Kurulduğu esnada partisine Kemal Kılıçdaroğlu'nun aynı kendisi ve Canan Kaftancıoğlu düşünceli 15 kişiyi transfer ettiği, aşırı Türkçü Meral ablamızın yürek burkan acı söylemleridir.
üniversitedeyken ben de erasmus ile yurt dışına çıkmıştım. barlarda, şehirlerin önemli yerlerinde fotoğraflarım var. bunun işsiz olmakla nasıl bir alakası var onu anlamadım.
Bir insan yurt dışına çıkmış ise illa zengin mi olması gerekiyor? herkes sizin gibi mesai, ev ve pazar günleri davar müessesine dahil olup bir çimlik bulup yuvarlanma üçlüsü ile mi hayatını idame ettirmeli?
insanların daha iyisini isteme gibi bir özgürlükleri var, herkes şükürcü zihniyete sahip değil, o yüzden algı oyununu bir tarafa bırakın bence. zira iki haneli iq sahibi insanların algısı ile oynayabilirsiniz ancak.
Sen onu bunu bırak geleceğin muallakta, bak kıdem tazminatı yasası geçiyor, onu düşün. gerçi benim işime geliyor o da ayrı mesele.
Erasmustaki hayat neticede öğrenci hayatı. ister otursun ders çalışsın ister her gece alemlere aksın, isterse 4 senelik okulu 8 senede bitirsin, neticede geçici. Eğer adam gibi çalışıp avrupaya amerikaya kapağı atacak gayreti göstermediyse fırsatı yakalayamadıysa gelip memlekette ağlamanın bir anlamı yok o kendi aptallığına yansın. Kafasız.
Bir sürü öğrenci var okul bittikten sonra avrupaya yerleşen, erasmusu fırsata çeviren şuan avrupada yaşayan ve orada çalışan. Onlar niye ağlamıyor?
Memlekette işsizlik var evet herşeye rağmen bu bir gerçek. Ama bunda gençlerin de suçu var. Herşeyi hazır bekliyorlar, yok öyle bir dünya. Sana sunulan bir imkan yoksa, kendi imkanlarını kendin oluştur. Yoksa iktidardan muhalefetten siyasetten beklersen havanı alırsın. Arkanda dayın yoksa Çok beklersin çok.
Parasızlık ve çaresizlik yüzünden intihar eden kız içinde önce "bak bak bira içecek parası varmış" dediler. Sonra da gidip kendisini terkeder babasını falan satın aldılar bunlar.
aktrollerin ilkokul terk olduğuna ikna eden cehalet örneği.
üniversite öğrencisine erasmus programıyla yurt dışı eğitim imkanı var. kalacak yer ve harcırah veriliyor. ayrıca interrail diye bir şey var. 1000 tl gibi bir paraya bütün avrupayı gezmek mümkün.
okulu bitirdin gene işsiz ve fakirsin o ayrı.
zihniyete bak lan, kuduz köpek gibi!!. sırf muhalifetten biri, bir genci işsiz lanse etti diye, o gencin geçmişine kadar araştırıp, çocuğu ifşa ediyorlar. yemin ediyorum çok tehlikeli ve korkunç bir zihniyetsiniz.
hayır fotolarda erasmustan. allah belanızı versin lan. sanırsın işsizlik yok. işsizlikten intihar edenlerin laneti de, vebali de boynunuzda olur inşallah.
ekleme: bir tane ak troll konu açıyor, akabinde 3-5 yeşil top mesaj atıyor. fetö taktiklerine devam!!.
recep tayyip erdoğan 24 Mart 1999'da hapise girene kadar "tek servetim elimdeki bu yüzük" dedi. 24 Temmuz 1999 hapisten çıktığı yıllarda oğlu bilal erdoğan "amerika'da indiana Üniversitesi’nde okuyordu". ee peki ? ne oldu bu tek servet olan yüzük... %100 burslu da kazanmış olsa bile o yüzükle mi hem oğullarının abd'de ki hayatını hemde kendilerinin türkiye'de ki hayatını idame ettiler acaba sayın aktroller ?
son sorum, bilal erdoğan'ın üniversite okuduğu yıllarda, fetö neredeydi ? yani katsayı zırvası felan hikaye. orada fetönün dizinin dibindeydiniz hepiniz.
bu ülkede insanlar çok değişik. ifşa edilen bir yalanı ayıp saymıyorlar. aksine neden insanların sözlerini araştırıyorsunuz da ifşa ediyorsunuz diyip, üstüne ahlak dersi verip bir de üstüne o müthiş ifadeyi ekliyor. olmazsa olmaz. "aktroller geldi yine".
zaten türkiyede normal insan yoktur. bir kısım aktrolldür, bir kısım vatan hainidir, öbürü fetöcüdür falan filan. burada bişeyci olmayan, sadece vatanını seven bir insan yok bu çomarlara göre.
ben "ayna siyasetini" tercih ediyorum. ülkeyi yöneten kişi sorumlu kişi olduğuna göre,suçu başkasına atma hakkı olmayan kişidir. madem insanların geçmişini araştırıyorlar, alsınlar kendi geçmişlerine baksınlar geçmişleri ak mı kara mı diye ? yurtdışına giden bir çok vatandaşımız "bu beyin göçü" diye gitmesinin yanı sıra, aileleri oğullarının başaracağını düşünerek "kredi çekip borçlanıyorlar". orada oğullarının bir çoğu hem okuyor hem çalışıyor. birileri gibi çıkıp da oğlumuzu göndermek için hanımın bileziklerini sattık. "bir tek bu evlilik yüzüğümüz" kaldı demiyorlar.
ama bir tek yüzüğü kaldığını iddia edenler, saldırdıkları şeyleri aslında kendilerii yapıyorlar. bunu çok rahat gözlemleyebilirsiniz. akp kendi kendini bitirecek çünkü onların beyinlerindeki bilinçaltı öyle dolmuş ki, beyinleri kendinden olanları dahi tehdit algılayarak saldırıyor. beyinde şöyle bir seçicilik vardır saldırganlıkla ilgili. eğer ki zamanında bilinçaltında saplandığınız şeyleri değiştirememişseniz ya da değiştirmemisşeniz, zamanı gelince kendinizi ona saldırır halde bulursunuz. bunun bir sebebi de bilinçaltının uzun bir dönem doğru kabul ettiği şeyi, beyin bir süre sonra yanlış olarak tanımlayınca bilinçaltı harekete geçer. ya yanlış tanımı yapana saldırırlar ki örneği işte yıllarca "fetö" öyledir dendi, bunlar çıktı öyle diyenlere saldırdı, fetöye toz kondurmadı. sonra ne oldu, akp bilinçaltında fetöyü değiştirmediği için, beyin "partiyi kurtarmak için değil bilimsel olarak insanın kendini kurtarmayı sağlamaya çalıştığı için" fetöyü kafalarında o an itibariyle artık "doğru" değil "yanlış kişi" olarak tanımlayınca, bilinçaltı da beyin ile ele ele vererek bu durumu değiştirmek için saldırdı durdu. çünkü kandırılmışlık hissi de bir kin yarattı ve hızını alamadı. önüne gelene saldırdı, kulp taktı. belki halisünasyonlar gördü. her gördüğü siyasetçiyi fetöcü sanıyordu. gerçeği farkettiğinde iş işten geçmişti. ülke 15 temmuz da işte böyle bir bilinçaltı karmaşası yaşayıp da körü körüne yaşayanların açtığı bir manzara ile karşılaştı. siyasetçiler bir kaç gün "birlik ve beraberlik" naraları attılar. çok sürmedi 15 temmuzdan yaklaşık 1 ay kadar sonra siyasi partiler tekrar kendi kendilerini ve birbirlerini yemeye başladılar. o yüzden tüm bu sağ ve sol siyasi partilerden- felsefe ağzıyla söylemeyeceğim, halk ağzıyla söyleyeceğim "tüm bu siyasi partilerden bir sikim olmaz" -
4 yıl emek verip üniversite okuyorsun geleceğe dair hayallerin oluyor okurken aynı zamanda çalışıyorsun da sonra ekonomik kriz oluyor işyerleri küçülmeye gidiyor işten çıkarılıyorsun buyrun benim o kişi 2 yıldır işsizim geleceğe dair hiç ümidim kalmadı hatta sektör bile değiştirmeyi düşünüyorum o kadar iş görüşmesine gittim olumlu düşünüyorsun olmuyor olumsuz düşünüyorsun yine olmuyor bir de şimdi araya Corona girdi galiba bu gidişle ev hanımlığına terfi edip master yapacağım.