mavi gözlü dev

    7.
  1. gittikçe devleşen şairdir; bu yüzden gittikçe bok atıalcaktır, milli eğitim onu vatan haini oalrak tanıtacaktır gençlere. dert değil, nazım türk mü rus mu bilmem ne mi önemli değil. nazım insandı ve anadoluluydu; insanlığa, biz anadolulara çok şey katıyor hala şiirleri.
    6 ...
  2. 1.
  3. 19.
  4. artık nazımın mezarını anadoluda bir çinar ağacının gölgesine istiyoruz, üniversitelerde nazım hikmet kürsüleri kurulsun, liselerde ortaokullarda şiirleri okunsun, en büyük türk şairlerinden nazım hikmet bu ülke çocuklarınca avaz avaz haykırılsın, memleketim memleketim diyenlerin sadece göbeği yağ bağlamış politikacılar olmadığı anlaşılsın, çınarlı kubbeli mavi limana gerçekten çıksın, yüzünün çizgilerindeki memleketi onu kucaklasın, istanbulun köprülerine minarelerine gizlice değil açıkça merhaba diyebilsin dedirten şiir ve film adıdır.
    5 ...
  5. 70.
  6. kendisi de bu sıfatla anılan nazım hikmetin atatürkten ilham alıp almadığını merak ettiğim eseri.
    4 ...
  7. 35.
  8. MAVi GÖZLÜ DEV, MiNNACIK KADIN VE HANIMELLERi

    O mavi gözlü bir devdi,
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Kadının hayali minnacık bir evdi,
    bahçesinde ebruliii
    hanımeli
    açan bir ev.

    Bir dev gibi seviyordu dev,
    Ve elleri öyle büyük işler için
    hazırlanmıştı ki devin,
    yapamazdı yapısını,
    çalamazdı kapısını
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan evin.

    O mavi gözlü bir devdi,
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Mini minnacıktı kadın.
    Rahata acıktı kadın
    yoruldu devin büyük yolunda.
    Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
    girdi zengin bir cücenin kolunda
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan eve.

    Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
    Dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
    bahçesinde ebruliii
    hanımeli
    açan ev...
    nazım hikmet ran
    4 ...
  9. 31.
  10. sessizce başlayıp ," dört nala " bitiyor film.
    o mavi gözlü bir devdi... nazım dı... insandı... her insan gibi zaafları vardı... kendisinin de söylediği gibi ; o hiç bir suç işlememişti. "aşk" tan başka!
    4 ...
  11. 3.
  12. 2.
  13. nazım'ın türkiye'de yaşadığı ve pek de bilinmeyen günlerini anlatacak olan film. 2007 mart ayında gösterime girecekmiş.
    3 ...
  14. 50.
  15. bir biket ilhan filmi. NAZIM HIKMET'IN bursa hapishanesinde gecen gunlerini anlatiyor, piraye aski cercevesinde. film icin secilen mekan hapishane olunca, sınırlanmı$lık kacinilmaz elbette. bu sınırlanmı$lıktan siyah beyaz gecmi$e donu$ sahneleri ile kurtulmaya cali$mi$ yonetmen.

    nazim'in bursa hapishanesinde, hapishane muduru tarafindan ozel muameleye tabi tutulmasi oylesine abartilmi$ ki filmde, mevzunun gectigi yer bana mapushane degil de, celik palas oteli gibi geldi! tamam, anladik nazim'a ayricalik tanimi$ mudur ama bunu niye bu kadar gozumuze sokumu$lar ki? nazim ve diger butun karekterlerin odadan odaya istedikleri gibi girip ciktiklari, nazim'in yalniz kaldigi odasindaki tahta yatak ve yemegini bile kendi pi$irdigi kucuk tupuyle rahatsiz eden bu rahatlik, bence fena siritiyordu.

    senaryo sekiz kez yazildi dedi filmin sonunda sorulari cevaplarken biket ilhan, bence bu da yirtilip, yenisi yazilmaliymi$. nazimi bursa hapishanesine hapsedip, hayatinda muhim yeri olmu$ uc kadinla anlatmaya kalkmak, onun komunist yanina hic vurgu yapmadan fena halde eksik olmu$ elbette.

    nazim'a cok benzemi$ dogru yetkin dikinciler ama beni nazim olduguna inandiramadi. hep kameraya oynayan tiyatro oyuncusu gibiydi. fazla kasmi$ kendini. hakli belki, cok zor bir i$ yaptigi ama olmami$ bu haliyle.

    kiyafetler kimin eseriyse nazim kiyafetleri icin hakkaten tebrik etmek lazim kendisini. kafamin icindeki nazim hikmet fotograflarinda ne varsa nazim'in ustunde, onlari cok guzel kopya etmi$ ama filmin diger karekterlerinin kiyafetlerinde sorun vardi. piraye ve cocuklari ve munevver ve annesi nazim'in, tamam $ik kadinlardi buyuk ihtimal de cok goz alan, cok goze batan bir $iklik filmdeki. hapishanedeki mahkumlarin kiyafetleriyse tam bir abarti. 1940'larin sonu, 1950'lerde memlekette ne cok beyaz gomlek giyen mahkum varmi$ diye bakmaktan dikkatim dagildi. nazim'in kendi odasinda komur utusuyle utuledigi beyaz gomlegi, nasil da gunumuz kolay utulenir turlerinden! o yillarda pamuklu beyaz gomlekler, komur utuleriyle nasil acilmaya cali$ilirmi$, nasil kolalanirmi$ bilmeyen bir gencin i$leri olmali. tiril tiril utulu beyaz gomlegi nazim'in ve mahkumlarin. hapisde o yillarda belli ki, beyaz ya da acik renkli gomlek giymek modaymi$! kovadan sicak su dokerek yikanilan, takunya giyilen yillarda gomlekler, kasketler, yelekler pek bir piril piril nedense!

    nazim'in insan yonune vurgu yapmak, onun ince $air ruhunu bize gostermek icin gosterilen gayret de gozume batti. hapisteki tav$an yetmemi$, bir de kanarya katmi$lar hikayeye ki, benim gibi mesaji asla anlamayacak gerizekalilara kolaylik olsun! niye bu kadar kaba bu filmleri yazanlar? ya da seyirciyi mi cok kaba saba saniyorlar? luzumsuz olmu$ tav$an da, kanarya da. ya da ic bayan oranda fazla katilmi$lar hikayeye. oyle ince bir ayrinti koyarsiniz ki, seyircinin ici erir $airin ruhundaki o derinligi gordugunde. eee, zor elbette oyle incelikler bulup, onlari i$lemek, ver $ablon tav$ani, oldu gitti degil i$te...

    munevver fena halde harcanmi$. hikayeye yamama duruyor varligi.

    piraye bir evde iki cocuguyla kalmi$ eyvallah da, filmde ikide birde o iki cocukla dertle$mesi, cocuklarin ustunden derin mesajlar iceren $iirler falan okumasi bence cig kacmi$. bir masada iki satir mektup yazarken aklindan gecebilecek $eyleri, cocuklari esir almi$, bir koltuga oturtmu$ da onlara anlatiyormu$ gibi cekmi$ler.

    final sahnesi ise evlere $enlik olmu$. zirtdadanak biten, biterken de bir sakiz reklami vardi yillar evvel, falimdi galiba, ordaki gibi mahkumlar nazim'in $iirini soyluyorlardi yukariya bakarak. kendimi m.o. 200'de pergamon'da hissettim sayelerinde! sahnede yunan tragedyasi!

    nazim'i anlatmak kolay degil! bana anlatamadi bu film. kivircik saclarini, geni$ alnini, kollari kisa ceketini gordum, lakin ruhunu, aklini goremedim...

    unutmu$um ilave;
    filmin bir muzigi yoktu! muziginin olmamasinin eksikligi cok hissediliyordu ba$indan sonuna kadar. bir de guzelim nazim $iirlerinin ya ayari az kacmi$, ya da $iir secimleri cok iyi degildi.

    yazdiklarimi okudum gene ilave;
    evet zor begenirim!
    3 ...
  16. 39.
  17. son sahnesi (hep bir ağızdan davet) tüyler ürperten filmdir. dikkatimi çeken bir nokta da, filmde bir cenazenin taşındığı zaman rastgelen ezanın türkçe olmasıdır. film, türkçe ezana da atıf yapmıştır.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük