konseri bitirmiş gibi yapıp geri dönüp 1 parça daha söyleyeceğiz demeleri süper oldu derken o son söyleyecekleri şarkının seek & destroy olduğu anlaşılınca bize efsane dakikalar yaşatmış grup.
özetle; istanbul'dan metallica geçti, we'll see you very fucking soon...
mükemmel ötesi sahne performansı ile dun gece beni tekrar kendine hayran bırakan grup.50 bin kişiyi 2 saat hiç durdurmadan çosturan doyamadığımız grup. metalden anlamayanların bok attığı grup.
evet en baba metal grupları geldi ama finalde bir kez daha anladık ki babaların da babası metallica.
bir saniye bile tempoyu düşürmeden, kusursuz şekilde performans gösterip, binlerce insanı ağzı açık bırakmak... görülmeye değerdi.
ayrıca 2008 konserinden sonra daha da gençleşmişler.
james'in vücudu volverine kıvamına gelmiş.
on bilgi: kreator, slayer, venom, testament, overkill, megadeth, exodus thrash metal yapan gruplara ornektirler, sikerler.
tanim: metallica thrash metal grubu degil, gay cigliklari atan detone bir vokale sahip amerikan garage rock grubudur.
en büyük hayallerimden birisi bir metallica konserine gidebilmekti ama olmadı. ben burada hala finallere giriyorken adamlar bir kasırga estirip gittiler bize de konser videolarını yüzüncü kez izlemek kaldı.
memlekete 1 geldiler 2 geldiler 3 geldiler 4 geldiler gidemedim, skerim böyle işi bi dahakine tek de olsa gidecem aga. her konser sonrası haberlerde gördüğümde (ııeeehhh... m. ali birand'ın sunuşuna rağmen) heyecanlanıyorum.
ilk kez ortaokulda metallica istanbul'a geliyormuş diye sevinen ergen kalbim büyüsem de her seferinde kızların brad pitt'i görmesi gibipırpır ediyor.
kardeşlerimden, ablalarımdan, bacılarımdan özür dileyerek söylemek istiyorum ki , dün gece inönü stadında ortalığın a.q. muş gruptur. dün gece dünyanın en büyük devlerinden birini seyretmiş biri olarak memleketime dönmüş ve yarın çalıştığım devlet dairesinde işbaşı yapacak biri olarak söylemeliyim ki dünyam dönmüş durumda. sen tut james eşliğinde kafa salla, lars' ın 1 metrelik dilini dev ekranda izle, kirk'ün müthiş sololarını kulağından ayak parmağına kadar indir, ondan sonra kalk dairede iş başı yap. isyanım var ulaaannnn, obey your masteeeeeeerrrr.
Hetfield ne kadar pis, pasaklı, lanet bi adamsa Kirk o kadar iyi gitar çalıyor. Bir de Hetfield ile Lars o kadar paragöz olmasalar tadından yenmeyecek.
(bkz: metallica some kind of monster) filmini izledikten sonra sonisphere'deki muhteşem performansı gösterebilecek seviyeye tekrardan çıkabildikleri ve bir anlamda anka kuşu gibi küllerinden doğdukları için saygı duyduğum, takdir edilesi grup.
çok klasik ama tam olarak yerine oturan bir benzetmeyle "yıllanmış şarap" gibi diyerek tarif edebileceğimiz metal grup. dinlenilmesi ve dinletilmesi gerekilendir. nothing else matters şarkısı dillerden yıllardır düşmeyendir.
bazılarının;
(bkz: ben)
yaşam felsefesi olabiliyor kendileri. hele st.anger adlı albümden önce fena şarkılar yazmış ama sonra kendileri de biraz popüler kültürün etkisinde kalsalarda onlar benim vazgeçilmezim. hele thrash yaptıkları zaman the four horsemen şarkılarıyla beni costurmuş bulunmaktadırlar. severim, sevdiririm.
beni bitirdin metellica. (bkz: unforgiven) şarkısını bir özenle yazmıştım. sonra çok sıcak oldu. okulda sallıyordum. hoca geldi ve aldı. hala vermedi. belki notum o yüzden düşük gelmişti. *
bizim yeni yetmeler arasında pek bi popüler grup. eh, herhalde metal müzik ile yeni tanışan birisi ilk olarak metallica gibi bi popcudan başlardı zaten.
kendileri paragöz ve cimri insanlardır ancak elbette ki sevdigim, sevilen, sevilmeyi hakeden şarkılara da sahiptirler.
80'lerin metal müzik furyasını başlatıp hala ayakta kalabilmeleri aslında o kadar da tesadüf değildir. trash metal in kurucularından. ilk albümleri yamulmuyorsam kill 'em all idi, ki fena iş sayılmaz.
peki kendileri hakkındaki "king of the metal" soylemi biraz abartılı mıdır? bunu size bırakıyorum, katılmamakla birlikte. evet en popüler metal grubudur ancak "king" sıfatı fazla iddialı olabilir, ya da olmayabilir de bilmiyorum
grup san francisco çıkışlıdır. 80'lerde çıkarttıkları dört albüm de yaptıkları en iyi işlerden birisidir. zaten kalan zamanlarında bunları cepten yiyerek karınlarını doyurdular. kötü albümler, maddi kaygılar için düzenlenmiş dünya turneleri falan. günümüzde bile devam ettiğini bilirsiniz işte.
bu adamların en boktan albümü herkesin de bildiği gibi st anger'dir. en iyi albümü tartışmalı olarak master of puppets. hadi biraz iddialı olalım, tek başarılı albümü.
st anger denen "disaster" albüm 2003 yılında çıktıgında (pek cogumuz hatırlıyordur eminim o günü) herkes şok olmuştu. düşünün, ortada bi tane bile gitar-solo şarkı yok. metal albümü lan bu?! (sanırım bu sikik işe de nu-metal deniyo)
ancak yine söylemek lazım, ilk yaptıkları işler gerçekten fena değildir:
eski şarkıları cidden iyi grup ama zamanla parada bunları bozdu diyedüşünüyorum.
artık yaşlandılar adamlar napsın diyenlere pek katılmıyorum, çünkü yaşlı olup hala taş gibi olan gruplarda var.
dünya müzik piyasasının en afilli, en daşaklı gruplarından bir tanesi... grubun hikâyesi, şarkılar, konserler, yaşanmışlıklar v.s. hepsi de bir yerde metallica'yı, metallica yapan şeylerdendir.
ben ortaokul son sınıfta dinlemiştim ilk defa bu adamları ve genel, popüler olan nothing else matters yerine fade to black ile başlamıştı benim serüvenim(ki intihar şarkısıdır bilincimi yitireceğim herhangi bir anında hayatımın). ve "metal müzik" denildiğinde isminin de etkisi ile ve özellikle yurdumuzda her insanın aklında "metallica" flaşları patlar.
grubun abartılıp, abartılmadığı konusunda da değerlendirme kriterlerimiz önemlidir. öteden beri bir geyik vardır misal "lars(metallica'nın davulcusu) mı, nicko(iron maiden'ın davulcusu) mu?" şeklinde ve hemen her metal forumundaki anket bölümünde karşınıza çıkar bu soru. teknik olarak baktığımızda, nicko abi lars'ı duvarda tutar bagetleri ile ama mesele bateri yazmaya geldiğinde lars açıkara kotarır.
metallica isimli müzik grubunun abartılması, "king of the metal" olarak anılması(veya adlandırılması diyelim) da gene bu yaratıcılık kökünden gelmektedir. öte yandan kıyaslamaya iron maiden ile başlamışken vokal kıyasını da buradan devam ettirmem, anlaşılması adına yerinde olacaktır. james vokal yeteneği ve seyirci üzerindeki etki olarak bruce'un yarısı bile denilemez. ve fakat şarkı sözü yazabilmek anlamında da gene lars, nicko kıyasındaki durum çıkar karşımıza ve james, bruce abimizi öttürür deyim yerindeyse.
bu müzik tarzını biraz da dinleyicilerini bir yerden sonra müzik ile uğraşmaya sürüklediği, o enerjiyi verdiği için seviyorum. ve başarısız birkaç grup çalışması olmuş birisi olarak şunu çok açıkça söylemek mümkündür kendi adıma "müzikte yaratıcılık ve özgünlük herşeydir." metallica da bulunduğu dönem için bunu en başarılı şekilde başarmış bir müzik grubudur. st anger albümü ve son olarak piyasaya çıkan death magnetic albümü bana göre grubun en fiyasko(st. anger daha bir fiyaskoydu, kabul) albümleridir. ancak; metallica'nın artık şarkı yapmaya dahi ihtiyacı kalmamıştır. zira yaratıcılık zaten mevcuttur ve özgünlük anlamında da reload albümündeki devil's dance ve low man s lyric şarkılarını peşpeşe dinlemek dahi yeterli olacaktır. her iki şarkı arasında tarz anlamında neredeyse uçurum olmasına rağmen her ikisini de "metallica şarkısı" olarak kabul etmekte zorlanmayız.
şimdi gidip de no leaf clover dinleyeceğim, canım çekti o kadar yazınca...*
grup üyeleri ibnelerden oluşan grup. cliff burton öldükten sonra çıkardıkları ilk albüm and justice for all'da basslar duyulamayacak kadar kısıktır. ama ne olursa olsun sadece to live is to die'ı yaptıkları için bile dinlenir bu grup.
ayrıca sanal ortamda and justice for jason ismi altında elemanın birinin albüm şarkılarının üstüne bass kaydı geçmiştir, güzel olmuştur.
bide bu grubun 3 farklı hayran çeşidi vardır
1- kız tavlama amaçlı sözde hayranlar.
2- metallica'ya popcu diye bok atıp evde son ses metallica dinleyen dikkat çekmeye çalışan metalci hayranlar.
3- harbi hayranlar.
şuanda pek iyi müzik yaptıkları söylenemez ama ne demişler yiğidi öldür hakkını yeme. ayrıca sahne performanslarınında hala çok iyi olduğu söylenir.