Atatürk döneminde yargı da içler acısı vaziyette. Yüksek yargıçlar, Atatürkün antikomünist nutkunu, Eskişehir tren istasyonunda gece hazırolda dinliyorlar.
Milli Mücadele, islam dini istismar edilerek kuruldu. Din devleti oluyoruz havası yaratıldı. içki yasaklandı. Atatürk, kanuna aykırı olarak içki içti.
Atatürk, orduyu güçlendirmedi. Orduyu, Fevzi Çakmak gibi tutucu birine verdi. Planı, güçlü bir orduya ihtiyaç duymadan, bölgesel paktlarla savaş riskini ötelemekti.
bir de alıntı yapalım roportajdan: " Aydın tanımının içine Müslümanların girmesini istemeyenlerin tavrından elbette rahatsızım. " Kafalarında gizli ajandaları var " türü argümanları hiçte manalı bulmuyorum. Komünizm zamanında Leningrad'da Kazan Katedrali'ni Ateizm Müzesi'ne çevirdiler. Sovyetler yıkıldıktan sonra orası yine katedrale döndürüldü. Oralarda camekanlarda, din düşmanlığı için fotoğraflar, kitaplar teşhir ediliyordu. Erken Cumhuriyet dönemlerimizde de benzer şeyler oldu. Mesela, ressamlar 1930'larda istanbul'da doğru dürüst resim galerisi yok diye, Sultanahmet Camii'ne göz koymuşlar. LAikçilere göre; islamiyet tehlikeli bir şeydir; büsbütün serbest bırakılırsa, kötü yerlere varır, askerler cumhuriyet devrimlerine sahip çıksınlar mantığı demokratik değildir. Demokrat olmak için bu tavrı bırakmak gerekir."
türk solu hakkında birçok araştırma yapmış, komünist manifesto'yu türkçeye çevirmiş şahane insan. terakki tarih günlerinde kıl payıyla tanışmayı kaçırmış olduğum kişi.* idol yapılası, araştırmacı kişiliğe sahip. kanıtı olmayan tezleri ortaya sürmez.
ülkedeki en önemli tarihçilerden biri. siyasi görüşü ve dini beni ilgilendirmemekle birlikte cumhuriyet tarihini iyi özümeyip analiz etmesini tebrik ettiğim bir yazar ve profesördür.