kendisi duyduğum en iyi futbol yorumunun sahibidir..şöyle birşeydi ;
'' antrenör seçimlerinde türkiye de genel bir mantık hatası var..a takımların başına tecrübeli yabancı hocalar getirilirken altyapılarda futbolu yeni bırakmış genç isimler hocalık yapıyor..altyapılar futbolcu yetiştirmek için değil hocanın kendisini geliştirmesi için kullanılıyor..sonra da a takımın başındaki büyük isimli yabancı teknik adamlardan bu altyapısı zayıf futbolcuları kullanarak yeni bir ekol yaratması, başarıdan başarıya koşması bekleniyor..altyapılar tecrübeli yabancı hocalara teslim edilmelidir, bir ekol yerleştirilmek isteniyorsa bu altyapıdan başlar ve uzun vadede sabırla elde edilir.''
Sokakataki herhangi birinden bir artısı olmadığı halde ekranlarda ahkam kesen bomboş bir adam. Bomboş dememin sebebi tam olarak vakıf olmadığı, içinde bizzat bulunmadığı kavram, olay, kurum, kişiler hakkında olayların bizzat içinde bulunmuş ve konuya tam hakimmiş gibi ahkam kesmesidir. Yorum yapması demiyorum lütfen dikkat, ahkam kesmesi. Bunu da Sergen ve Mustafa Doğan gibi kavram, olay, kişi ve kurumların içinde 20-30 yıl bizzat bulunmuş kişilerin yanında yapmaktadır ki bu büyük bir saygısızlıktır. Örneğin bu dışarıdan biri olarak Koç Holding'te 20 yıldır çalışmakta olan bir personel müdürüne, "Koç Holding şöyledir, işçi hakları böyledir, işçiler grev yaparsa Koç da böyle yapar abi" demeye benzer. O senin dediklerini doğru ise biliyordur, bilmediklerini de biliyordur, daha önce bu konu ile yaşadıkları, anıları vardır. Zaten muhabbetin oralara gittiği görünce bu hazret kurnazca götüm götüm muhabbetten sıyrılmaktadır. örneğin sergen'in, mustafa doğan'ın anılarına girdiği kısımlara dikkat ederseniz bu hazret yer yarılsa içine girsem de bana da bişey sormasınlar pozisyonundadır. Örneğim konu daum'dur. Sergen "futbolcular daum'a güvenmez" diye bir laf eder. Mehmet temkinlidir çünkü Sergen'in konuyu bir anısıyla açıklayacağını bilir, anıyı patlatır da Sergen. Mehmet bu anlarında çok zayıf ve savunmasızdır ve anısını anlatanın yanında kahveden bir adamdan farkı olmadığını kendisi de bilir. Şimdi arkadaşım yanında ahkam kestiğin adamlar, sekiz yaşından beri ömrünü Süleyman Seba'larla, Fatih terim'lerle, Lucescu'larla, Daum'larla, Ali Şen'le, Aziz Yıldırımla, Milli takımda, dört büyüklerde, ikinci ligde geçirmiş adamlar, aklına gelen her türlü türk futbolcuyla, menejerle, mafyayla, komisyoncuyla vesair şahsen arkadaşlar. Hadi en yetenekli Türk topçusu olmasını da boşver, o önemli değil. Sen ancak bu adamlardan işin iç yüzünü, gerçeğini, dinletikten ya da konfirme ettirdikten sonra yorumunu yapabilirsin. Asla ve asla olaylara senden daha hakim adamlara ahkam kesme, sıran gelince yorum yap. Boş atıp dolu tutmaya çalışma. Tabii madara olmak istemiyorsan. Kanımca yorumunu da zayıftır, kahveden futboldan anlayan 10 adam çağırarak isimsiz yorum alıp editöre versen, onbirinciyi de bu adam yapar ve bana göre kimin kim olduğunu anlayan çıkmaz. Herhangi bir futbol izleyicisi neden bu adamdan daha kötü bir yorumcu olsun, sebep var mı?
futbol yorumcuları arasında ayrı bir yere koyduğum yorumcu. sergen yalçın, mustafa doğan ve diğer eski futbolcuların yorumları genellikle sıradan. her mağlubiyet sonrası bu tarz yorumcular her teknik direktörü aynı şekilde aynı sözlerle eleştiriyorlar. defansı çok ileri kurmuş hoca, rakibi ciddiye almamış , türkiye ligini küçümsemiş gibi binlerce defa söylenmiş sözleri söylüyorlar.
diğer yorumcu tipi de aşırı detaycı gibi geliyor bana. endüstriyel futbol , sistem, futbol dilencisi gibi sözleri de onlar ağızlarından düşürmüyorlar. her halükarda eski futbolculara tercih edeceğim yorumculardır onlar ama sonuçta üstüne kafa patlattığınız konu futbol be abicim. bir yere kadar detay vermek ,fazladan bilgi öğrenmek güzel ama bence futbolu olması gerektiğinden fazla ciddiye alıyorlar.
işte burda devreye demirkol giriyor. futboldan konuşurken detaylarda boğulmadan ,gereksiz ayrıntılara girmeden, sıradan yorumlar yapmadan bu işi çok iyi yapıyor. farklı fikirleri var adamın ve bunlar direkt olarak futbolla alakalı. izlemesi keyifli adam vesselam.
sergen yalçın ve mustafa doğan gibi 2 tane dar düşünceli adam arasında gerçekten çok gerildiğini ve 'ben nerdeyim' diye kendine sorduğunu düşündüğüm özgün yorumcu.
türk insanının futbol anlayışı hakkında çok güzel tespitleri olduğu için beğendiğim ve buna bugün bir yenisini eklemiş olan futbol yorumcusu: http://ligtv.com.tr/Yazarlar.aspx?r=1&hid=79046
--spoiler--
Biz analar hep Hagiler doğursun istiyoruz. Biz tepe tepe kullanalım.
--spoiler--
bugün 90+ programındaki yorumlarıyla güldürmüş yorumcu.
-fenerbahçe benim çocukluğumdaki duruma döndü. o zamanlar böyleydi. (gülüyor). gülüyorum fenerbahçeliler kusura bakmasın durum bu. hatta onlar da gülsünler.
-fenerbahçe çalışmamış. fizik kötü. oyuncular arasında uyum yok. kimya da kötü. stoperleri hesaplayamamışlar. matematik de kötü. bu üçü kötüyse sınıfta kalırsın. fenerbahçe de sınıfta kalacak.
programın ilerleyen bölümünde aykut kocaman ın açıklaması üzerine kaldığı yerden devam eder.
fizik kötü, kimya kötü, matematik kötü, edebiyat da kötü. bu açıklama oraya olmaz...
yaptığı çoğu yorumda dibine kadar haklı, düzgün insandır. yaptığı analizler, tespitler, karşılaştırmalar ve çıkarımlarla birçok saçma spor yazarının önüne geçmektedir, takip edilesidir.
iyi yorumcudur, düşüncelerine değer verdiğim sayılı yazarlardandır kendisi. lakin arada zıt istikamette düşündüğümüz olaylar olunca şaşırmıyor değilim. ''mehmet demirkol böyle düşünemez abi ya, düşünmemeli'' diyorum bazen.
mevzubahis olan bugün kazakistan maçı öncesi ve sonrası türk milli takımıyla ilgili yorumları. almanya'nın birinciliğinin olağan olduğu bi grupta, türkiye-avusturya-belçika üçlüsünün 2. ve 4. sıraları paylaşacağını, türkiye'nin 4. olmasının sürpriz sayılmamasını söyledi kendisi bugün. şimdi böyle bi lafa mustafa doğan-sergen yalçın ikilisi bile tepkisiz kalamadı haliyle ki biz de bi iki çift kelam edelim:
1-> türk milli takımı gerek kadro genişliği olsun, kadro kalitesi olsun, taktik anlayış olsun, oyun zihniyeti olsun kısacası genel olarak futbol seviyesi bakımından kıyasladığımız zaman hem belçika hem avusturya'nın üzerinde bir takımdır. ha bu takımlardan eksik yanları yokmudur, mutlaka vardır. ancak türk milli takımını belçika seviyesinde bir takımla kıyaslamaya kalkarsak, katıldığı her şampiyonaya en üst hedef koyarak başlayan bi takıma haksızlık etmiş oluruz.
2-> savunduğun tezin en önemli argümanlarından olan belçika kadrosundaki birkaç ismin premier ligde oynaması, ''eden hazard'' gibi fantastik bir oyuncuya sahip olmaları, türk milli takımından ne bireysel ne de takım olarak daha iyi oldukları anlamına gelmez. bir milli takımı oluşturan futbolculardan premier ve la liga'dan oynayanların sayısı arttıkça o takımın çok net bi şekilde diğerlerine nazaran daha iyi olduğunu söyleyemeyiz. ne premier ne de la liga esas kriter değildir.
esas kriter olmadığını alman milli takımındaki oyuncuların kulüplerine bakarak da anlayabiliriz. aynı mantıkla belçika'nın almanya kalitesinde bir takım olması gerek o vakit. ve de ingiltere milli takımının son yıllardaki başarısızlığına da bakabiliriz. çok daha net.
3-> türk milli takımının kadrosu avrupa'da kalburüstü bir kadrodur. galatasaray, fenerbahçe, trabzon gibi takımların avrupa kupalarına dahi katılamaması da bu gerçeği değiştiremez. yani ''iyi futbolcular olsalardı kulüpleri şu an avrupa veya şampiyonlar liginde olurdu'' tezin de bi o kadar saçma bi tezdir. bi arda'nın bi emre'nin kulüplerinin şu anda istenilen seviyede olmaması, kendilerinin kötü futbolcu olduğu anlamına gelmez. şu tespit artık ''savunduğun düşünceyi ispat aşamasında her yol mübahtır''dan ileri gelen mesnetsiz bir tespittir.
4-> türk milli takımı önemli bi vizyon sahibi, büyük hedefleri olan bir takım olduğunu zaten hiddink'i getirerek belli etmiştir. ha keza daha önceden de hep büyük hedefleri olan bir takımdık. ama artık gittikçe çıtayı yükselttiğimizi, avrupa'da bi ekol olmak istediğimizi hiddink'in gelmesiyle göstermiş olduk. bu çerçevede olayı incelediğimiz zaman zaten belçika, avusturya gibi takımların yanına türkiye ismini bile koymak abesle iştigal.
5-> olaya ne kadar realistik bakarsak bakalım, ne kadar şu anki şartlar milli takım için kötü gibi gözükse de, bu takımın rakibi almanya olmalıdır, geri kalanıyla bizim işimizin olmaması lazım, liderlik için çekişmeli, en kötü 2. olmalıyız. diğer sonuçlar bizim için başarısızlıktır.
şu aşağılık kompleksinden çıkalım artık, bizim harbiden iyi takımımız var. iyi bi takımımızın olduğunun almanlar da farkında ingilizler de farkında, portekizliler de farkında, tüm dünya farkında, bi biz farkında değiliz ne yazık ki.
milli takımımızın kazakistanla yapacağı maç öncesinde stada girerken aranması hakkında "böyle gerginlikler iyidir, rehaveti alır." yorumu yapmış spor yorumcusu. "farklı olayım da nasıl olursa olsun." diyor heralde.
