hayatın her alanında gerekli olan, bilimden öte, insanların uğraşarak ortaya çıkardıkları gerçeklik.
ilk insan yeryüzüne geldiği anda dahi vardı matematik, evren, dünya, ağaçlar, boklar püsürler yine matematiksel bir hedeyle devam ediyorlardı hayatlarına. her şeyin bir açıklaması vardı, dünyanın eksen eğikliği ve buna bağlı olarak mevsimlerin oluşması falan fıstık... ne alakası var diyeceksiniz. yani diyorum ki biz sadece var olanı inceliyoruz, matematik var ve olmak zorunda. apartman dikerken doğanın kurallarına uymak zorundasın. kumda topuklu ayakkabı batar, spor ayakkabı batmaz mesela. taban genişliği arttıkça basıncın azaldığını sen sadece buldun, kuralını sen koymadın. fizikle ilgili gerçi bu.
ama anladınız lan dediğimi neyse, bilmem ben matematik.
ders olarak bakacak olursak...
11. sınıfa başlayacak bir yabancı dil öğrencisiyim. ilkokulda matematiğim iyiydi, bir halt yapmıyorduk çünkü, basitti. tam sayılar falan güzeldi. liseye başladım sonra. sayısalı, efendim fiziği, kimyayı acayip sevdiğim halde beceremediğimden hiç ziklemedim. ne bileyim lan, matematik profesörü olmak hoş bir duygu olsa gerek, yıldızların kaç kilometre hızla kaydığını hesaplamak falan. ama ben matematik bir türlü yapmak istemedim gözüme hoş görünse de. bununla birlikte, sözel yeteneğim dehşetengizdi, yabancı dilin hastası, iskandinav dillerinin ustasıydım.
9. sınıfı, 25-30 civarı puanla bitirdim matematik ortalaması olarak bakarsak. ne öğrendiniz diye sorsanız, cevap veremem. mantık konusunu hatırlıyorum, orada da sadece ^ vardı. ve vardı, veya vardı. => ifadesi, ise anlamına geliyordu. o da sözelle ilgili diye aklımda yer etmiş, yoksa onu da bilmem. "ise" bağlaç sonuçta, di mi? if clause. type 0. we use it for bilimsel gerçekler. water boils at 100 santigrat derece. ya.
her neyse, benim diyeceğim o ki...
az önce annem bir 11. sınıf matematik kitabı getirdi konu anlatımlı, almış sağolsun. eh bu sene 2 saat görüyoruz. lazım bize de.
şöyle bir açayım dedim.
nk9 aq'lu bir soru çıktı karşıma.
a q diye soru mu olur lan? matematik de sevmiyor işte beni, gelin anlaşalım arkadaş, bana sınavda matematik sormasınlar, boğaziçi'ne girmezsem adam değilim bak o kadar diyorum lan.
açtığım kitap bana küfrediyor. ondan sonra vay efendim meister bütün gün sözlükte, vay efendim meister sayısal çalışmıyor. benim içimde ateş var olm, hanginiz yaşadı benim yaşadıklarımı?
aşktır, bilimlerin lisanıdır. aslında varlık sebebi fiziktir, fizik var olabilsin diye vardır. evrenin temelidir, varlığı çözümlemenin yegane yoludur. bilmek gerçek yaşamda bir boka yaramazmış gibi durur, lakin matematik bilen adamla bilmeyen adam için bir bina, bir köprü aynı değildir. yaşamdaki tercihler matematiksel düşünme yetisiyle çok daha doğru şekilde yapılabilir. matematik bilmeyen adam tavlada 5-3 gelme ihtimaliyle 6-6 gelme ihtimalinin aynı* olduğunu bilmez. ya, böyledir işte.
bölüm olarak matematik insanı hayattan bezdirir çoğu zaman okul hakkında hatta okuduğunuz şehir hakkında kötü düşünceler beslemenize sebep olabilir ancak hayatın içinde olan matematik medeniyeti belkide medeniyetsizliği yani çağımızı yaşamamıza sebep olan bilimdir.son olarak lisede orda burda matematikten korkanlar korkmasınlar daha onun hakkında bilmedikleri çok şey var.
ilkokul öğretmenimin sürekli diğer derslerle yerini değiştirdiği derstir.
Ulan sosyal bilgisi dersinde matematik,türkçe dersinde matematik,resim dersinde matematik,beden eğitimi dersinde matematik götüne girsin şimdi senin bu matematik.ilkokul 5'den itibaren nefret ettim bu dersten ve hiçbir zaman dinlemedim. Hazırlık dahil 4 sene lise okudum ve bu süre boyunca matematik sınavlarından aldığım toplam puan 50'yi bile geçmiyordu.Neyse ki sosyal faaliyetlerim çoktu ve bu dersle uğraşmadan liseyi bitirebildim.
matematik şu sorunun cevabını bulamıyormuş efenim:
3 kişi para birleştirip bir radyo almaya gidiyorlar.
radyo 30 lira. hepsi 10'ar lira koyup radyoyu alıp gidiyor.
fakat sonra tezgâhtar radyonun indirime girdiğini ve
25 liraya düştüğünü
hatırlıyor ve çırağına 5 lira verip gidip para
üstünü iade etmesini istiyor.
çırak 5 lirayı 3 kişiye bölüştüremeyeceğini düşünüp
2 lirayı cebine atıyor ve 3 lirayı 3 kişi arasında bölüştürüyor.
böylece radyoyu 9'ar liraya almış oluyorlar.
şimdi: 9 x 3 = 27
çırak da cebine 2 lira attı 27 + 2 = 29
peki geri kalan 1 liraya ne oldu?
ps:şaka şaka cevabı var tabi.mesaj atmayın öyle,sakin.ama bulamayanlara tıpkı ilkokulda yazın verilen eğlenceli tatil kitaplarının bulmacalarındaki gibi tersten yazılı cevap gönderiyorum.*
Eğlenceli olduğu kadar gariptir. her şeyini bulursun bulursun, soru senden tersini, eşleniğini, yarısını falan ister.
gıcık olursun işte ya.
Sınavlarda bir dönüm noktasıdır.