vay arkadaş herkes süper ekonomist olmuş burda. herkes o kadar çok biliyo ki karşısına hakaret etmeyi bin bir ukalalık yapmayı hak olarak görüyor.
hayır bi de bu ergenler öyle bi emin ki kendilerinden zannedersin hepsi ekonomi alanında doktora sahibi onar tane falan akademik makaleleri yayınlanmış.
mcdonalds ve burger king gibi küresel sermaye şirketleri dünyanın kanını emmeye devam etmektedir.
bazı mağazalarının franchising usülü çalışması da geri kalmış ülkelerin milyon dolarlarının kan emici egemenlere gittiği gerçeğini değiştirmez.
öyle oturduğunuz yerde ahkam kesip ukala ukala konuşmakla ülke kurtulmuyor adam haklı beyler.
mc donalds, burger king, nike, adidas, converse vb. markalar yabancı markalar olduğundan, ekonomik ilkelerimiz gereği ülkemize yatırım yapmaktadırlar.
yatırım sonucunda devletimize bir miktar para da ödemektedirler. Vergiler olsun, kiralar olsun vs. az ya da çok, bunu tartışmak konuyu saptırır.
yatırımlarının meyvelerini de toplamaktadırlar ki bu gayet doğaldır.
sözün özü, coca cola yerine cola turka, le cola alıp ülkemiz ekonomisinin düzeleceğini düşünmek hayalden ibarettir. Mevcut güncel dünya ekonomi sistemleri bu kadar hayalperest değildir.
Yabancı sermayeyle bütünleşeceğim diye bas bas bağıran bendim sanki. Neoliberal politikalarla ülkeyi yabancı sermayeye açan bendim sanki. Tamam anlıyoruz, yandaşsınız yalakasınız ama en azından toplu iğneyi bi başbakanınıza batırıverin ha, nolur lütfen.
adım başı fast food dükkanı açılan bir ülkede yaşıyoruz. bu izinleri kimin verdiğinin de tartışılması gerekmiyor mu acaba diye düşünelim. avrupa'da bazı yerlerde bir ya da iki tane görebilirsiniz. bu tesadüfü bir şey mi.. kesinlikle değil.. çünkü bu bir politikadır. ülkeler kendi yerel yiyeceklerini korumak istiyor. bu kadar çok fast food dükkanı açılırsa gideni de yiyeni de gayet olur, kimse kimseyi kandırmasın.
benimdir, yemek tercihim burger kingden yanadır. 1,5 iskender'e 15 lira vereceğime 2 menü 13tl yerim arkadaşımla, sos falan derken güzel bir yemek olur.
ayriyetten sadece gıda değil, herhangi bir türk şirketini ele alalım, istediği kadar paranın .mına koysun, işçisine mühendislerine verdiği para bellidir. daha çok kazanması sadece bindiği arabanın içtiği şarabın fiyatını yükseltir. yeni yatırım yapsa ne olacak? daha fazla insanın ancak geçinebileceği paraya çalışma şansı olacak. kapısındaki köpeği olucam yani...
kusura bakmasın ama ben mühendisken bana verdiği aylık maaşla gece yemekte şarap içen adam için çalışmam ben. yeni yatırım yapmadan önce kendisine o parayı kazandıran insanların verdiği değeri yükseltsin.
bir çalışan olarak tercihim, değerimi bilip hakkımı veren yabancı şirketler ise, tüketim olarak da tercihim oradan yana olacaktır. ufak bir ilçe kadar olan arazilerinde her gün dostlarını ağırlayıp milyarlar harcayan fakat kendi çalışanını zavallı bir şekilde yaşamaya mahkum edenler daha sonra gazetede "ülkeyi kalkındırıyoruz, bu kadar ihracat yaptık vs." demesinler. tek kalkındırdıkları kendileri. umarım bir gün bir kıtlık çıkar da parası olmayan herkes telef olur bu ülkede. geriye kalan bir avuç insanı çalıştırmak için nasıl şartlar sağlayacaklardı görmek isterdim. ama herkes en az 3 çocuk yapmalı değil mi? yoksa kim uşaklık yapacak orospu çocuklarına.
türk kodamanların annelerinin filya rock festivalinde tek hedef olması gerekliliğinden kaynaklanan eylemdir. türk iş adamları bizi sömürür daha kötü nasıl hizmet verebilirim, en berbat pis çalışanı nereden bulurumun derdindedirler.
haa bu başlığı açan arkadaşa bugün piyango vursa, elindeki parayla doğan şahin mi alır yoksa audi, mercedes filan mı alır diye sorarlar adama. hani başka memleketlere para gitmesin diyor ya. sene olmuş 2011, hala mcdonalds burger king üzerinden ekonomi tartışılıyor, hey allam ya.
işte tam bu noktada ortaya çıkmaktadır ki sermaye yayılmak zorundadır bir noktadan sonra artık tüketiremeyecek veya insanların cebinde ki son kuruşa kadar geldiğinde kendini krize sokacaktır. Kapitalizm'in kaçınılmaz krizleri kapitalizm'in tarihsel görevini bitirecek ve yerini sosyalizm'e bırakacatır. Bu nedenle emperyalizm gelişmiş kapitalist ülkelerin mecbur olduğu bir şeydir. işte bu nedENLE türkiye sermayesi de buna uymak zorunda kalacaktır ve kendiside bu emperyalizm sürecine girerek sömürüsüne son hız devam edecek. Belki sermaye aktarımı ile kendi işçisine belirli bir refah sağlıyacaktır. Fakat bir tarafta da açlar ordusu yaratacaktır. Bu kapitalizm'in tarihsel zorunluluğudur. işte tam bu noktada hiç bir sermaye iyi veya kötü değildir. Her sermaye yok olmaya mahkum iğrenç vatansız milletsiz dini imanı para olandır.