son zamanlarda beni derinden üzen ölümlerden biri olmuştur. türkiye'nin en büyük gazetecilerinden biriydi. zamanında abdullah öcalan ile görüşmesi büyük bir gazetecilik başarısı iken, bu duruma bazıları akbabalar gibi alçakça laf söylüyor. yazıklar olsun sizin gibi şerefsizlere. gazeteciydi lan bu adam, tabii ki görüşecek.
allah rahmet eylesin... bu ölüm gösterdi ki, kimsenin 1 dakika sonrası garanti değil, bunu bilirken bile insanoğlu halen gaddar ve halen menfaat peşinde. sevilir sevilmez bu ayrı konu fakat ölen bir insanın arkasından küfür etmek ne kadar mantıklıdır?
şu durumda itinayla birand'ın yanlış yönlerini bulup ortaya çıkartmak başta müslümanlığa sığmaz. ölüye hücum etmek yok bizim dinimizde. bunu yapıp müslüman geçinenler önce kendi günahlarına yönelsin. imanla göçeceğinizden pek emin görünüyorsunuz maşallah!
bu adam işinin en iyisiydi. başarısı türkiye'yle sınırlı kalmadı. görüşleri benim de hoşuma gitmezdi. ama bu adam kendini sevdirdi. öyle ki ölümü ağlattı. bu kadar.
"apo hapisten çıkmalı, meclise girmeli" diyerek içindeki vatan hainliğini açığa vuran insan. ne kadar vatan haini varsa Allah tez zamanda ölmüşlerine kavuştursun.
mehmet ali birand öldü. dünya rüyasından uyandı ve gerçek olan dünyaya gitti hepimiz gideceğiz belki sabaha belki akşama belki 50 yıl sonra ama eninde sonunda bizde öleceğiz. allah rahmet eylesin.
aklımda hep o neşeli haber sunuşu sevecen tavırlarıyla kalacak olan adam. ölümü aklımı ucundan bile geçirmezdim halbuki. yazık oldu. huzur içinde yatsın.
kişi öldüğünde yaptığı herşeyi unutmak aptallıktır. aynısını yapacaklara cesaret vermektir. şu kafa yarın bi gün, fatih altaylı öldüğündede arkasından methiyeler düzer. şimdi ölünün arkasından konuşup, kötü olan biz oluruz. varsın olalım.