bugünkü spor servisinde üstü kapalı bomba haberi vermiş yorumcudur.
"galatasaray bir portekizli almak üzere ve eğer gerçekleşirse taraftar bu haberle stadı bayram yerine çevirir " diye de belirtti. fuat akdağ "cristiano ronaldo değildir herhalde" dediğinde de "ona eş, onun kadar sayılır" dedi.
kursağımda bir düğüm bekliyorum bakalım.
yalan diyeceğim ama osman tanburacı falan değil ki mehmet demirkol niye yalan söylesin.
teknolojiye ayak uyduramamış, uydurmaya niyeti de olmayan güya genç kuşak futbol yorumcusu. şöyle yazmış milliyet' teki köşesinde bugün: nette yokum. facebook ya da başka bir arkadaşlık ve sosyalleşme grubunda da. bana elektronik postayla ulaşmak da mümkün değil. yukarıda bir e-mail yazıyor olabilir ( gerçekten de var ) ama bana ulaşmıyor. maalesef durum bu. tek yol eski usül. mektup. kusura bakmayın.
şimdi demirkol' un bu söylediklerinden sonra ne diyeceğini şaşırıyor insan. bu devirde e-posta ile iletişim kurmanın roket teknolojisini gerektirmediğini her halde biliyor olsa gerek. e, o zaman niye halletmezsin? bu yolda iletişim kurmayı arzu etmiyor olabilirsin, o zaman hiç bir adres vermezsin. çalışmadığını bile bile o adresin köşenin üzerinde durmasının manası ne? editöre söylersin, bir daha koymazlar. ne tuhaf adamsın sen be mehmet. ilginç olmaya bayılıyorsun anladık, bu da mı ilginç olmanın bir yöntemi?
edit de edit: bir de müdafileri var bu adamın, aleyhine yazılan her şeyi eksilemek için alesta bekleyen. bir durun düşünün, adamın kendi yazdıklarını koydum buraya. var mı bir mantığı söylediklerinin? ayrıca ilginç olmak için kasan bu arkadaşımız değil mi? burnundan kıl aldırmaz edalarla yukardan konuşmaları, kimseleri beğenmemeleri? kendisinden daha donanımlı bir o kadar da alçak gönüllü, sukunetiyle meşhur uğur meleke' yi bile çileden çıkarmaya çalışan mehmet demirkol değil mi? ama yok, bir demirkol akıllı ve üstün bir de onun her halükarda destekçileri. hadi ordan be.
tamam akil adam. tamam akıllı bir spor yorumcusu, doğrusu futbol yorumcusu. tamam milliyet alma, habertürk izleme, stadyum izleme, lig radyo dinleme sebebi. tamam bize yakın düşünüyor, salak değil, orijinal fikirleri var. saçmalamıyor. emre örneğinde gördük lafı gediğiyle buluşturuyor. bunlar salak adamlarla dolu futbol dünyamızda mehmet demirkol ve uğur meleke gibi adamları seçmemizin nedeni. herkes seçmiyor da ben seçiyorum en azından bu ikiliyi. ama mehmet demirkol'da son zamanlarda gözlemlediğim bir şey var ki: sanki sıkılmış bu işi yapmaktan. hakan şükür'ün düz yorumları mı sıktı yoğusam günümüz futbolu idolü ömer üründül'ün bloklar arası uyumu her yorumun başına ve sonuna eklemesi mi bezdirdi bilmiyorum. sanki istemiyor orada olmayı. hatta bazen istememekten, sıkılmaktan ileri gidip de tepeden bakar havada konuşuyor. "benim seviyemde değil bunlar" tarzı takılıyor sanki. yazılarında hissedilemiyor tabii ama gerek stadyum'da gerek lig radyo'da hep böyle bir izlenim yaratıyor bende. o olmasa çok şey kaybetmeyiz ama varlığında çok şey kazanıyoruz. en azından yorumlarıyla benden tek farkı futbol oynaması olan hakan şükür ve ömer üründül arasında bir farklı ses çıkarıyor ama sanki istemeye, istemeye. e tabi o isteksizlik bana da geçiyor. ben de şimdilik istemeye istemeye izliyorum. yarın meçhul.
Düzgün futbol yorumcusu insan. Yaptığı yorumlar yerindedir çoğu zaman, diğerleri gibi çokbilmişliğe kaçmaz bildiğini uygun şekilde söyler. Diğer spor yazarlarına çamur atarak yazı yazmaz, futbol yazar. Tarafsızdır ayrıca, fenerbahçeli olmasına rağmen galatasaraya da tarafsız bakabilir.
"fenerbahce'nin teknik direktörlük icin teklif götürdügü adamin, kendi kendine 'ispanya sahillerinde sakin ve huzurlu bir hayat mi yoksa belli bir süre istanbul'da kalip saglam bir para kazanmak mi?' tercihi yapan bir adam olmamasi gerekir"
en az selçuk yula veya ercan saatçi kadar fanatik olmasına ramen bunu zekasındaki üstünlüğü sayesinde yorumlarında hissettirmeyen, ancak bahsi geçen yorumlar derinlemesine incelendiğinde fanatikliği farkedilebilen antipatik, fenerbahçeli futbol yazarı.
bugunku yazısıyla dusuncelerimin hemen hemen aynısını soylemiş kişidir.
--spoiler--
Basiretsizlik
insan bazen kendisinden şüphe etmeye başlıyor. Yahu hiç mi iyi bir şey yok bu yönetimde, ben mi abartıyorum acaba diye?
PAF takımla çıkacağız
Bu statta oynamayacağız
Kaptanlarımızı kadro dışı bıraktık.
Beşiktaş yönetiminde Arkadaşlar. Bakın hemen konuşmayalım. Biraz sakinleşelim sonra yapalım açıklamamızı diyecek birileri yok mu? insan bu kadar sözünden döner mi? Bir insan döner hadi, heyecanlıdır. Hemen anında yanlış kararlar veriyor ve sonra aklı başına geliyordur. Ama koskoca yönetim, menajer, teknik kadro... Tamamı, bir öyle bir böyle olur mu? Öyle bir noktaya geldik ki Beşiktaşın maçının tarihinden bile şüphe etmeye başladım. Bu bir yönü.
Ve asıl önemlisi. Tecrübeli de olsa genç iki adam söz konusu olan. Ceza verilecekse verilir, verilmeyecekse verilmez. Ama bu kadar oynanır mı onurlarıyla? Böyle ruhen çökerttikten sonra bu iki genç adamdan artık ne alınabilir ki!
Önce belki ülkenin en sadık taraftarına illallah dedirtip ardından da kaptanları perişan etmek nasıl bir iştir?
Şimdi söylesenize, kulüp Beşiktaş Jimnastik Kulübü ama yönetim Basiretsizlik Jimnastik Kulübü yönetimi gibi...
--spoiler--