2 Ağustos 2010 günü Çarkıfelek programında canlı yayında ailesinin resmi şeceresini açıkladı.
Peygamberimizin Hz. Fatmadan yürüyen koldaki 52. torunuymuş.
Büyük dedelerinin çoğu din alimi imiş.
her ne kadar bazen aşırıya kaçarak, çeşitli yanlışlar yapsa da; gerçek bir şovmen ve aktör olan sanatçıdır kendileri...(( mehmet ali erbil'in babası sadettin erbil'in türk tiyatro ve sinemasına verdiği emekler benzersizdir..Çoğu filmin seslendirmesini sadettin erbil yapmıştır..yani mali, sanatkar bir babadan gelen, sanatkar bir evlattır..ne olursa olsun saygı duyuyorum kendilerine ve daha iyi bir şovmen düşünemiyorum...))
hiç bir özelliği olmayan, saçmalıklarla insanları güldürmeyi başaran(bunu başardığı için onu tebrik etmek, insanlarımıza kızmak lazım) ekranda terbiye sınırlarını sık sık aşan ve showman olarak adlandırılan şahıs.
Bu adama bir türlü ısınamadım. Bayağı espiriler, milleti elle, dille, gözle taciz etmeler, cahil insanların duygularını sömürmeler... En başından beri itici geldi bana. HErşeyden öte adam oturduğu yerden skaldal olabiliyor.
Ekranlarda kirlenmenin en önemli etkenlerinden biri de bu adam!!dır.
bu seneki avn ödülleri törenini izlemeye sülalece gideceklerine ve ortama dair gözlem yapacaklarına dair rivayetler dolaşan medya maymunu.
umuyorumki Laurence Fishburne ve kızı montana fishburne arasında yaşanan sorunlar kendisininde başına gelir. işte o zaman o mum söndü şeklindeki şerefsizce ithamın ne anlam ifade ettiğini tatbik etmiş olur. yürü be sezzzin senin montanadan ne eksiğin var. kocaman kız oldun,kendi başına karar alma özgürlüğünü sonuna kadar desteklemek boynumuzun borcu olsun, az cesarete, canım benim...
Çok merak ediyorum. bu ve bunun gibi gereksiz insanlar tv programlarında halka ne kazandırmışlardır acaba? hangi davranışlarıyla örnek oluyorlar da bu kadar gündemde tutmak için kollanılıyorlar.tv kültürüyle aptallaşmanın ne olduğunu öğrendik. ne idüğü belli olmayan mehmet ali erbil gibi cinsi bozuk insanların ağzına düşmek bizim suçumuz değil de kimin suçu?
yaptığı harekete yakışmadı felan diyenler var. ne saçma, mehmet ali erbil toplum gözünde neydi ki zaten? bence çok yakışmış yaptığı kendisine. kişiliğin bir kez daha ortaya koymuş.
"duman olmayan yerden ateş çıkmaz" sözünü benimseyip, ekranlara taşımış bir şovmen.
(bkz: erbil den mum söndü mü densizliği)
densizlik mi? orası tartışılır.
ara ara toplumsal kuralları sikip atar, gelen tepkiler üzerine bir kaç yıl ortalarda görünmez. sonra yeni bir sevgili/eş ile magazin programlarında karşımıza çıkıp sikip attığı toplumsal değerleri unutturur.
sonra mı? yine, yeni, yeniden çarkıfelek...
hep öyle olmuyor mu? çarkıfelek gibi, dönüyor duruyoruz... bizi kim çeviriyor o mechul...
"kariyer de yaparım mum söndü de" derse şaşırmayız artık. en azından kendi payıma şaşırmam. toplum olarak kanıksadık abukluklarını. kanıksadığımız niceleri gibi.
kime demiş, ne demiş, o kadar da takmam. sonunda gidiyor ya televizyondan, ben ona seviniyorum işte.
zeki olabilir. lafı gediğine koyup, iyi laf sokuyor olabilir. ama bütün bunlar gereksiz hareketleri olduğu gerçeğinin üstünü kapatmaz. fazla bile kaldı. güle güle.