--spoiler--
merhaba ben pembe tolga and this is jackass
--spoiler--
tadında bir yazar. kendisi erotizm yazarıdır. ki bu kolay bir iş değildir. erotik hikayeler yazmak büyük bür ustalık ve güçlü br kalem ister. bir okur, erotik satırları okuduğunda kendinden bir şeyler görmemelidir. hayal dünyasının gadasını gıdıklayacak, çok farklı ve marjinal kurguları kafasında canlandırmasına sebebiyet verecek satırlar okumalıdır bu erotik hikayelerde. bu arkadaş işin marjinal kısmını oldukça iyi yapıyor. ancak hikayelerinin içine yerleştirdiği şiddet öğeleri bazen amatör olabiliyor.
söykü içi yazdığı öyküsü bir öğretmenin gebermesine üzülecek kadar alçalmak da bu amatörlük mevcut. çok iyi huylu başlayan bir hikaye 360 derece yön değiştirip okuyucuya darbe indirmeye çalışıyor ancak öykü bir "sürpriiizzzzz" havası yaratacaksa bu, bu kadar keskin virajlara olmamalı. öykünün başında en azından okuru rahatsız edecek kadar bir "gariplik" verilmeli. yani ben ordan burdan duyduğum "açmayın dededler" yorumu ile bir srpski filmini izlediysem, başlarda çektiğim "lan ne zaman başlayacak abi bu gidişattaki garipliğin, bana verdiği huzurszuluğun yaratacağı sürpriz" o sıkıntıya benzer sıkıntıları dillendirebilmem lazım.
yine de kalemi uç noktalarda gezinen bir yazara fazla da akıl vermemek lazım. mazallah, 2000 bin tl yi elimize iliştirip bizi de yola getirir *
--spoiler--
şunu anlasana; biz içince erişiyoruz gerçeğe. biz içince bakabiliyoruz sadece.
bizim aşktan anladığımız beton yalayan kusursuz bir bina. bu yarayı kanatırsak altından bir hiç çıkacak. o hiç gibi dağılacak yüzümüze inen her darbede aşkın kuru üzüntüsü.
--spoiler--
--spoiler--
Bir merhaba'nın elim gölgesinde tüm anılar,
esiyor tüm yaralı asıflar,
bıraksam gökyüzünü intihar edecek...
envai günahlardan bir silah yaptım bize,
göz yaşlarına sür erittiğim tüm kelebekeri.
öldür şimdi şarkılarına dokunan her bir pembe satırı.
doğrult namlusu acılara kusan intihar silahını,
ne duruyorsun; öldür bu hikayeyi,
--spoiler--
liriği ile kalemine hayran kaldığım yazar. şiir konusunda kendisine mutlaka danışmalıyım zannımca. saygılar.
Yazdıklarının temeli neye dayanıyor, çok merak ediyorum. Feci geniş bir hayal dünyası mı, yaşamak istenen hayatın kelimelere yansıması mı yoksa başka bir yaşanmışlığın dışa vurumu mu belirsiz. Belki de bellidir de, biz anlayamıyoruzdur kim bilir.
Lakin bu tip kalemlere her daim şaşırmışımdır ben. merhaba ben pembe tolga'nın ardındaki kalem gibisi daha önce karşıma hiç çıkmadı gerçi, orası ayrı. Fakat hiç beklemediğimiz şeyleri yazan yığınla yazı, önyargılarımız yüzünden okunmadan yırtılıp atıldı. Oysa sanat, yazmak, edebiyat... önyargılardan arınmalı.
Biliyorum, şu anda birçoğunun 'hadi be oradan!' diyeceği şekilde düşünüyorum. bunu bilmek düşüncelerimi değiştirmeyecek. çünkü bu yazarın kaleminden olağanüstü cümleler çıkıyor, bunu atlıyoruz.
bu yazarın kaleminden müthiş bir hayal dünyası çıkıyor, bunu atlıyoruz.
bu yazarın kaleminden gerçek hayatta asla paylaşamayacağı bir ruh hali çıkıyor, bunu atlıyoruz.
merhaba ben pembe tolga ile ilgili takıldığımız noktalar; sadist ve gay olduğu.
peki cümleleri?
peki sıradışı oluşu?
peki her şeye rağmen yazıyor olması?
sadist olduğuna şüphem yok. ama bu duygusunu -atıyorum- polisiye yazılar yazarak dışa vursaydı tapılası olurdu.
gay olma ihtimali yüksek. ama bu durumunun zorluklarını, toplumun onu dışlayışını, iletişim zorluklarını yazıyor olsaydı, haline üzülen ve onu anlamaya çalışan yüzlercesi etrafında olurdu.
merhaba ben pembe tolga, herkesin okuyamayacağı, kaldıramayacağı, keyifli bulmayacağı yazılar yazmakta ısrarcı. çünkü kendini ifade etme şekli bu olabilir. sizin fantezi dediğiniz şeyler, onun dünyasında belki de böyledir.
şimdi, üzerime yağacak yığınla eksinin gardını almış bir halde, bu kalemden çıkan cümlelere şaşırdığımı, o cümlelerin bazen çok şey anlattığını düşündüğümü ve bu yazarın tercihlerini önemsemeden hayal dünyasının serbest bırakılması gerektiğine inandığımı söylemek istiyorum.
bırakınız yazsınlar.
bırakınız hayal kursunlar.
beğenmeyen okumaz.
kaldıramayan okumaz.
korkunç bulan okumaz.
ki ben fazlaca yadırgıyorum hikayelerini. ağır buluyorum, seviyesiz bulduğum çok fazla şey oluyor içinde ve bazen 'yok artık, o kadar da değil! deyip yarıda kesiyorum okumayı.
ama bu, kimsenin istediği şeyi yazmasına engel değil.
--spoiler--
mübalağa bir hüznün son gölgesinde şimdi ellerin,
yine bastırılamamış tüm isyanlarım kanıyor ellerinde,
bir karanfilin göz yaşlarına yazmak isterdim sarhoşluğunu;
ve tüm göz yaşlarının mührüne adamak isterdim ketum yokluğunu...
--spoiler--
şiirleriyle ve betimlemeleriyle beni benden alan ve -troll olmayan- yazar. gerçek bir yazar kendisi. zira bu kadar kaliteli troll olmaz, olamaz.
ve an itibariyle bana her şey yakışır programının pembe arabasını görünce aklıma gelen yazar.*
2 gece önce rüyalarıma teşrif etmiş yazar kardeşimizdir, artık ne kadar derine işlediyse rüya şöyledir efendim;
markette alış veriş yapmış kasada ödeme sırası bekliyorum aniden önüme biri geçmeye çalışır tutuyorum adamı sonra birbirimizi selamlıyoruz eski dost gibi muhabbete dalıyoruz, allah' tan uyandım sakata gelme ihtimali oldukça yüksek, rüyalarım genelde çıkar, yazdıkları keyifli gelmese bile okunur, her zaman çay içmek veya sohbet etmek istenen yazardır.