

    Sevgiyle yapılmış bir yama
    Kaplamış yırtığını yanağımın
    Rengi pek tutmasa da.
    Sanki yüzüme akmış yüzün
    Başını başıma dayadığında.
    Seninle yanyanayız
    Eğri bir aynanın karşısında.

    isli titrek bir lamba
    Boğuşurken gölgeyle duvarda
    Acıyla ilmek ilmek
    Aşkımız yıllanıyor odalarda.
    Seninle yanyanayız
    Sessiz, yorgun ve ürkek
    Eğri bir aynanın karşısında.
    0 ...
  9. 29.
  10. 28.
  11. BiR YALNıZLıK işARETi

    Bir cam gibi önünde
    Yüzümü elinle sil,
    Hohlayarak üstüne.
    Seyret boş bir sokağa
    Hüzünle yağışını yağmurun.
    Sonra kaplasın yavaşça,
    Ilık buğusu soluğunun
    Yüzümü baştanbaşa.

    Ve bırakıp gittiğinde
    Bir küçük boşluk kalsın
    Alnını dayadığın yerde;
    Bir yalnızlık işareti
    işleyen ta içime.
    3 ...
  12. 27.
  13. ÖLÜMDEN KONUŞACAKTıK

    Evet sırasıdır, ölümden konuşacaktık,
    intiharın ebruli ipliğiyle
    Bir düğün gecesinde senin
    Yakası işlemeli giysinden.
    Kapı kapı dolaşıp, etamin ve goblen
    Örtüler satan bohçacı ölümden.
    Boynuna taktığın eğri taneli
    iki sıra inciden konuşacaktık,
    Seni ürküten tren sesinden
    Ayı gölgeleyen tekinsiz gecede
    Karşımıza apansız çıkıveren
    O ihtiyar dilenciden.

    Gel ölümden söz etmeden önce
    Bir şeyler içelim seninle.
    Buğulu bir bardağın içinde,
    Buzlu ve limonlu votkayla birlikte
    Konuşalım ölümden,
    Bir samanyolu olsun masamızın üstünde.
    Hadi gel konuşalım,
    Sulanmış bir taşlığın serinliğinde.
    Akşam sefaları içinde,
    Bir masa, birkaç sandalye
    Ve ikimiz ölümden konuşalım,
    Senin ağzında gül, benimkinde menekşe.

    Yarına var mısın söyle?
    Doğacak çocuğa, çığlığa, ishak kuşuna,
    Rüzgarın savurduğu tohuma,
    Kavağın pamuğuna var mısın,
    Bir ağacın kavına,
    Deri değiştirmesine yılanın,
    Kozadan çıkan kelebeğe,
    Hatmiye, atkestanesine?
    Hadi gel öyleyse ölümden konuşalım.
    Belki de tümüyle aykırıdır gerçeğe,
    Ama ne olursa olsun biz yine
    Ölümden konuşalım seninle

    Ölüm de vardır yaşadığımız her şeyde.
    Bir bardak çatlarsa durduğu yerde,
    Bir aşk ansızın biterse,
    Ayna kırılırsa yüzünle birlikte,
    Zamanıdır konuşmanın ölümden.
    Bir çiçek olağanüstü güzellikte
    Açıvermişse bir sabah,
    Bir topal aksamadan yürümüşse,
    Hadi gel ölümden konuşalım;
    Yüzünü al basmış hasetçiden
    Ve onun elindeki kuru değnek bile
    Filizlenir sevgimizden.
    5 ...
  14. 26.
  15. şimdi gel

    Sevdaydı bulduğum sende,
    Sende buldum senden geçtim.
    Terk ettim sanma sakın;
    Yeni bir hızla bilendim,
    Çağıldayan özgür sesinde.

    Şimdi gel durdurma beni.

    Çünkü sevda bir nehirdir,
    Akar insan bütünlüğüne.
    Türlü kollar alarak
    Katar onları benliğine.
    Yürekten yüreklere yönelir.

    Şimdi gel dondurma beni.
    1 ...
  16. 25.
  17. felsefe öğretmenliğini yaptığı bingöl şiirlerinin dönüm noktasıdır..
    bir çok şiiri bu küçük şehrin kaldırımlarında, rakı içmiş vaziyette kurgulanmış ve yazılmıştır..

    'ah kavaklar
    ardımsıra ıslık çalar..'
    1 ...
  18. 24.
  19. kavaklar'dan aldığı parayla evine ilk buzdolabını almış şair. eli, kalemi değil, üstü başı kanlı olandır. ilginç ki şiirlerinde "yanma" vurgusu ne kadar belirgindir...
    3 ...
  20. 23.
  21. 1941 bergama doğumlu şair-felsefeci-ressam.
    2 temmuz 1993 sivas katliamından yaralı olarak kurtulup 9 temmuz'da aramızdan ayrılmıştır.

    kucaklıyor beni metin altıok
    aldırma diyor gülerek
    yaşamak görevdir yangın yerinde
    yaşamak insan kalarak /zülfü livaneli

    --spoiler--
    metin altıok ne düşünürdü?

    metin altıok'u anlatmak.. şu an hiç kolay değil. eşit ağırlıktaki iki ayrı duyguyu, aynı anda ve çok yaşıyorum. metin altıok eşimdi, arkadaşımdı, dostumdu. bu yanıyla bu benim özel acım, yüreğime saplanan bir hançerin kanayan yarası. öyle de kalacak.

    şairdi metin altıok!... felsefeciydi, yazardı. beyaz kağıtlara desenler çizer, dere taşlarını ince ince oyardı. güzel şevler yaptı doğrusu, zor olanı başardı. aydın bir sanatçısıydı bu güzel ülkenin. şimdi, pir sultan abdal dergisi için bu yazıyı yazarken, metin altıok'un pir sultan abdal derneği üyesi olmadığı geldi aklıma. üye olmayı düşünmezdi de. sivas'a gitti!... giderken "alevi-sünni" kaygılar, düşünceler taşımıyordu. pir sultan abdal derneğinin bu "şenliği (!)" düzenlemiş olması da metın altıok'un "muhalif" aydın kişiliğini hiç mi hiç etkilemedi. etkileyemezdi de/ pir sultan deyişlerini, türkülerini severdi, doğru. ama, şivan perwer'i de severdi, hale gür'den ege türküleri dinlemeyi de.
    metin altıok böyle bir durumda ne düşünürdü sorusuna yanıt arıyorum günlerdir. üzülür, acı duyar, öfkelenirdi. olayın şoku ile önce güzelce bir içer, sarhoş olurdu. sonra da oturup aydınlık gazetesindeki "kara kutu" köşesi için şöyle bir yazı yazabilirdi:

    "türkiye'nin bu gün içinde bulunduğu toplumsal ve düşünsel yozlaşma, zorunlu olarak, bir aydın sorgulamasını da beraberinde getirdi. örneğin, son zamanlarda islami fanatizmin yösterdiği tırmanışı yazar aziz nesın, türkiyeli aydınların görevlerini yapmamalarına bağladı. fanatizm hangi noktada uç vermişse, aydınların görevi, onu o noktada ezmektir' diyen aziz nesin aydınlan duyarsızlıkla suçladı, "

    metin altıok böyle başladığı yazısını şu sözlerle sürdürürdü:

    "... aydın olmaya giden yol muhalif olmaktan geçer. muhaliflik ise tavır koyarak yapılır, doğru adına, iyi ve güzel adına yanlışın, kötü ve çirkinin üstüne gitmeyen kişi aydın değildir. türk aydım kimi muhaliflerin başına gelenlerden ürkmüş ve neme lâzımcı bir konuma düşmüştür. bu konuma düşenler bir dereceye kadar bağışlanabilirler. ama uzlaşmacı aydınlar (bu nasıl aydınlıktır bilinmez) her türlü değere musallat olan birer kültür zararlısına dönüşmüşlerdir."

    metin'in evimizde oturduğu koltuk boş şimdi. çalışma odası sivas'a giderken bıraktığı gibi duruyor. yukarda, tırnak içine alarak yazdığım satırları o'nun 24 mayıs 1993 günü yayımlanan kara kutu' sundan aldım.

    evet, türkiye'li bir aydın, büyük bir sanatçıydı metin altıok...

    nebahat altıok
    --spoiler--
    4 ...
  22. 22.
  23. 21.
  24. sezen aksu'nun, sözleri metin altıok'a ait kavaklar şarkısını söyledikten sonra "ne yazık ki bu şarkının şairi de ormanlarımızla aynı kaderi paylaştı" diyerek tüylerimi diken diken eden, rahmet ve saygıyla andığımız şair.
    3 ...
  25. 20.
  26. şair, yazar, ressam. şeriat düşkünü bağnaz rezil insanların yaktığı o an ki başta bulunan kişilerin de söylediği şu sözler çıkmıyor aklımdan;
    - toplumla askeri karşı karşıya getirmeyin. nasıl bir saçmalıktır ki adamlar çıldırmış bir şekilde oteli ateşe verirken yan tarafta askerler polisler bön bön bakıyor. kınıyoruz efendim kınıyoruz.
    2 ...
  27. 19.
  28. Sair, Yazar
    Metin Altiok kendini siire adamisti. Sair olmanin günün tehlikesini bir sis çani gibi duyurmak oldugunu vurgulayan bir sair Altiok. 13 Ocak 1991 tarihinde Cemal Süreya Siir Ödülünü aldigi gün, "Ben hayatla tam anlamiyla karsi karsiyayim. Aydin olmak muhalif olmayi gerektirir. Aydin karsi koyan insandir, kafa sallayan insan degil," diyordu.

    Madimakta girdigi komadan, 8 Temmuz 93 te ayrildi aramizdan.Sivas sana verdik senden isteriz.Canli verdik, canli isteriz
    8 ...
  29. 18.
  30. izmir bergama doğumlu büyük şair.
    sadece anlattığı şeylerle değil, anlatış biçimiyle de farklılaştırır kendini, biraz da bu sebepten farklı ve büyük şairdir.
    alevler, yangınlar üstüne şiirler yazmıştır. bir acıya kiracı'yı okurken, sanki bir şeyleri tahmin ettiği sezilir, yapı kredi yayınları'ndan basılan baskısında da zaten bundan biraz bahsedilir.

    kapağındaki fotoğrafını iyi betimleyen bir isimdir. bütün şiirlerini iyi özetleyebilecek bir şiir, ve bütün hayatını iyi betimleyebilecek bir kapak fotoğrafı...

    sıvas'ta, madımak oteli yangınında hayatını kaybetmiştir.
    4 ...
  31. 17.
  32. "Heybesinde yılan
    işaretleri,
    Baldıran zehiri
    Yüzüğünün içinde
    Ve yanında
    Kav taşıyan ben;
    Tekinsizim size göre
    ibret için yakılması gereken."
    7 ...
  33. 16.
  34. 15.
  35. 14.
  36. son deyiş te "Bir şey var dokunur bana/Yüzüme uymayan iğreti adım." demesiyle beynimin birkaçbin hücresini ayırdığım insan.
    1 ...
  37. 13.
  38. bilen bilir uzunca tanımlara sıfatlara ihtiyacı olmayandır.. metin altıok denmesi yeterlidir..
    2 ...
  39. 12.
  40. Hüznü bol ozanlardan. çeşitli mısra oyunlarıyla şaşırttı bizleri . yandı gitti de onda şaşırmadığımız , kendisinin tahmin ettiği biçimde ölen adam.
    1 ...
  41. 11.
  42. aşağıdaki muhteşem şiiri her okuyuşumda ya da duyuşumda gıpta ettiğim insandır.

    SARIL BANA
    Bu yaşıma geldim, içimde bir çocuk hala
    Sevgiler bekliyor sürekli senden.
    insanın bir yanı nedense hep eksik
    Ve o eksiği tamamlayayım derken,
    Var olan aşınıyor zamanla.

    Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.

    Anıların kar topluyor inceden,
    Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
    Ama yine de unutuş değil bu,
    Sızlatıyor sensizliği tersine.
    Senin kim olduğunu bile bilmezken.

    Sevgiden caydığım yerde darıl bana...

    metin altıok
    3 ...
  43. 10.
© 2025 uludağ sözlük