Eurohorizons isimli danışmanlık şirketinin danışma kurulu üyesidir, dile getirilmese de, büyük ihtimal gölgelerdeki sahibidir. "1941 yılında istanbul'da dünyaya gelen Mehmet Ali Birand, kariyerine 1964' te Türkiye' nin önde gelen gazetesi Milliyet' te başladı. 1972 yılında gazetenin Avrupa Editörü, 1984 yılında Moskova Büro Şefi oldu. 1985' te, 32. Gün haber programının yapım ve sunumunu üstlendi. Yerel ve uluslararası konuları işleyen program 20 yıldır başarıyla sürüyor. 1991 yılında Türkiye' ye dönen Mehmet Ali Birand Sabah gazetesinde, 1999 yılında da Türkiye' nin en yüksek tirajlı gazetesi Posta'da köşe yazarlığı yapmaya başladı. 1999-2005 yılları arasında CNN Turk' te yayınlanan günlük politik talk show Manşet' i hazırladı ve sundu. 2006 yılında Kanal D' nin anchorman' i oldu. Türkiye Avrupa Birliği ilişkileri, Kürt sorunu, Kıbrıs ve Turk-Yunan ilişkileri hakkında sayısız konferanslar veren Mehmet Ali Birand, Avrupa Konseyi' nin verdiği en iyi muhabir ödülünün yanı sıra, 40' ın üzerinde ulusal ve uluslarası ödül ve Fransa tarafından verilen Chevalier de l'Ordre National de Merite sahibidir. Mehmet Ali Birand Türkiye' nin en önde gelen gazetecilerinden ve televizyon yorumcularındandır. ingilizce ve Fransızca konuşmaktadır." Kaynak: eurohorizons.com
(bkz: avrupa ufukları) (bkz: eurohorizons)
an itibari ile "22 temmuz sabahı hemen sandık başına koşup oy kullanacağım" diyen bir gence aafarın diyerek dil sürçmesi konusundaki başarısında tavan yapmış adeta yok satmıştır...
bundan birkaç yıl önce kıbrıs türk cumhuriyeti için dönüm noktalarından biri yaşanıyordu. avrupa ülkelerinin de desteklediği annan planı k.k.t.c.'de referanduma gidecekti.
dönemin k.k.t.c. cumhurbaşkanı rauf denktaş planın ''evet'' olarak oylanmasına karşıydı çünkü içerisinde t.c. aleyhine maddeler olduğunu düşünüyordu. hatta o dönem annan planına hayır diye kampanyalar yürüttü.
o zamanlar sanıyorum cnn türk'te bir programda k.k.t.c.'nin geleceği ve annan planı hakkında bazı düşüncelerini dile getirdi. çok iyi hatırlıyorum ki annan planına evet denmesinin muhteşem olacağını söylüyordu. zaten o dönemde türk hükümeti de plana evet denmesini istemişti. gerçi avrupa'nın desteklediği bir plana açık açık hayır denilemezdi o da ayrı bir mesele.
mehmet ali birand bu plana evet oyu çıkar da plan kabul edilirse türkiye'nin lehine olacağını söylüyordu sürekli. -ona göre- ayrıca bu plana biz evet dersek de rum kesimi hayır derse çok daha süper bir sonuç ortaya çıkacaktı. bu durumda rumların mızıkçılık yaptığını düşünecek olan ab k.k.t.c.'yi tanımaya kadar varan tutumlar sergileyecekti.
zaman geçti referanduma türk kesimi ''evet'', rum kesimi ''hayır'' dedi ancak sonuç ortada. ne avrupa'da en ufak bir sempati kazandık ne de elimize en ufak bir koz geçti. üstelik planın dayatmalarını kabul etmemiz, rumlar için ''madem bunu kabullendiler'' düşüncesi de ortaya çıktı. bir adım da geri düştük.
bu tartışmalar öncesinde neredeyse ''kıbrıs'ı verelim ab'ye girelim'' tarzında düşünceleri olduğunu duymuştum. yanlış duydum herhalde!
5 mayıs 2007 beşiktaş fenerbahçe maçı'nda, tribünlerde boynundaki beşiktaş atkısıyla görünen ve kutsal ittifakın resmileştiğini gösteren gs'li haberci...
fatih altaylı ile birlikte cia'den direkt ödenek ** aldığı iddia edilen ve gerek duruşu gerek söyledikleri ve davranışları itibariyle bu iddianın haklı olmaması için ortada hiçbir nedenin olmadığını şahsıma kanıtlamış bulunan (bkz: türkiye türklere bırakılmayacak kadar değerli bir ülkedir) ve zamanında devletin televizyonunu dolandırmaktan hükümlü sözde gazeteci.
ağzı olanın eleştirdiği haberci. misal; adamla gece gündüz beraber de oradan biliyormuş gibi amerikan uşağı diyen de var, haberciliğin h'sinden haberi olmayıp da haberciliğine bok atmaya çalışan da. zira tek yönlü eleştri o kadar kolay ki...
nedense türkiye'de olan biteni yabancı bir haberci edası ve söylemi ile sunan kişi. çok acı ve önemli olayları bile sunarken , olayın vahametini yansıtan bir yüz ifadesinden çok, mal bulmuş mağribi ifadesini görürüz yüzünde.
dikkatimi çeken bir diğer özelliği de ilgili ilgisiz zamanlarda ab de ab diye tutturması, ab' ye karşı biraz muhalefet edilse ya da ab'nin işine gelmeyen bir uygulama yapılsa ya da işine gelen bir uygulama yapılmasa pek bir endişelen kişidir bu.
nedendir bilinmez, bilinir de söylenmez.
zamanın behlinde cengiz çandar ile birlikte kafasına andıç yemiş ve ılıcak'ın bunu ortaya çıkarmasıyla son verilen görevine kısmen geri dönebilmiştir. bu uydurma andıçı yayımlayan ve medyaya baskı kuran kolluk kuvvetlerine her zamanki gibi halel gelmemiştir. vatan sağolsundur nihayetinde.
konulara yaklasirken "ben ne dusunuyorum"dan cok "amerika ve ab ne dusunur"u vurgulayan yazar. ne gibi ustun meziyetleri vardir ki posta gazetesindeki yazisi milliyet ve hurriyet internet sayfalarinda da yer bulur? bilinen en guclu meziyeti abd ve ab yalakaligidir.
32. gün gibi kült olmuş bir program dışında hiçbir şey yapmaması gereken insan... ayrıca türkiye aleyhine, amerika lehine ne varsa, bu kişi amerika lehine olanı empoze etmeye çalışır... "türkiye, türklere bırakılmayacak kadar zengin bir ülkedir" cümlesinin de sahibidir ayrıca...
sunduğu haber bülteninin hemen ardından mab yorumluyor diye acaip bir programcık isimiyle gündemdeki olayları yorumlayan, mizah dergisinden fırlamış karikatürize kişilik
9 ocak 2007 salı,kanal d ana haber bülteni.mehmet ali birand pek keyifli, o akşamki
'haber şenliğinden' bahsediyor.günün en önemli haberi adana'dan kalkıp ırak'ta düşen
( veya düşürülen)uçakta hayatını kaybeden 34 insan. bu felaket haberi ve diğer bir sürü
nahoş gelişmeler birand'a göre haber şenliği. la havle çekiyorsunuz,diyorsunuz ki 'bu
adam zaten patavatsızlığıyla,gaflarıyla meşhur,dili sürçmüştür'.
10 ocak 2007 çarşamba,haberleri açıyor mab ve bombayı patlatıyor: 'bugün de dünkü gibi
haber şenliğine devam ediyoruz'. o zaman dank ediyor meşhur mesel:' dervişin fikri neyse
zikri de odur.'