i.melih gökçek in ne kadar çingene ağzına sahip olduğu gördüğümüz programdır...
i.melih gökçek: neden öğle titriyorsun haa..muhamuhahaha i.melih gökçek: mal varlığımızı değişelim...hade değişelim...muhamuhahahah i.melih gökçek: imzala bu kağıdı hade imzala...muhamuhahahaha i.melih gökçek: son bir kapanış yapacağım ve belgeylede bunu göstereceğim bakınız...*cilt no , aile sıra no , baba adı bizde merakla dinlemekteyiz acaba ne diyecek ya..bakın sölüyorum cinsiyeti: kadın muhamuhahahhah...*
emin çölaşan nın hatası böle çingene ağızlı seviyesiz insanla muhattap olmasıdır...melih gökçek yine her zaman ki gibi kalitesini göstermiştir...
tanım: bu iki halka mal olmuş insanın, anlaşma beceriksiliği ve isteksizliği sürekli birbirlerini karşı karşıya getirmektedir.
emin çölaşan yazılarında melih gökçek'ten sürekli i.melih gökçek şeklinde bahsettiği için melih gökçek tarafından dava edilmiştir. (bkz: bana ibne demek istiyor)
buna karşılık olarak, emin çölaşan köşesinde;ben ibrahim demek için "i. melih" yazıyorum. neden yanlış anlaşılıyor,"yarası mı var"şeklinde dalga geçerek yaklaşmaya devam etmiştir. bir yolsuzluğunu, suistimalini yakalarsa hiç affetmemekte, yılmamaktadır.
i. melih'in yüzündeki "sentetik" gülümseme ile, ki bakınca görebilenler, o gülüşün nelere kadir olduğunu rahatlıkla idrak edebilirler, şuursuzca ataklarda bulunduğu karşılaşma. bu kanıya, i.melih'in "baak tüm paramı açıklayabiliyorum, istersen mal varlığımı da açıklarım" temayüllü cümleciklerine mukabil, emin çölaşan'ın "istemedim ki?!" demesiyle vardım, onu da belirteyim.
adam, "bana çamur attın benim 9 milyon dolarım yok işte" diyor, karşısındaki hala "benim param şu, yok senin paranı aydın doğan veriyor, ben senin patronlarınla konuştum" vs diye geveliyor.
(bkz: oeehh)
olayın esasını ele almak yerine, tartışmanın ortasından cümleleri seçerek haklılığını göstermeye çalışan kitlenin de sözlük civarında çoklukla bulunduğunu anlamamıza vesile olan "karşılaşma".
madem olay bu kadar güzel, ben de naçizane, i.melih'in konuşmalarından bir "karma" yaptım.
'Ben kaybettiğim davaların parasını kendim ödüyorum, belediyeye ödetmiyorum, ama siz gazetenize ödetiyorsunuz. Onun için kazandığım parayı tabii ki ben alacağım..."