ne alakaları olabilir diye düşünüyorum şu an... bir insan sana silah doğrultup arkadaşım olacaksın yoksa seni öldürürüm demediği sürece nasıl mecburiyetten arkadaş olabilirsin ki onunla? mecburiyetten arkadaşlık nasıl olur?
ah, ama tabii, yalnızlık diye bişiy var. şu herkesin düşüncesiyle bile irkilip; zaman zaman yanlarında sıkıntıdan patladıkları, hoşlanmayı bırak kendilerinde nefretten başka duygu uyandırmayan insanlarla birlikte zaman geçirmeyi tercih edecek kadar çok korktukları hani.
neden yalnızlıktan bu kadar çekinilir? insanın kendine tahammülsüzlüğünden başka nedir ki yalnızlık korkusu?
bu kadar kötü müdür yanlız olmak?
daha kendiyle başbaşa kalmamak için ilk gördüğü arkadaş potansiyeli taşıyan insana koala misali yapışan birinden kime hayır gelir? utanmadan bir de mecburiyetten diyebilen birinden hem de?
kendi kendine yetebilmeyi öğrenmeli önce insan. bir başkasına ihtiyaç duymamalı en başta. yanında kim olacaksa, sadece orada olmasını istediği, sevdiği için olmalı.
mesele çıkar meselesiyse de mecburiyet yoktur ortada, tercihtir bu. o daha iğrençtir ya neyse.
velhasıl, arkadaş markadaş değildir o. yalnızlığa tercih edilendir sadece. arkadaşsa, yalnızlığın kendine has tadına rağmen yanında olmak istenendir.
bu arkadaş komşu oğlu veyahut kızıdır. o insan az olsa bile vardır artık hayatınız da, kurtulmak için ya evi değiştireceksiniz ya da onlar taşınacak başka çaresi yoktur hemen hemen, çünkü küssen küsülmez, atsan atılmaz satsan satılmaz cinsi bir arkadaşlığınız olur. arkdaşlığınızı bitirememenizin sebebi ise malum illa ki yüz yüze geleceğiniz bir an olacak selam vermesen olmaz almasan olmaz ve sizde bunu bildiğiniz için nihayi kararı veremezsiniz.
zoraki katlanılan, bazen tahammül sınırlarınızı da zorlayan, zamanı ve günü gelince omzunuzdan bi çırpıda yere fırlatma isteğine karşı diş sıktığınız arkadaştır.