max payne asla çok zor bulmacaların çözüldüğü veya sizin seçimlerinize göre şekillenme vb. özellikleri olan bir oyun olmadı. max payne bir adamın hayat hikayesini anlattı, biz de oynadık. max payne'i max payne yapan; karamsar havası, müzikleri ve mükemmel diyaloglarıydı. bunları göz önüne alınca, tabi ki bir max payne 2 efsanesi olamasa da, max payne 3 o kadar da kötü değildi.
oyunun sonunda yaklaşık 1500 kadar adam öldürmüştük ve bunu biraz abartı buldum. fakat daha sonra düşündüğümde, efsane dediğimiz max payne 2'de de en azından 1000 tane öldürmüşüzdür. dolayısıyla oyuna buradan dolayı çamur atmak doğru olmaz.
oyunda bir şeyler eksikti, ruhu yoktu sanırım. new york'un karamsar, paslı sokakları ile brezilya'nın dans eden çocukları aynı havayı yansıtamıyor.
oyunu genel olarak beğendim, bitirdim. oyun boyunca beni ciddi manada ayar eden tek şey, her ara sahneden sonra max'in tabancayı otomatik eline alması oldu. karşınızda 30 tane yarı otomatik tüfek tutan adam varken elinizde tabancayla oyun sizi bırakıyor. siz silahınızı yeniden seçene kadar zaten ölüyorsunuz.
-Ara sahne
-Max kötü adamları öldürür
-Ara sahne
-Max kurtaramadığı insanlara üzülür
-Ara sahne
-Max, etrafa berbat bir şekilde yayılmış düşmanları öldürür
-Ara sahne
-Ara sahne
Oyunun özeti bu şekilde. Ne oynayın ne oynattırın.
oynamaya başladığım yeni oyun. yalnız hep ölüyorum. yapay zekanın askerlerine polat misali sıka sıka giderseniz takır takır vuruyorlarmış onu gördüm. hile ile oynamak istiyorum ama onu da başaramadım.
Müzik seçimleri ara kesit videoları grafikleri v.s oldukça hoştur. Begenmeyen arkadaşlar serinin ilk 2 oyunuyla kıyasliyordu. Çoğu arkadaşımiz max payne 1 2 yi çocukken oynadıkları için onlar tabi daha etkileyici gelecektir. HANGiMIZ çocukken gece yarısı tek başına max payne 1 oynarken ürpermedik bilgisayari kapattıktan sonra yorganin altına sokulup yatmadik elbette o etkiyi yaratmasini beklemeyin max payne 3 ten.
ilk iki oyunu aratan oyundur. Grafik açısından iyidir, lakin eski oynanabilirliğini, karikatür tarzı bölüm içi açıklamaları ve film Noir özelliğini kaybetmiştir.
--spoiler--
lan! laaaaaağğn!
en az 1 saat o orospuyu kurtarmaya çalıştım, hani şu tekneli kovalamalı bölüm. ulan tekne bozuldu tam yakalayacakken. zikeyim böyle işi.
çok uyuz oldum, aslında oyunu bitirince yazacaktım ama dayanamadım.
--spoiler--
zor arkadaş. bazı bölümler zor. bildiğin zor yani. karınca sürüsü gibi salmışlar max'ciğimin üstüne adamları.
ortakla çatışmaya dalıyoruz, dallamaların hepsi bana çalışıyo anasını satayım. bi de 5 mermi yemeden ölmüyo pezevenkler.
ama güzel. polat alemdar gibi çatır çatır saydıramıyon adamlara. çoğu zaman tek mermide yıkıyolar hatta max'ciğimi. tabi yine de hepsini öldürüyor max'ciğim. bazen çok zor oluyor ama oluyor yani.
hele şimdi o şirket midir nedir ordayım, güvenlik odasına gitmeye çalışıyoruz ama gidemedik bi türlü. 10 kere falan tekrar tekrar oynadım ama geçemedim. 20 kişiyi max'ciğimin üstüne salmasalarmış iyiymiş.
aklıma şu güzide eser geldi:
yalnız o kan fışkırması olayı abartı olmuş. adamın kafadan şelale gibi kan fışkırıyo, o ne la öyle.
senaryo hakkında henüz eleştiri yapamayacağım ama güzele benziyor bakalım.
max payne 3 değil de uncharted 4 falan olsaydı bu oyun beğenebilirdim.
ancak max payne isminden yürüyeceksen max payne ayarında o havada bir oyun yapacaksın. senaryonun ne bok olduğu belli değil. alkolik, sıkıntılı mal bir adam olmuş max. hikaye yok. bir holdingin güvenlik şefi oluyoruz, sır çözüyoruz. bu mudur yani max payne 3? vallahi yazık.
umarım rockstar max payne serisininin artık peşine düşmez de yine bu kadar bok bir devam oyunu oynamayız.
max payne 2 gibi bir efsanenin ardından ismine yakışacak kalite ve efektlere sahip oyun. son teknolojik olmasıyla beraber daha önceki oyunun müziklerini kullanması güzel olmuş.
türkçe altyazısı ile birlikte bir çırpıda bitirdiğim oyun. senaryo iyiydi ama grafikler max payne gibi değil de başka bir oyuna ait gibiydi. yine de güzeldi.
