--spoiler--
merhaba ben pembe tolga and this is jackass
--spoiler--
tadında bir yazar. kendisi erotizm yazarıdır. ki bu kolay bir iş değildir. erotik hikayeler yazmak büyük bür ustalık ve güçlü br kalem ister. bir okur, erotik satırları okuduğunda kendinden bir şeyler görmemelidir. hayal dünyasının gadasını gıdıklayacak, çok farklı ve marjinal kurguları kafasında canlandırmasına sebebiyet verecek satırlar okumalıdır bu erotik hikayelerde. bu arkadaş işin marjinal kısmını oldukça iyi yapıyor. ancak hikayelerinin içine yerleştirdiği şiddet öğeleri bazen amatör olabiliyor.
söykü içi yazdığı öyküsü bir öğretmenin gebermesine üzülecek kadar alçalmak da bu amatörlük mevcut. çok iyi huylu başlayan bir hikaye 360 derece yön değiştirip okuyucuya darbe indirmeye çalışıyor ancak öykü bir "sürpriiizzzzz" havası yaratacaksa bu, bu kadar keskin virajlara olmamalı. öykünün başında en azından okuru rahatsız edecek kadar bir "gariplik" verilmeli. yani ben ordan burdan duyduğum "açmayın dededler" yorumu ile bir srpski filmini izlediysem, başlarda çektiğim "lan ne zaman başlayacak abi bu gidişattaki garipliğin, bana verdiği huzurszuluğun yaratacağı sürpriz" o sıkıntıya benzer sıkıntıları dillendirebilmem lazım.
yine de kalemi uç noktalarda gezinen bir yazara fazla da akıl vermemek lazım. mazallah, 2000 bin tl yi elimize iliştirip bizi de yola getirir *
yazdığı yazılar her ne kadar enteresan olsa da stil olarak mükemmel denebilecek yazar. lirikleri mükemmel, anlatımı sürükleyici. sözlüğün son zamanlarda gördüğü en kaliteli yazar.
çünkü ; ''sabah sabah sigara içmek'' başlığına sabah sabah sigara içme eylemidir tadından yenmeyendir tarzı entryleri sıkça gördüğümüz sözlükte bu herifin yazıları güzel gayet.
not: başlığı falan saladım lan örnek olsun diye.
ya bayılıyorum bu herife amk. ulan bu nedir?
ahaha sabaha düşünür gülerim buna. ulan eksik olma şu sözlükten ibne ya.
--spoiler--
yakaladığım üç balığın da dudaklarına birer öpücük kondurup, yüzgeçlerinin arasına 20'şer tl harçlık sıkıştırıp ırmağa yeniden salıverdim.
--spoiler--
(#15417921) entrysi ile sıkıcı iş gününü kahkahalar attıran neşeli bir güne çevirmiştir.
hay ben senin yaratıcılığını sikeyim ya.
--spoiler--
fakirler için tasarlanmış bu koşu yolunun üzerinde rüzgarda savrulan bir gelinciğin algun hayallerine süzülüyordum.
--spoiler--
--spoiler--
çırılçıplak koşuyordum üstelik... mpt'ye (minik pembe tolga'ya) taktığım pembe bere dışında bedenime sirayet eden hiçbir kumaş parçası yoktu.
--spoiler--
--spoiler--
yürüyüş yapan yaşlı dedelerin poposunu sıkıyor, yaşlı teyzeleri ise yere düşürüp suratlarını tekmeleyerek kaçıyordum. tanrım çok mutluydum...
--spoiler--
--spoiler--
tam da bu sırada mpt'nin pembe beresinin düştüğü fark etmiştim.
--spoiler--
aralarından en çirkin olan, en sakallı, poposunun sağ ve sol lobu defalarca ayrılmış fakat popoluğundan asla ödün vermemiş, geniş omuzları sistematik bir açıyla yerleştirilmiş, göbek deliğinin genişliği darp etmeye müsait, kulak memeleri matkapla delinmelik en yaşlı travestiyi aralarından seçip, hemen arkasındaki bahçeye fırlatıverdim. bekleyecek ya da eve götürecek zamanım yoktu.
--spoiler--
ulan şöyle 3-5 yazar olsun yeter amına koyayım.
edit: lan mpt nedir amına koyayım. hala gülüyorum.