meb in universitelere yolladigi icki genelgesi

    .
  1. şimdi şöyle bir yanlış anlaşılma var ortada. diyor ki; "Üniversitelerin tanıtım gezilerinde içki içmeye teşvik edici eğlenceler düzenleniyor . Gerekli tedbiri alın." .

    yani ne demek istiyor; insanları, gençlerimizi alkole teşvik etmeyin. anormal birşey varsa birisi bana söylesin. içmek isteyen içer yine.

    ama şöyle bir durum da var; ben okul gezisine gidecem, bir ton para verecem, ama dilediğim gibi eğlenemeyeceğim. yok ya. benim eğlencemi kimse engelleyemez arkadaş. içerim, sıçarım, sevişirim, ne istiyosam yaparım. lise olsa neyse. üniversite lan burası. eşşek kadar adam olmuşuz artık. eğlencemizi de emir alarak mı yapacağız?

    lakin birilerini teşvik edersem, içki içmeyen adamı içkiye alıştırırsam, bunun adı şerefsizlik işte. adam bunu engellemeye çalışıyor anladığım kadarıyla. ya da ben çok safım. neyse, zaten kimse sallamaz bunu. ben de sallamam. hep beraber içeriz.
    2 ...
  2. 4.
  3. bir yerinde "her biten kadehte kendimi daha mutlu addediyorum diyen öğrencileriniz var" yazan genelgedir.
    2 ...
  4. .
  5. meb'in kimlerin eline düştüğünü açıkca gözler önüne seren genelgedir.

    (bkz: alkolik hareket engellenemez)
    2 ...
  6. .
  7. okul gezilerinde otobüste gazeteye sarılı şişelerde içtiğimiz biranın kokusunu aklıma getiren haber. *
    1 ...
  8. .
  9. mebin anayasaya uygun davranmasıdır. yasalara göre özendirmek suçtur, devletin engellemesi gerekir. şimdiye kadar olmadığı doğru olduğu anlamına gelmez.
    1 ...
  10. .
  11. eğlencede içki içmek isteyen gençlerin akp'ye saldırmasına sebep olmuştur.

    devletin içkiye özendirme konusunda dikkatli olması gayet doğaldır. şeriatle alakası yoktur, chp de olsa mhp de olsa yapması gereken budur. adam yasaklamamış birşey yapmamış, içmeyin diyince batıyor mu arkadaş?
    1 ...
  12. 2.
  13. bu ülkede 18 yaşın altındakilerin içki içmesi ve bazı içki içilen yerlere* girmesi zaten yasakken yayınlanması tamamen anlamsız olan genelgedir.
    1 ...
  14. .
  15. .
  16. insan hayatına her aşamada burnunu sokan ve bunu keyifle yapan devlet olgusunun, kurallar koyduğu, insanlığın sınırlarını kendine göre, halkın ortak iyiliği adına yaptığı yalanını söylemesi yetmezmiş gibi bir de kural koyulmadığı halde belirli göreceli kavramları aba altından dayatması olayı. devlet kimdir ki bizim için neyin en iyisi olacağını söyleme cüretini kendinde görür?

    işte burda karşımıza çıkan bir duvar var ve jean jacques rousseauya göre bunun adı toplum sözleşmesi. bu kavramın kişinin güveni için haklarının bir kısmından, feragat ederek toplumsal huzuru hedef aldığını söyleyebiliriz kısaca anlatmak gerekirse. insanın özünde kötü olduğunu ve kurallarla denetlenmezse bu kötülüğünün zararlı sonuçlar doğurduğuna inanır. oysa ki bize göre insan özünde iyidir. ona kanunlar koymak, sınırlamak eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmekten başka şey değildir.

    konudan çok fazla koptuğumuzu fark ettim ki tanımı yapıp uzaklaşayım hızla.

    bu genelgenin yayın*lanması devlet olgusunun gerekliliği kadar yanlıştır.

    anlamadın mı? ben de şaşırmadım zaten.
    1 ...
  17. 5.
  18. 'içkinin hiç mi kabahatı yok?' denilen durum.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük