mükemmel bir villa'da sınırsız kokain ve metamfetamin eşliğinde hunharca yerine getirilen libido gereksinimlerinden ibaret bir aşktır. tek dezavantajı kadınlardan nefret etmesi ama gizli gizli villanın bir yerine saklama imkanı bulunur elbet. gıcık olduğunuz insanların yüzüne 10.000 tl çarçıp utandırmak için kredi çekmeye de gerek yok tolga verir, nasıl olsa para bok gibi. ekmek elden löp löp göt lobları tolga'dan. hayat bu be!
hem sevgilinizi özlediğinizde elinizin dönmediği ama içinizde okunan lirikler vardır, siz yazamassınız ama o yazar. onun yazdıklarını okudukça resmedersiniz sevgilinizi kafanızda. böyle birikimli biri ile aynı ortamda olmayı isterdim şahsen.
başlığı "merhaba ben pembe tolga'nın tini mini bir top olması" şeklinde açmak olası değildi. keza birçok karakter sınırlamasının esiri olmuştu geniş düşünceler.
intizamsız hicapların eseriydi bu minik pembe top. kim bilir kimler eline vermiş, kimler inşaata kaçan topunun başında sevmişti ürkek bedenini. kim bilir hangi oportünist niyetler kullanmıştı titrek hayallerini. belki birçok şey yaşamış, çeşitli elemlere yenik düşmüştü. hayattan çok şey öğrenmiş, çok şey öğretmişti hayata. her darbede, her vurgunda biraz daha öğrenmişti çaresizliği. her çaresizlikte biraz daha güçlenmişti; ancak hiç bir yaşanmışlık açıklayamazdı yazdıklarını, hiç bir masumiyet örtemedi çizdiği ibne profilini. basbayağı, kesinkes ibneydi. bundan mütevellitti kötü örnekliği... edebi sözlerle süslediği hiç bir girisi ibneliği özendirmeye yetmezdi. hiç bir çabası bir insanın içindeki hastalığı makul göstermeye kafi gelmezdi. hastalıktı bu... basbayağı bir hastalık. tercih değildi. vizyon değildi. sadece bir hastalıktı. bu hastalığı empoze etmek de neyin nesiydi. kurumuş sinirciklerinde başka bir format kalmamış mıydı allasen? neden doğrular, olması gerekenler değildi de buydu? bu, ruhu fahişeliğin bir ürkek penise yansımasıydı belkide.
her şey belki de minik bir pembe topla başladı. kim bilir? ılık bir meltemin esintisinde, savrulan yaprakların arasında biten bir erkeklikti. kim bilir?
kapıcı erkeklerin, memesi sarkmış ninelerin, hatta zall'ın da hikayesiydi bu. bir ibne hikayesi...
5. sınıfta tekerlemeyi değiştirişinden bellidir bu olay.
Mini mini birler
Çalışkan ikiler
Tembel üçler
Dayak yiyen dörtler ibnedir beşler
Altılar altınımı çaldılar
Yediler yemeğimi yediler
Sekizler seksek olup gittiler
Dokuzlar doktor olup çıktılar
Onlar kırmızı donlar
okumuyorum seni güzel kardeşim. incik boncuk onlarca satırın arasına sıkıştırıyorsun asıl anlatmak istediğin şeyi. yorma bu kadar güzel beynini kasma kendini.
kendisine gelen entry girme kitap yaz teklifini reddettiğini söyleyen yazar. kendisiyle ufak çaplı bir sohbetimiz oldu kısaca not edeyim kendisinin izninide aldığım için yayınlıyorum bunu.
m.b.p.t.- merhaba ben pembe tolga
t.- thalassa
t.-sözlükte yazmaktan memnun musun ? ilk günlerdeki gibi heyecan veriyor mu bu sana ?
m.b.p.t.- kesinlikle çok memnunum, övgüden hakarete kadar çok tepki aldım, ara vermeyi düşündüm, hatta bırakmayı da. fakat bir süre sonra hayatımdan önemli bir şeyin eksildiğini gördüm. bu nedenle arayı fazla açamadan tekrar yazmaya başladım. heyecanım azaldı ama isteğim azalmadı aksine her geçen gün daha fazla arttı.
t.- sözlük dışında nasıl tepkiler aldın ya da teklifler ?
m.b.p.t.- çok olumlu tepkiler aldım kesinlikle. haber yapmaya bile geldiler fakat gizliliğimi ifşa etmemek zorunda olduğum için bunu reddetmek zorunda kaldım. yine aynı şekilde sözlükte yazmayı bırak aynı isimle sana bir kitap yazdıralım diyen 4 yayın şirketi geldi. ortaklaşa hazırlamış gibi hepsi yazarlığı bırakmamı ve aynı isimle kitap yazmamı istedi. ama bunuda reddetmek zorundaydım, çünkü benim sözlük dışında bir hayatım ve mesleğim var. buna ihtiyacım olmadığını onlara da kibarca ilettim. 1-2 ufak ısrardan sonra anlayış gösterdiler ve kapılarının her zaman için açık olduğunu söylediler.
not: kısaltılmıştır.
edit: kendisi bunu yalanlamıştır. artık belgelerle konuşacağım. *
hayali diyaloglarla üzerinden prim yapılmaya çalışılan pembelik tanrısı, lobları kutsanmamış vefa savaşçısı.
kitap teklifi de dahil olsa hususi arazime kimse giremez. götünden ceviz ağacına asar altında haka dansı yaparım.
9. neslin en iyi yazarı. adam şinasinin belki de kafka'nın yakalayamadığı üslubu yakalamış, sizlere burada bedavadan edebiyat serenatı yapıyor, halen daha troll olarak görüyorsunuz. kalemine sağlık diyorum.
bir de bir şey daha var, kendisine çok teşekkürler, mahcubiyetimizi bildirmek isterim kendisine, saygılar.