yaslı iken ayrı genç iken ayrı karizma bir reistir. slipknot'ın bir dizesi de onun sayesinde anlam kazanır; "you can't see california without marlon brando's eyes"
fransız bir aktrisin kendisi hakkında yönetmenle bir olup bana tecavüz ettiler dediği şahıs. bunu kitaplaştırmış ve tekzip de almamıştı bildiğim kadarıyla. iyi bir aktör olması onu ahlaksız olmayan birisi yapmıyor ne yazık.
1973'de Baba (The Godfather) filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında verilen Oskar ödülünü kızılderili Katliamı sebebiyle reddetmişti. 27 Mart 1973'teki ödül törenine kendi adına konuşma yapması için Sacheen Littlefeather adlı Kızılderili genç bir kadını gönderdi. Brando'nun kaleme aldığı yazının bir bölümü şu şekildeydi:
200 yıl boyunca toprağı, ailesi, ve özgür olma hakkı için savaşan Yerli halka şöyle dedik: "indir silahını arkadaş gel birlikte oturalım. indirirsen eğer silahını arkadaş senle barıştan söz ederiz, senin hayrına anlaşırız birlikte." Silahlarını indirdiklerinde onları katlettik biz. Onlara yalan söyledik. Onları topraklarından koparmak için kandırdık. Onları açlığa mahkûm ettik ki antlaşma dediğimiz ama hiçbir zamanda andımıza sadık kalmadığımız o hileli anlaşmaları zorla imzalasınlar. Onları, yalnızca yaşamın anımsayacağı kadar uzun bir süredir yaşam vermiş bu kıtada dilencilere döndürdük. Ve tarihi istediği kadar çarpıtılmış dahi olsa nasıl yorumlarsanız yorumlayın: Biz doğru yapmadık. Ne adil davrandık ne de dürüst. Onlara karşı ne haklarını iade etmek zorundaydık ne de anlaşmalarımıza sadık kalmak, çünkü gücümüzün üstünlüğü bize diğerlerinin haklarına saldırma, mallarını gaspetme, yalnızca yaşamlarını ve özgürlüklerini savunmaya çalışırken onların yaşamlarını ellerinden alma hakkını sağlıyordu ki onların erdemleri suça dönüşürken bizim ahlâksızlıklarımız erdem oluyordu. Fakat öyle bir şey var ki bu sapkınlığın ulaşamayacağı, o da tarihin büyük hükmü. Emin olun ki tarih bizi yargılayacaktır. Ama umurumuzda mı? O nasıl bir ahlâki şizofrenidir ki tüm dünyanın işitmesi için ulusumuzun en tepesindeki sesle ciğerlerimiz patlayana kadar bizim taahhütlerimizi tuttuğumuzu haykırırız da tarihin tüm sayfaları, Amerikan Yerlilerinin yaşamındaki son 100 yıl boyunca geçirdikleri tüm o aç, susuz günler ve geceler bu sesin dediklerinin tam zıttını söyler...
reddettiği oscar ı ilgi çekiyor diye yorumlayanların ilgi çekmek isteyen insanlar olduğunu anlamamıza vesile olmuş, zamanında oscar ı reddederek bir kızılderili aracılığıyla konuşma yapan aktör.
1990 yılında tüm aile hep birlikte bir akşam yemeği için sözleşmişlerdi. Brando'nun kızı Cheyenne sık sık kendisini dövdüğünden şikayet ettiği sevgilisi Dag Drollet'i de yanında getirdi. Brando'nun şiddet eğilimi olan oğlu Christian ise yemeğe davetsiz bir misafir getirmeyi tercih etti: Silahı! Kız kardeşinin sevgilisini kafasından vurarak öldürdü. Sonraysa bunun bir kaza olduğunu söyledi. 10 yıl hapis cezası aldı. Uyuşturucu bağımlısı Cheyenne ise, Tuki adını verdiği bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Bu şoku atlatamadığı için sürekli olarak intihara teşebbüs ediyordu. Tüm suçu babası Marlon Brando'ya attığı bir röportaj verdikten tam 5 ay sonra evinde kendini asmış olarak bulundu.
Oğlu Michael Jackson'ın korumalarından biriydi. Uyuşturucudan kurtulmaya çalışan kızı intihar etti. 2001 yılında zatürreden dolayı hastaneye kaldırıldı.