b.k gibi bir yazarcıktır, kıt beyniyle aziz yıldırım yalakalığı yapan gözleri kör olmuşçasına febe yanlısı yazılar yazmaya çalışan, gereksiz köşe işgalinde bulunan gözlüklü ve az beyinli dombilidir..
bazı spor yorumcuları geçen hafta için alex kart görmeliydi dedi diye yine çoşmuş, tüm takımların ve spor camiasının birlik olarak fenerbahçe'nin şampiyonluğunu engellemek için çalışmaya başladığını falan anlatmıştır. muazzam bir hayal gücü.
yazılarını okurken, bu adamın heralde başka hiç bir işi yok bütün gün oturup fenerbahçe düşünüyor dersiniz.
bir de meşhur son hafta şampiyonluğu için hala hakemleri suçlamaktadır. hani fener-denizli maçı. kendisine göre hakemler birlik olarak fener'in gol yemesini sağlamışlar. kaç yıl geçti hala yazıyor.
genelde her takım için vardır böyle gerzek bir yazar. sanırım ortalığı karıştıkları için seviyor bunları müdürleri.
Bu isimlerin ne ifade ettiğini az sonra açıklayacağım...
***
Mircea Lucescu...
Fatih Terim...
George Hagi...
Eric Gerets...
Meriç TUNCA YAZIYOR
Karl Heinz Feldkamp...
***
Bu isimlerin de...
***
Ama önce sizleri 22 Aralık 1999'un Türkiye'sine götürmek istiyorum;
***
Bundan tam 9 yıl önce;
* Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı, merhum Bülent Ecevit, Başbakan ve merhum ismail Cem Dışişleri Bakanı idi..
* F.Bahçe Samandıra Tesisleri'nin inşaatı sürüyor, Marmaray için "Yapılsın mı, yapılmasın mı?" tartışmaları devam ediyordu.
* Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hapis cezasını tamamlamış ama siyasi yasaklıydı.
* Cumhuriyet altını 33 milyon liraydı. Borsa 14 bin 119 puandaydı. Dolar 6 bin, euro 9 bin liraydı.
* Kırmızı ışıkta geçmenin cezası 11 milyon 250 bin liraydı.
* Benzinin litresi 550, LPG 150 bin liraydı.
* Asgari ücret 93 milyon 600 bin liraydı.
* Beşiktaş'ta Süleyman Seba başkandı.
* ABD Başkanı Clinton'dı. Rusya'da da Yeltsin iktidardaydı.
* Hülya Avşar ve Kaya Çilingiroğlu'nun kızları Zehra daha iki yaşındaydı.
* Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali daha açılmamıştı.
* Bugünkü Genelkurmay Başkanı ilker Başbuğ tümgeneraldi..
* Maçın oynandığı gün TMSF, Egebank, Esbank, Yurtbank, Sümerbank ve Yaşarbank'a el koymuştu... Demirbank, Ulusalbank, Toprakbank, Kentbank, iktisat gibi bankalar vardı. Fortis, HSBC, Dexia henüz Türkiye'ye gelmemişti.
* Engin ipekoğlu, Fenerbahçe ve Milli Takım'ın yedek kalecisiydi.
* Milli Piyango'nun yılbaşı büyük ikramiyesi (31 Aralık 1999 için) 1 trilyon liraydı. Trilyon barajına ilk kez ulaşılmıştı.
* Taksim-4.Levent metrosunda tünel inşaatları devam ediyordu.
* Cem Yılmaz askere gitmemişti.
* Google yoktu. Cep telefonlarının ekranları renkli bile değildi.
* Ve o gün ilk okula giden çocukların bir çoğu bugün üniversiteden mezun oldu..
***
O tarihte Galatasaray'da Faruk Süren başkandı.. Daha sonra sırasıyla Mehmet Cansun, Özhan Canaydın başkanlık yaptı. Ve şimdi de Adnan Polat başkan oldu..
Fenerbahçe'de ise o tarihte başkan olan Aziz Yıldırım bugün de başkan..
***
Bütün bunları niye mi yazdım?..
Galatasaray'ın Kadıköy'de son Fenerbahçe galibiyeti yaşadığı tarih 22 Aralık 1999'du. Skor 2-1'di..
ilginç olan tek şey, bugün o maçta Galatasaray forması giyen hatta ikinci golün pasını veren Emre Belözoğlu görev verilirse pazar akşamı bu kez Fenerbahçe'nin başarısı için ter dökecek.. Sarı-Kırmızılı ekipte ise o kadrodan sadece Hasan Şaş kaldı..
***
Şimdi gelelim en baştaki teknik direktör isimlerine;
ilk grupta bulunanlar Kadıköy'de bırakın beraberliği hiç Galatasaray yenilgisi görmediler..
ikinci gruptakiler de Galatasaray galibiyeti.. Hatta beraberliği bile..
GALATASARAY: Mehmet Bölükbaşı (**), Fatih Akyel (**), Carlos Alberto De Oliveria Capone (**), Gheorghe Popescu (**), Ergün Penbe (***), Okan Buruk (***), Suat Kaya (**) (Dk.46 Ahmet) (**), Emre Belözoğlu (***), Hasan Gökhan Şaş (**) (Dk.67 Tugay Kerimoğlu) (**), Hakan Şükür (***), Mandinga Dos Santos Marcio (***) (Dk.85 Bülent Korkmaz)
YEDEKLER: Kerem inan, Mehmet Yozgatlı, Arif Erdem, Saffet Akyüz.
TEKNiK DiREKTÖR: Fatih Terim
GOLLER: (Dk.20) Hasan Gökhan Şaş (sağ ayak, pas Mandinga Dos Santos Marcio), (Dk.30) Mandinga Dos Santos Marcio (sağ ayak, pas Emre Belözoğlu) (Galatasaray) ; (Dk.51) Dinu Viorel Moldovan (sağ ayak, pas john Leshiba Mosheou) (Fenerbahçe)
SARI KARTLAR: (Dk.24) Fatih Akyel, (Dk.37) Mandinga Dos Santos Marcio, (Dk.75) Gheorghe Popescu, (Dk.78) Emre Belözoğlu (Galatasaray)
hürriyetin taraflı kalemlerinden biridir. yaptığı spor yazarlığı değil tamamen rakip takımları küçük düşürmeye çalışmaktır. ancak ne yazıkki herkes onun ne (!) olduğunu bildiğinden bu tuzağa düşmemektedir. son yazdığı yazısında "Başkan Aziz Yıldırım, Galatasaray'ın UEFA Kupası için ''Tesadüf'' demişti..
Haklıydı. Çünkü Galatasaray o tarihte sonra, Avrupa'da paspas olmuştu.." ibarelerini kullanarak gerçek bir fenerli nasıl olur göstermiştir. çünkü kendisi o tarihte uzayda yaşamıştır ve ertesi sene galatasaray ın çeyrek final oynadığını görememiştir. ayrıca galatasaray zaten sonra bir daha asla şampiyonlar ligine katılamamıştır.
bir daha yazmaması dileklerimiz kendisine ulaşsın lütfen...
ercan saatçi 2'dir. feneri savunmak için gs ve bjk ya çamur atmayı sever.
zico'nun türkiye'den ayrılırken fenerin yaptığı ayıbı bile çamur atarak örtmeye çalışmaktadır.
yazık!
fenerbahçelilik derecemin birçok insan tarafından bilinen bendeniz tarafından bir kez dahi dikkate alınıp okunmamış biridir. hatta her allahın günü çoğu gazetedeki her spor dalından her renkten yazarların yazısına önem vermeme rağmen bir kere dahi dikkate ve kayda değer görüp okumamışımdır. zaten ilk kez burada duydum ismini. her gazetede her takımda vardır böyle çatlaklar. okumayıp çıldırmamak ve gaza gelmemekte fayda var diye düşünüyorum.
bugünkü yazısını okuyup tanıdığım, nasıl bu kadar taraflı yazı yazabildiğine şaştığım, fanatik ve seviyesiz bir fenerbahçetaraftarı; bence yazar ya da gazeteci olamaz...
galatasaray 'ın tarihi başarıları ile fenerbahçe başarılarını * kağıda döküp kafasına vura vura öğretilesi cinsinden. bak kardeşim adamlar çok başarılı, siz sadece birebir maçlarda ve bir şampiyonluk olarak onlardan üstünüz geri kalan kısımda fıssınız anladın mı? fıs denilesi at gözlüklü yazar...
hicbir zaman fanatik bir taraftar olmadım, tuttugum takımın maclarınada gitmedim 3 buyuklerin rekabetine her zaman eglenceli tarafından baktım. kufurle bile olsa içinde zeka olan her usluba saygılı oldum.
evet bende gazete okumaya spor sayfasından baslayanlardanım.
yuzlerce spor sayfası kose yazarını okumusumdur ve hicbir zaman tarafsız bir kose yazarına rastlamadım; rastlamayıda beklemedim zaten. herbiri uzun zamandır bu sporun içinde bir yada birkaç klupden ekmek yemiş eski sporculardır.
canlı yayında "yaa yok ebesinin .mı ali sami" diyenlerden, ustu kapalı kufur etme cabasındakilere kadar her ceşit gubidikligin oldugu bu spor yazarı aleminde bu sahısın fındık kabugu buyuklugundeki fikirleriyle bir iki gun once tanıstım.
gordugum en seviyesiz adam tartısmasız kendisidir. usenmeden ve sabırla okudugum yazılarından edindigim intiba sanki bir kose yazarına degilde sokakta yatıp kalkan rambo lakaplı deliye yazdırılmıs yazılardır.
bu adamın sahsına soylenecek hicbir sey yoktur sahsiyetinin olup olmadıgı yazılarını okuyan herkes tarafından kolayca anlasılabılmektedir.
bu adamın basın kartı olması ise gazetecilik mesleginin boyle adamlar tarafından nasılda yerlerde surundugunun ispatıdır.
magazincilere "sizde gazetecimisiniz?" denirdi; bizde, haklı bulurduk bu sozu soyleyenleri ancak bu adamın yazılarını okuduktan sonra senay dudek 'e pulitzer verilmesi gerektigine inandım.
sayın meric tunca cık bir damdandan atla ertesi gun seni kımse hatırlamıyacak emin olabilirsin. en fazla eglenmek icin seni takip eden bir kac kişi "ne oldu ya ? burda yazı yazan ibiş artık yazmıyormu?" der.
Her alanda provakasyon icin cabalayan embesiller vardır anlasılıyorki seninde ekmegin birkac serserinin sustalısından, doner bıcagından, kahve koselerinde yazılmıs kufurlerinden geciyor.
o ekmekle kendin dısında birilerinin karnını doyuruyorsan ben asıl onlara acırım.
bir cafede bulunduğum sırada, takvim gazetesi, cafede bulunan tek gazete olduğundan ve gazeteyi hep spor sayfasından açtığımdan, okumak zorunda kaldığım köşe yazarı.
not: bu entry, subjektif bir entry değildir, sadece ' onu okuyan da eziktir ' şeklinde bir ifadeye karşı yazılmıştır, ilgililerin dikkatine.
en hasından tanım: takvim gazetesinden soğutan, ismini vermek istemediği * yazılara imza atıp kulüpler arasındaki sevgi ve saygı bağlarını zedeleyen köşe yazarı.
kendisi bir yazısında bjk tv yayın akışını, beşiktaşlıların fb tv için yazdığına karşılık bjk tv'ye göre uyarlarmış. yalnız birşey dikkatimi çekti;
söz konusu yayın akışında bütün saatler kalın harflerle yazılmışken, bir tanesi kalın yazılmamış. bu yaptığı kendisinin bazı şeylerin farkında olduğunu gösteriyor.
birincisi bahsettiği tür korku değil, beşiktaş için komedidir. fenerbahçe için ise dramdır. öncelikle bunu öğrenmesi lazım..
ikincisi acaba fenerbahçe'nin ne zaman kupada çıkıp, beşiktaş'ı yendiğini kendisi görmüş?
bunları da bir yazısında anlatırsa seviniriz. selam olsun..
bu yaşına kadar bir halt olamamış ama olmak için can tanrıyar'ın yolunu izlemeyi uygun görmüş kişi.
can tanrıyar'ı hatırlayanlar bilirler. televolenin ilk çıktığı zamanlarda fener başkanlarının yanından ayrılmayan, yalakalığın ve seviyesizliğin dibine vuran bir arkadaştı kendisi. diğer tüm takımlara zekası ölçüsünde laf sokmaya çalışıp başkanları yanında prim yapmaya çalışırdı.
gün geldi devran döndü, can tanrıyarshow tv'de önemli bir göreve atandı. bir kaç sene öncesinin şaklabanı, kravatlı beyedendi oldu başımıza.
bu arkadaş da bu yolu benimsemiş görünüyor. yalakalık yapıp, diğer takımlara yarım beyin içi çeyrek zeka ile saldırarak büyük bir ulusal kanalda payını alabileceğini düşünüyor. bir de petek dinçöz muadili bir hatun bulursa değmeyin keyfine.
fenerbahçe'ye hayrı değil zararı dokunan adamdır.aklı başında fenerbahçelilerin,ki ezici
çoğunlukta olduklarından şüphe duymayı gerektirecek hiç bir veriye sahip değiliz,zırvalarından rahatsızlık duyduklarına emin olduğum bir budala.kabahat bu zavallı da değil ona o köşeyi tahsis edenlerde.
allah beğenip yaratmış ama, o mel bakışlardan ne mal olduğu zaten belli.
ilkokul 2. sınıf tarzı kompozisyonlar yazan, mütamadiyen yazdıktan sonrada bilgisayar monitörüne doğru 'off çok pis çaktım' diyerek kişnervari gülüşler atan insan. sözlük yazarı olsa her hafta en kötü entrylere 4-5 eserini sokar. o derece.
bu da böyle işte deyip geçilesi insan. böyle var olmaya çalışıyor..
benim takıldığım konu, türkiye'de onca donanımlı iletişim fakültesi mezunu genç işsizlikten kıvranırken böyle adamların köşeleri işgal ediyor oluşu, bu yaptığından para kazanıyor oluşu.
insani futboldan sogutur. hatta kendi insanligini sorgulamaya sevk eder. yaziktir, eziktir, zavallidir.. rakibini dusmani gibi gorur, aziz amcasinin sadik usagidir. bi' dedigini iki etmez..