kocası yerine neden ipleriyle sevişmeyi tercih ettiğini sözlük ahalisi olarak bir türlü anlayamıyoruz. aklıma iğrenç espriler geliyor zor tutuyom lan kendimi.
bitap düşene kadar sevişmesini dilediğim yazar. fazla enerjiyi alır.
burada numaralar ile blodi'nin hayatını inceleyelim.
1 numarada saksı ve çiçekler;
bu çiçekler şüphesiz ki blodi'nin yaşam alanındaki oksijeni tüketiyorlar, zaten gördüğünüz üzre çiçek değil sadece yapraklar. ne diyonuz siz yapraam.
2 numarada tığlar;
bunlar blodi'nin örgü örme, dantel işleme kisvesi altında bizlere gözdağı verme amaçlı eklediği suç aletleri aslında. bu tığlar blodi'nin bir suç makinesi, suça meyilli bir kişi olduğunun ispatı. suça yatkın bir birey olmasa o tığları gözümüze gözümüze sokmazdı.
3 numarada beyaz masa;
muhtemelen metro gross marketten alınmış bu masanın beyaz olması sizleri aldatmasın. masanın üzerine her şey konulur ama, işten yorgun argın gelen eniştemize bir kap sıcak çorba konmaz o masanın üzerine.
4 numarada kozalaklar;
derler ki "bloody crescent kurbanlarını ormana götürür ve her kurbanı için masanın üzerine bir kozalak bırakır". böyle bir şehir efsanesi var bizim buralarda.
5 numarada dantel ve örgüleri;
bunlar da blodi'nin psikopat kişiliğine örneklerdir. psikopat olmasa ince ince ve sabırla uğraşmaz böyle şeylerle.
6 numarada liselilerin bilemeyeceği balık sırtı parke;
bu parkeler blodi'nin paraya ihtiyacı olmayan kalburüstü kesimden bir birey olduğunun ispatıdır. genelde bursa'nın eski lüks semtlerindeki evlerde bulunur bu tip parkeler. kendi evimden biliyorum.
7 numarada sepet ve içindeki eski imalatlar;
blodi'nin stoklu çalıştığının kanıtıdır bu ayrıntı. yani elinde stoklar var, satsa paranın amına koyabilir, ama ihtiyacı olmadığı için satmıyor, marka değeri yaratmaya çalışıyor.
evet, elimizdeki tüm bu verileri topladığımızda bloody crescent'in "azmi inovasyonla bileyen" bir kadın olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz.
içim ürperdi. şu entryden sonra hayatım tehlikede olabilir.
tabakla o canım kağıt kek kalıplarının uyumu kalp ben. * öncelikle Kekten ziyade onlarla ilgileniyorum evet. O meşhur Cath kidston desenlerini andırıyor. Keke gelecek olursak, bloody Abla masraftan kaçınmamış basmış damla çikolataları. Afiyet olsun, hayırlı pazar çayları. *
memleketteki insanlar açken kilosu 20 lira olan çilek alıp onu garnitür olarak kullanacaksın, sonra da "bilidi ciriscint yilniz digildir" diyeceksin.
yalnızsın olum işte.
kaç kişi çilek yiyebiliyor şu an türkiye'de.
lan biz ekmeği buzdolabına koyup saklıyoruz bu gitmiş çilek koymuş.
