Bu yemeği benim köpeğim bile yemez diyen lavuğa köpeğin benimkini yesin dememek için kendimi zor tuttuğum faşist söylemler içeren aptal yarışma. insanlar aşşağılanmaya ne kadar meraklıymış...
insanları aşağılamaktan ve onlara hakaret etmekten başka hiçbir amacı olmayan jürinin bulunduğu yarışma. bizim milletimizde yoktur arkadaşım "bu yemek çok kötü olmuş, ay iğrenç, ben bunu yemem" cümleleri. bizim milletimizde nezaket vardır, herkesin damak tadı aynı olmak zorunda değildir. ama damak tadına uymadı diye "ben bunu yemem" diyen insanlar değiliz biz, çok fazla beğenmesek de "ellerinize sağlık" diyerek o yemeği bitiren insanlarız.
masterchef ve bunun gibi yemek yarışmaları * başladıktan sonra artık, "ay ne kötü olmuş bu yemek" tarzında, yemek yapan kişi arkasından söylenen yorumları duymaya başlamaktayım. amaçsız olduğu kadar, insanları da bozan programdır. gereksizdir. bu ve bu tip programlara son verilmeli ya da daha üsturuplu yapılmalıdır.
rastgele gözüme çarpan sözde yemek programı. bir kere ben gurmenin tarifini bilmiyorum. kime göre gurme,neye göre gurme olunuyor onu da bilmiyorum. aristokratlar için se zaten bilemem ama halkımızın büyük çoğunluğunun içinde bulunduğu dar gelirliler için gurmelik murmelik diye bir şey yoktur. adam zaten yiyecek bir lokma ekmeğe muhtaç. hele bir de jüri üyesimidir nedir göbekli bir piç var ki ağzını burnunu kırmak geliyor içimden. yahu herif yarışmacı olacak ibnenin gözünün içine baka baka ben köpeğime mama yapsam bundan iyi yapardım diyor, bunu duyan onun bunun çocuğu ise iki tane çakamıyor suratına. ya nasıl bir ülke olduk biz böyle be. anlayamıyorum.
artık birileri, medya patronu mu olur? hayırsever bir izleyici mi olur? sağdan soldan çalıp çırpdıkları fortmatları türkiye' de bir işe yaramadığını anlatsın şu lavuklara.
kardeşim bizim ülkemizde insana sert prim yapmıyor. küçük emrah' la büyüyen bir milletiz biz. şu dünya üzerinde en çok merhamet biz de vardır. sen tutup da tanrı misafiri bir yarışmacının yaptığı yemeği tükürürsen ki, bu ülkede misafir sofraları en meşhur durumdur, format mormat dinlemezler sokakta seni tanıyan birisi ağzını burnunu dağıtır.
sanki bana komando yetiştiriyolar anasını satiim. yemek lan bu! öyle yapılır mı? o şekilde yapılan yemek lezzetli olur mu? hay formatına sokayım senin.
tam bir hayalkırıklığı olan program. biz yemekteyiz'e kötü derken beteri varmış .3-4 defa denk geldi program. her türlü hakareti, yarışmacılar arasındaki ali cengiz oyunlarını gördüm de ciddi ciddi adam gibi bir tarifle yemek yapan -jüri de dahil olmak üzere- tek şahsiyet göremedim. jüride bilmem nerde şefmiş de yok bilmem nerenin sahibiymiş de bla bla bla. adam olun önce adam. bir de sunucunun ve jürinin mesut yılmaz'dan beter kesik kesik konuşmaları yok mu bardağı taşıran son damla oldu. elveda masterchef, yeniden merhaba vedat milor.
insanlara köpek muamelesi gösteren yeni bir program.
yarışmaya katılanlara hakaret yediklerinde şikayetçi olmamaları için birşeyler imzalatmış olmalılar. nedir lan bu. geçiriceksin tavayı. senin ananı.. diceksin ama.. para ödülü ödün vermeye değer değil mi?
jürideki uyuz herif "bunu mu yiyeceğim ben" diyor. Madem sen bu yarışmaya jüri olarak katıldın, bal gibi de yiyeceksin yarışmacı yemeklerini. Saçma sapan bahanelere, küçük düşürmelere gerek yok.
bunun bir şov olduğunun farkında olmanın yanında, jüriyi suçlamanın haksızlık olduğu programdır. vaad edilene göre yarışmanın birincisi Türkiye'nin en iyi şefleriyle aynı mutfağa girme şansı yakalıyacakmış. aşçılık yapmak, öğrenmek isteyen insanlar böyle bir fırsat için senelerce götlerini başlarını yırtıyorlarken bu yarışmacılardan biri temelinde bi bok yokken sadece 13 haftada bu fırsatın yanında bi de 100 bin lira alıcaksa.. e kusra bakmayın da adamın götünden kan alırlar.
jüri üyelerinden batuhan zeynioğlu üslubu dolayısıyla her şekilde itici olsa, erol kaynar buram buram burjuvazi koksa da murat bozok'un peltek konuşması tek başına insanı sempatiye boğduğu yarışmadır.
not: jüriye ne idüğü belirsiz denmiş ama batuhan'ı benim de ilk kez duyuyor olmamla birlikte murat bozok yurtdışında dünyanın en iyi şefleri olarak bilinen adamlarla michelin yıldızlı restorantlarda çalışmış bir adam ve taksimde michelin yıldızı almaya aday mimolette isimli restorantın ortağı ve şefi. erol kaynar'ı zaten bilmeyen yoktur.
her gece yatağına aç giren binlerce insanı olan ülkenin televizyonlarında yayınlanan, yemeğe ve yemeği yapana hakaret etmeyi marifet edinmiş formatıyla dikkat çeken, yere düşen ekmeyi önce öpen sonra alnına koyan, her yemekten sonra yemeği yapana; ellerine sağlık diyen bir milletin ilgiyle izlediği yarışma.
22 yarışmacının ilk yemek gününün sonunda, en kötü yemek yapan üç yarışmacı; 22 kişinin tüm bulaşığını yıkamakla cezalandırıldı. o dağ gibi bulaşığı görmek istemezdiniz. gerçekten dağ gibiydi!
her bölüm de türkçe yi katleden bir batuhan "bey" var orda. "bey" lafını sevmiyormuş. yemeği güzel yapabilirsin ama türkçen iyi değil. dakka ne demek batuhan bana bi söle dakika diceksin batu dakika. dakka bangladeş in başkentidir oglum batu.
bu sektörde olduğum için şeflerin sertlikleri normal geldi. lakin o ortadaki şişman şefin sürekli anlatabiliyomuyuum anlatabiliyomuyuuum demesi beni ayar etmiş olacak ki, sonunda mute ye bastım... sonuç olarak kaliteli gibi gözüken ama kompleksli bir yarışma olduğuna kanaat getirdiğim ilginç program.
söylemeden duramayacağım lan; hani orda jüri üyelerinden oray eğin e benzeyen tip varya, okuyosan topsun olum.
ne demek lan 'hepinizin yemekleri birbirinden iğrenç olmuş.' dünyada 800 milyon kişi açlık sınırının altında yaşıyor, haberin var mı senin!
ben ciddi ciddi kursa gidip, aşçı olmayı düşünen bir insan olarak, burada yaşanan her şeyin oyunculuk üzerine olduğunu düşünüyorum. tabii ki zor. tabii ki insanlar tarafından azar yiyeceksin. ama bu her meslekte var. itin g.tüne sokmaya da gerek yok.
köpeği yemezmiş efendim o yemeği. ulan mal herif. bu ülkede bütün gün bir şey yiyemeyen insanlar var. köpekler de var. sen aşçılığı g.tünden anlamışsın. ama suç sende değil. seni oraya çıkaran, terbiyesizliği reyting için hoş gören insanlarda.
mantıken saçma bir yarışma. şöyle netten bir baktım, 13 hafta süreceği söyleniyor. e bunlar 13 hafta boyunca her gün bile yemek yapsa, 13*7=91 kez yemek yapmış olacak. hiçbir teknik eğitim almadan. eee 91 yemek yapıp bu 91 yemek de beğenilince şef olunuyorsa, o zaman bu aşçılık okulları vs neden var? her zamanki gibi sadece show amaçlı bir yarışma. zaten tv'den bundan fazlasını beklemek aptalca olur. ama sanki gerçekten şef olunacakmış gibi orada her hakarete katlanan yarışmacılar da bir kurgu içinde değilse gerçekten salak olmalı.
