türkiye de tutmaz diye düşünüyorum biraz dikkat çekiyor işte, ah şu abazalarda olmasa hiç iş yapamayacak bu ve benzerleri. tamam farklı olmak gerek onu anladıkta iyice *okunu çıkarmış kendileri. pes ya özünü nasıl unutur insan!
türkiye kıtası sınırları içerisindeki tek orasını burasını açarak biyere gelmeye çalışan şarkıcı ünvanını kazanmıştır. amerika hakkında şarkı yazarak sıçması onu bu rezil rüsvan hallere sokmuştur. göründüğünün yarısı kadar modern değildir. amerika' yı ve dünyanın geri kalanını minik bir pencereden izlemektedir.
ilginç bir kadın. sansasyonel olmaya çalışıyor herhalde. şarkı isimleri de öyle, hareketleri de. şarkılarını gerçekler üzerine yazıyormuş bir de. (bkz: bekaretim yok)
sana değil kardeşine adlı şarkısı da araktır. zaten bizim türkler tek başlarına çalmadan çırpmadan bişey yapamazlar. la ink in tanıtımındaki şarkı bunu orjinalidir.
efenim biz bu hatunun perşembe gecesi balansta verdiği konserinde bulunma şerefine eriştik. canlı performansı çokta kötü değilmiş, sahnesi , şovu her bi şeyi iyiydi lakin tek kötü olan şey yeni yazdığı şarkıyı çok ta matah bi bok püsür gibi hemen oracıkta söyleyivermesi. he ben buna neden mi çemkiriyorum, şarkının adı pezevenkmiş. anlaşılan ilk albüme benzer bişeyler çıkacak, sansasyonel olma adımları ve sonrasında mercan kızı boynundaki mercan kolyesiyle tarlabaşında bir türkü barda gönül dağı söylerken falan bulabiliriz işte o yüzden. ama genede felsefemiz (bkz: sana değil kardeşine)
namussuzun biri tarafından kandırılmış, ya da kanmış numarası çekebilecek, kandırmış diye düşünülen adamın aslında bir suçu olamayacağı, adamın sütten çıkma ak kaşık olduğu kafaya daha çok yatan ve sağa sola sallayınca aynı kafayı ''ne la bu'' denilebilecek incelenmesi gerekli olmayan bir tür.
an itibariyle disko kralında gereksiz çıkışlar yaparak dikkat çekmeye çalışan ve gereksiz derecede "bakın ben inanılmaz rahatım" vurgusu yapan kişi. kısa süreli birlikteliklerde eğlenceli olabilir ama uzadıkça sıkıcı olacaktır. şarkıda söylüyor.
disko kralı'nda neden bu kadar kasıntı olmak zorundaymış gibi hissediyor kendisini anlamadım.
çok cool'um ben, müthiş relax'im, herkese alttan alttan laf sokarım o yeaa modunda ama tam aksine kasıntı bir görüntü çiziyor.
hiç gülmüyor -ben aşmışım öyle her şeye gülmem-, tek kelime etmiyor sadece araya laflar sokuşturuyor ve ifadesizce -burası neresi, bu salaklar da kim? dercesine- bakıyor. neden böyle anlamadım.
menajeri falan mı demiş acaba, disko kralı'nda böyle böyle yap, asi ol, karşı ol, iyi reklam olur diye.