turkiyeye bana gore gelmis gecmis en sempatik gazeteciy'di. belki bazi kusurlari vardi, ama hangimiz kusursuzuz ki zaten? haber seyretmenin ciddiyetini diksiyonu ile az da olsu kirip neseli bir hale getirmisti. hayatinda bir cok basarilar elde etti. meslegine tüm ciddiyetini ve emegini verdigi ustalik caginda oldugu belli idi, durusundan. ölecegi en son aklima gelen ve ölümün sahsina yakismayan fazla bulunamayan gazetecilerinden'di ayrica. allah rahme eylesin.
Ölü birisinin arkasından konuşuyorsunuz. Haklı ya da haksız olun umrumda değil. Sadece düşüncelerinizden tam emin olmadan saçmalamayın burada. Kulaktan dolma bilgilerle araştırmadan yazıp durmayın.
ulan trtspor'da bile mehmet ali birand yayını var, yuh artık lan, Şehitlerin suçu her gün televizyon önünde olmamak mı, gerçi şehit hergün tv önünde ama farklı isimlerle
işinin hakkını vermiş gazeteciydi. allah rahmet etsin.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Mehmet Ali Birand hakkında hiç bi bilgim yok. Televizyon falan pek izlemem. Haberleri televizyondan takip etmiyorum, dolayısıyla Birand nasıl biridir. Habercilik anlayışı falan nedir bilmiyorum. O yüzden iyiliği, kötülüğü üzerine kendimce bir yorum yapamıcam ancak insanoğlunun iki yüzlülüğü ölüm konusunda bile kendini gösteriyor. Yıllarca bu adamla taşak geçen siz değil miydiniz ? '' Bu nasıl ünlü olmuş lan tam bi mal '' , '' böyle haber mi sunulur '' , '' daha konuşamıyo bile bu nasıl gazeteci '' gibilerinden ki bunlar en hafifleri bi sürü laflar ediliyordu bu adama. Şimdi ise Birand'ın lehine usta gazeteciydi vs. bir sürü paylaşımlar yapılıyo. Bu kadar sevildiğini (!) gerçekten bilmiyodum. Tutarsız kardeşlerim şunu belirtmek istiyorum ki biz bu olaya ölüm diyoruz. Kimseler beni sevmiyo, o kız olmazsa ölürüm, şu telefonu almam lazım, şu markayı giymem lazım, ortamda en popüler ben olmam lazım vs gibi sikik kaygılarınızdan değil bu. Ölüm ; 4 harf, boru gibi ve anlatılamayacak kadar ciddi. Lütfen gidin egosal mastürbasyonlarınızı başka olaylar üzerine yöneltin. Size '' Duygusal Nekrofilimsiler '' adını taktım ben, çokta hoşuma gitti. Bırakın bu bende duyarlıyım, bende ince düşünebiliyorum benimde başımı okşayın, benide sevin lan ayaklarını.M. Ali Birand ,Kazım koyuncu, Muhsin yazıcıoğlu... ve eminim ki daha bir çok isim vardır, o insanları buraya yazamamam benim cahilliğimden kaynaklanır. Neden öldükten sonra kıymetlerini biliyorsunuz. Bu hastalıktan bir kurtulamadık. Muhsin Yazıcıoğlu yaşarken şuan gördüğü değeri görmüyordu. Şimdi kime sorsan çok kral adamdı ona oyumu vericektim ya da yaşasaydı ona oyumu verirdim gibilerinden bi ton laf ediliyor. Kazım koyuncuyu vefat edene kadar kimse tanımıyordu. Vefat etti şair ceketli çocuğumuz oldu. Yok Justin Bieber, yok Serdar Ortaç, yok One Direction diye götünüzü yırtmayı biliyosunuz ama ? Oysa ki onlar hep ordaydılar vardılar. Muhsin yine Muhsindi. Kazım abi ise umuttan yapılmış mikrofonuyla bize şarkılarını söylüyordu. Birini seviyosanız gerçekten sevdiğinizi gösterin ve o insanlara yaşarken hakettiği değeri verin. Birand'la paso dalga geçiliyordu ve kimsenin gıkı çıkmıyordu. Birandseverler M. Ali Birand yaşarken neredeydiniz ?
ekibiyle beraber sağlam belgesellere imzasını atmıştır. demirkırat, 12 mart, 12 eylül, 28 şubat, kıbrıs ve galatasaray. kendisini tanıyamayacak olanlar da yıllar sonra bu belgesellerden hatırlayacaktır. mekânı cennet olsun.
ölümüyle içimi acıtan insan. hem de çok çok derinden.
severdim ben bu adamı. gözlerinin içi parlardı, içten gülerdi. sahte değildi yani, bu apaçık. fikirleri yüzünden yargılandı. ben hiç yargılamadım onu, fikirleri yüzünden kimseyi yargılamadığım gibi.
ölümüyle, yeni insan turnusollerinden oldu.
yahu neyse, hadi sen bu adamı yaşarken yerden yere vurdun da, ölmüş insana ne diye nefretini kusarsın. az önce facebook sayfamda liseden bir sınıf arkadaşımın yazdığını okudum. bu kız tanıyabileceğim en en en salak ama bakın ciddi manada salak kızlardandı. habire yanımıza gelir "yaa erotik ne demek", "yaa bişe sorcam çocuk nasıl yapılıyo? ya ama tam olarak?" filan gibi garip sorular sorardı. deprem olurdu mesela. "allah günahkarlara belalarını verdi" derdi. öyle bi kızdı. sonra lise bitti 4 kere üstüste össye girdi sıfır çekti, babası yurtdışına gönderdi bunu, yine bi bok olmadı bundan. geri döndü. neyse işte bu hikayenin kahramanı kızcağımız az önce facebook sayfasına m. ali birand şölee şölee bi insandı. darısı diğer pisliklerin başına, gibi bişiler yazmış.
ulan içim acıdı. mehmet ali birand'ın geçmişine bakıyorum, adam deli gibi donanımlı. bi de ben bu mala bakıyorum. tek meziyeti okuyabilmek, yazabilmek. bir de nefes alabilmek. ulan senin kafanda bir düşünce mi var, senin hayatta hiçbir fikrin oldu mu ki, sırf fikirleri yüzünden bir adama böyle delicesine nefret kusuyorsun? sen önce bir düşünmeyi öğren, kezban! sonra sen çocuk doğuruyorsun, senin gibi oluyorlar. ulan bari çoğalmayın siz. geninizi aktaracağınız bebelere yazık. hem taş kafalı hem taş kalpli, yazık!
günahılya sevabıyla toprağı bol olsun diyebileceğim insan.
ben kendisini sevmezdim hiç. ama öldükten sonra hep iyi yanlarını gözlerimin önünden geçirmeye çalışıyorum.
bugün kaybettiğimiz sevilesi adam idi. hastalığı dedemle aynıydı, o yüzden vefatı çok şey ifade etti bana. umarım sonunuz benzemez dedeciğim..
mekanın cennet olsun birand, allah ailene sabır versin.
haber izlerken gaf yaptıgı için izlenirdi genelde haberleri, yorumları ise güldürür bazen de düşündürürdü. mekanı cennet olsun, kim ne derse desin iyi bir gazeteci, işine gönülden bağlı ve severek yapan bir televizyoncuydu.
haa bir de arkasından, şehitler ölüyor ağlamıyorsunuz bu adama ağladıgınız kadar diyenler var. * bir insanın arkasından şehitleri ve diğer gazetecileri öne sürerek yorum yapmak ne kadar adil, onu da bilemiyorum.
vakti zamanında devletini dolandırmaktan 11 ay yatmış, yine o dönemlerde söylediği cümlelerle karizmasını toparlanamayacak hale sokmuş insan.
ki bakınca şimdi anchor man falan oldu. bahsederken ekranların sevilen yüzü diyorlar. kısaca hırsızdan beyefendi yarattılar.
hiçbir insanın öldüğüne sevinemem, bu kim olursa olsun. lakin mehmet ali birand öldü diye de üzülemiyorum.
bugün bu ülkede çooook insan açlıktan, yoksulluktan, savaştan ölüyor. sadece bunlardan değil faili meçhul cinayetlere kurban giden nice gazetecimiz var.
yine de umarım hesabını veremeyeceği bir şeyi olmadan gitmiştir.
yeri asla ve katta doldurulamayacak olan kişilik. 32. gün, ali kırca, basın mensubu öğrencileri, kısacası herkes öksüz kaldı. bu sabah ilk haberi çıktığında yalandır diye umutlandık belki münir özkul ölmüştür, haberi çıkaranın dili sürçmüştür diye düşündük. sonrasında ölmediği belki de öldü ama uzatmaları oynatıldığı ortaya çıktı. ama bugün tüm kanalların ana haber bültenlerini açan kişi oldu. mekanın cennet olsun...
Haberciliğin dibine vurmuş, her tanıdığının hoşgörülü ve kibirsiz bir insan olduğunu söylediği, toprağının bol olması için iyi niyetlerimin bulunduğu zat. Üstelik akşamları izlediğimiz, gazetelerden köşelerini okuduğumuz çoğu gazeteci bu ustanın elinden geçmiştir. Buyurunuz habercilik nasıl yapılır bakınız. (bkz: