patateslerinin verdiği lezzet başka hiç bir yerde bulunmayan yer. kolaları da sprite'la karıştırıyorlar ve daha güzel bir tat bırakıyor damakta. ama o maskotu mu nedir palyaçosu yok mu o... var evet lanet olsun ki var, bir gün ağız tadıyla yemek yiyemedim küçüklükten beri orada. o palyaço sinsi sırıtışıyla her lokmamı sayardı ibne.
nerden yemeli acaba diye düşündüğüzde bilmediğiniz bir ülkedeyken size yakın gelebilecek, ama türkiyedeyken kapısının önünden gecmiyeceğim restauratlar zinciri.
coca cola yüzünden tercih edilen franchising kurumu. yoksa köfteleri ekmekleri rakibi bk'nin yanından dahi geçemeyecek niteliktedir. burger'e nazaran umumen daha kalabalık olması belkide wcden ötürüdür.
hamburger konusunda sıçık vaziyette olsa dahi coca-cola satıyor oluşu, daha güzel patates kızartmasına sahip oluşu, burger king te mc turco ya alternatif bir lezzetin olmayışı ve milk shake konusunda burger king e koymuş oluşu sebebiyle tercih ettiğim, güzide hamburgerci. aa tabii birde zırt pırt paket servis sistemleri sıçmıyor.
türküsüyle yavrularımızın gönlünde taht kurmuş, kullandıkları malzemelerle de biz büyüklerinin midesinde bağımlılık yaratan lokantalar zinciridir. türkiye'deki marka sahibi anadolu holdingtir.
prag'da bol miktarda bulabileceğiniz( neredeyse her köşe başında), isic kartla iki menü alınınca indirim yapan ama ketçap, mayonez vb. yi ücretli veren fastfoodçu.
Eğer yeni gidiyorsanız çevrede ki insanlar ve görevli tarafından köyden indim şehre durumuna sokulabilirsiniz. Öyle ki menü isimlerini bilmiyorsanız -şuradakinden istiyorum ben dediğinizde, hafif bir gülümseme ile, -bug keng menü mü efendim tarzında hafif alaycı tavırla karşılaşabilirsiniz. En iyisi yemek yemek yerine, krem şanti tarzında dondurmasını tercih etmelidir bu insanlar. Yemeğini de rahat rahat bol limonlu bir kelle paça diyebileceği bir lokantada yemelidir.
bugün beşiktaşta sebzeli etli yemekler yiyebileceğim restoranlar öğlen tatili nedeni ile oldukça dolu olduğundan dolayı gitmek durumunda kaldığım, göz doymaz göt almaz tabirine yakışacak cinsten double quarter menüsünü aldiğim yer. ancak beğenmedim ben bunu ya, çok uzundur gitmememdeki sebep buymuş, patatesler ölü, eti çok et et, baharat yok, barbekü sosları su kıvamında ve hamburgeri tutmak neredeyse imkansız. kutu içine hamburger konulunca sarılmıyor sanırım burada ki öküzün yarısı çıktı kutudan ve ellerimle yemek durumunda kaldım. zorda kalmadıkça burger king varken gitmem sanırım.
hitap ettiği kitle* ve yaratabildiği lezzetler neticesinde burger king'in rakibi dahi olamayan fast foodçu. yeni çıkarmış olduğu soslar da içler acısıdır.* bu hususta da burger king'in gerisinden gelmektedir. *
emperyalist bir lokanta olması lezzetli mi, sağlılık mı yoksa değil mi tartışmalarını bir kenara bakarak inceleyecek olursak hamburgerleri*ve patatesleri yenilebilecek lezzettedirler. zaten içecekleri bildiğimiz coca-cola firmasının ürünleridir. ancak fakir atıştırma seçeneği ve sosları ile eksi puan toplamaktadırlar. ya soğan halkası ve tavuk parçacıklarının yanına bir iki bir şey daha koy be. bide o sosları artık dökmelik paketlerden kase paketlere alın gözünüzü seveyim. ha unutmadan, strafor hamburger kutularından da bir an önce vazgeçin.
beklenen olayı gerçekleştirip menülere ekleme yapan ve 2 sos çeşidini* piyasaya süren ve bunu gün itibariyle reklamlar duyuran fast food zinciri. o kullanımı çok zor ve verimsiz ketçap mayonezle, yımış yımış soğan halkasıyla burger king'e ne kadar rakip olabilir tartışılır. ama bedava ranch sos atılımı geç de olsa takdir edilesidir.
sonuç olarak: burger mc kapışsın, kalite artsın, fiyatlar azalsın.*
internette hamburger etlerinin nasil elde edildigiyle ilgili videoyu izledikten sonra bırakın yemeyi, hakkinda su yaziyi dahi yazarken midemin bulanmasina neden olan restoran zinciri. goruntunun gercek olup olmadigiyla ilgili suphesi olanlara; mc donalds in dunyadaki o kadar subesinin, milyonlarca musterisine hamburger yetistirmek icin, dananın butunu ya da iyi yerlerini mi yoksa komple danayi mi tercih edecegi sorusu sorulmalıdır.
mc donald's çocuk vakfı adında 10 yıllık bir vakıfları olduğunu öğrendiğimde iyice tiksindiğim fast food zinciri. bir tarafta sağlıklarıyla oynadıkları milyonlarca çocuk. diğer tarafta tedavi süreçlerine katkıda bulunduklarını göğüslerini gere gere reklam ettikleri 1 milyon çocuk. restoranlarında müşterilere faber kastel marka kalem satarak vakfa kaynak sağlamaya çalışmaları bir yana, yaptıkları tam manasıyla amerikan tipi günah çıkarma zihniyetinin kokuşmuş bir örneğidir.
