masumiyet müzesi

entry295 galeri7
    175.
  1. bazı arkadaşların okurken sıkıldığı,bayıldığı (kötü anlamda) kitaptır. bu sebeple de yazarı eleştirmişler. bana kalırsa bu, yazarın ne kadar başarılı bir iş çıkardığını ortaya koyuyor. her ne kadar kişilik olarak kendilerini sevmesem de.
    --spoiler--
    aşk o kadar yoğun o kadar depresiftir ki okurken resmen bunalıma giriyorsunuz. ben şahsen geceleyin uyuyamadığımı biliyorum. adamı mahveder. ayrıca kitabın önemli yerlerinden birinin babaeskimde geçmesi ayrıca hoşuma gitmiştir.
    --spoiler--
    4 ...
  2. 176.
  3. beyinsel yönlendirilmiş bir aşk hikayesinin isnana Kleptomaniye kapı açtırdığı görülmüştür düşünsel bir şölendir .
    1 ...
  4. 177.
  5. hayatının en mutlu anını koca bir kitabın 3-5 sayfasına sığdırıp aşkın saplantılı ızdıraplı halini anlatan kitap. o değil de fisun ne düşünürdü, kimi severdi merak etmişimdir.
    3 ...
  6. 178.
  7. 28 nisan 2012de masumiyet müzesi adlı kitaba dayanarak çukurcumada açılacak müze.
    1 ...
  8. 179.
  9. 180.
  10. Zindanlar masum insanla dolu ama ekranlar “Masumiyet Müzesi”nin raflarındaki “nostaljik objeler”e endeksli!

    Pamuk, 1950’lerin, 1960, 1970 lerin “masumiyet objeleri”ni toplarken verdiği emek ve çektiği zahmeti anlata anlata bitiremiyor.
    Sanırsınız ki, 1950 de ABD’nin Kore Savaşı için Nato’ya kurban olarak yollanan masum Anadolu çocuklarının mektupları;
    6-7 Eylül zulüm ve yağmasının hedefi olmuş masum insanlara ilişkin malzemeler; sanırsınız ki, 1970 lerin 12 Mart zindanlarında çekilmiş acılara ilişkin belgeler;
    Şişli’de, Beşiktaş’ta, Ortaköy’de, Erenköy’de katledilen gençlerin, Ulaş’ın, Vedat’ın, Cevahir’in anıları.
    Sanırsınız ki bunları toplamış!
    “Masumiyet Müzesi”ne o yıllardan “binbir emek ve zahmetle” topladıkları: diş fırçası, macun tüpü, kap kacak, çanak çömlek, saat, düdük, tencere, tepsi, sigara paketi, çamaşır, vapur resmi.
    ne kadarda anlamlı şeyler bunlar döyle.

    “Bu benim fantazimdir!” desin saygı duyalım.
    “Ben sanatçıyım, politik bir misyonum yok, çocukluk ve gençliğimi geçirdiğim istanbul ve o yıllarda orda yaşanan hayatın masumiyet simgeleri benim için bu!” desin arkasında duralım. Ama bu adam, politikacıdan politikacı!
    en ala dinci, faşist, emperyalizmin savaş taşeronu, halk, aydın ve sanatçı düşmanı bir iktidarın Türkiye’ye sağladığı “zenginlik ve başarıları” anlatıyor.
    Cahillik değil, sinsilik; saflık değil, içten pazarlıkçılık; dürüstlük değil kalleşlik, yani düpedüz hainlik!

    Batılı için “muhalif aydın” simgesi o! Sanırsınız ki muhalifliği ülkede yaşanan zulme muhaliflik! Halbuki tam tersi, zulüm örtüsü! Geçen yıllarda Batı basınında, “AB yolunda daha çalışmamız gereken derslerimiz, yapmamız gereken ödevlerimiz var!” diye ötüyordu. Şimdi, bu “muhalif aydın” a göre, Batı tarafından “kalbi çok kırılmış”da olsa, “Mevcut iktidarla Türkiye çok daha zengin ve başarılı” oldu! Ruh yapısının % 10’u pamuk, % 90’nı viskoz, yani ‘yamuk ve fos’ olunca ‘muhalif aydın’lık da bu kadardır!

    “Ne olursa olsun, sanatçılığı düzeyli”ymiş, “Ne olursa olsun, bir yazarımızın Nobel alması ülke için sevinilesi mutlu bir durum” muş! Yemezler! Kim yerse yesin de, sanat ve ülke mutluluğunu hayat kabında tartan kimse bu mavalı yemez!
    1 ...
  11. 181.
  12. bazı eleştirilecek yönleri olsa da güzel bir romandır. özellikle mekan ve eşya betimleri çok kalitelidir. kemal her yerde rastlayabileceğiniz biri değildir. özellikle füsun'dan ayrıldıktan sonra bambaşka bir kimliğe bürünür ve eşya saplantısı oluşmaya başlar. zamanla yüzlerce eşyası olur. füsun'nun ölmesi ise tam bir talihsizliktir. kemal yıllardır beklediği amacına ulaşamaz. ama yine de 'herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım.' der.

    aşk böyle bir şey işte.
    2 ...
  13. 182.
  14. --spoiler--
    gerçek aşk acısı, varlığımızın en temel noktasına yerleşir, bizi en zayıf noktamızdan sımsıkı yakalar ve diğer bütün acılara derinden bağlanarak bütün gövdemize ve hayatımıza hiç durdurulamayacak bir şekilde yayılır. eğer umutsuzca aşıksak, baba kaybından en sıradan talihsizliğe, mesela anahtarımızı kaybetmeye kadar her şey, diğer bütün acılar, dertler ve huzursuzluklar, her an yeniden kabarmaya hazır olan bu asıl ıstırabımızın tetikleyicisi olur. benim gibi aşk yüzünden hayatı altüst olmuş biri, diğer bütün dertlerinin çözümünün de aşk acısının sona ermesiyle mümkün olacağını sandığı için, içindeki yarayı istemeden daha da derinleştirir.
    --spoiler--
    2 ...
  15. 183.
  16. --spoiler--
    bana yalan söylemeni isterdim aslında...çünkü insan ancak kaybetmekten korktuğu bir şey için yalan söyler.
    --spoiler--
    6 ...
  17. 184.
  18. basit denilebilecek bir konuyu uzun uzun anlatan üstelik bunu yaparken okuyucuyu hiç sıkmayan bir şekilde anlatma becerisine sahip usta yazarın eseridir.
    3 ...
  19. 185.
  20. kitapta, sübyancılığa soyunan bir adamın kendine 18 yaşında bir kız bulabilmesiyle içinin rahatlamasını okuyoruz.
    o değilde diğer türk edebiyatçılarının aksine ilk defa öss'den bahsedilmiş, evrensel bir kitapta.
    bu bir türkiye gerçeğidir ve op'nin bunu işlemesi hoşuma gitti.

    edit: daha önce hiçbir romanda öss'den bahsedildiğini hatırlamıyorum
    4 ...
  21. 186.
  22. bu kitap hakkında yazılan birkaç entryi okudum da, bazı yazar arkadaşlarımız "bir türlü sonuna kadar okunamayan kitap" yazmışlar. şaşırdım. bu kitabı bile sonuna kadar okuyamıyorsak cidden sıkıntı var demektir.

    tek kelimeyle "mükemmel" bir kitap. insanı aşka inandırdığı gibi, bir de çok fena ağlatıyor.
    5 ...
  23. 187.
  24. Bu kitabi cok seviyorum ikinci kez okumaya basladim ve ilkinde yasadigim heyecanin aynisini yasiyorum. Cok az olur bende, bir kitabi bir defadan Fazla okuyamam genelde.

    Kemal'in fusun'a olan aski ya da takintisi denebilir, o kadar güzel anlatilmis ki hissediliyor okuyucu tarafindan.

    O müzeye gitmeyi cok istiyorum nasil olacak bilmiyorum ama bir sekilde gitmeliyim.

    Edit: müzeye gittim gördüm. Kemal'in yazlikta kaldigi bir bölüm vardi yagmur yagiyordu ve firtina vardi yanlis hatirlamiyorsam. O ani simule etmisler cok begendim. Yagmurun sesi, gök gürüldemesi, cakan simseklerin isigi, gelen rüzgarla acilip kapanan panjur. Sirf onu görmek icin bile gidilir.
    2 ...
  25. 188.
  26. orhan pamuk 'kara kitap' tan sonra nasıl bunu yazar dedirtmiştir. okumalıyım diye okudum sevmedim. yeşilçam havasının yanına yaklaşsa da olmadı.
    1 ...
  27. 189.
  28. orhan pamuk'un kendisini pek sevdiğimi söyleyemesem de bu öyle bir kitaptır ki insanda ne bir tabu bırakıyor ne de önyargı. bir daha gelsem dünyaya yine defalarca okurum diyebileceğim tek kitaptır kendileri. yaklaşık 4 yıldır her yaz elimden düşürmedim hala aynı heyecanla soluksuz gözyaşlarımla okuduğum bu kitabın benim hayatımda bambaşka bir yeri vardır. öyle bir aşk anlatılır ki en romantiğinden en duygusuzuna herkes kendince bir şeyler bulur bu kitapta. herkese, her şeye küfür edersin kitapta neden böyle oldu dercesine depresyona bile girersin kendini fazla kaptırırsan. vesselam, ölmeden önce kesinlikle okunulması gereken bir kitaptır, iyi ki vardır.
    2 ...
  29. 190.
  30. Neden Orhan Pamuk'un MASUMiYET MÜZESi'ni film yapmak isteyen bir cevval yönetmen çıkmıyor memleketten.

    Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk'un en kolay okunan ve 'tipik Türk' denebilecek, Türkiye'nin en çok sevebileceği romanı. (Değil mi?)
    2 ...
  31. 191.
  32. gereğinden fazla abartılmış, aşırı ayrıntılı bir roman.
    1 ...
  33. 192.
  34. --spoiler--

    "bana yalan söylemeni isterdim aslında. çünkü insan ancak kaybetmekten çok korktuğu bir şey için yalan söyler."

    --spoiler--
    2 ...
  35. 193.
  36. orhan pamuk un en uzun cümlesini bu kitapta okuyabilirsiniz. sanırım 2-3 sayfa idi.
    1 ...
  37. 194.
  38. ilk başlarda kendisini çok hızlı okutur sonra ayrıntıda boğar.
    2 ...
  39. 195.
  40. Aşkı hiç hissetmemiş biri olarak bu kitaptan Kemalce aşkı gördüm ben, onun hisleriyle, fikirleriyle aşkı anlamaya çalıştım. Çok da etkilendim Kemal'den. Bi süre sonra benim de hayatımda bi Kemal olduğunu fark ettim. Yalnızlığında eşyalar biriktiren, şarkılar yapan, aşkı hayatının her anıyla özdeşleştiren en az onun kadar aşık/takıntılı bi Kemal. Kitabı okuyarak anlayamadığım gibi yaşayarak da anlayamadım bu çok büyük bir aşk mı yoksa çok büyük bir takıntı mı? Her iki şekilde de çok korkuttu.
    1 ...
  41. 196.
  42. --spoiler--
    herkes bilsinki cok mutlu bir hayat yasadim orhan bey.
    --spoiler--
    1 ...
  43. 197.
  44. pornografik bir aşk hikayesidir diyebiliriz. ama beğendiğim bir kitaptır. ilk 50 sayfasından sonra banyo ihtiyacı duyulabilir. okuyacak olanlar bunu göz önünde bulundurmalı.
    2 ...
  45. 198.
  46. muzesi gezilmek isteniyorsa, once mutlaka romani okunmalidir. zira fusun' un inci kupeleri ancak o zaman sizin icin bir seyler ifade edebilir.
    2 ...
  47. 199.
  48. hastalıklı kemal in aşık değil bildiğimiz düz hırsız olduğunu anladığım orhan pamuk eseri. füsun da anası ile işbirliği yapıp, zengin erkek avlayan şıllıktan başka bişey değil.
    biz yapsak orospu yada hırsız, onlar yapınca aşk. ha siktirin.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük