emekçiyi cezalandırmaktan ziyade bir işe yaramayacaktır. zira bırakılan market arabalarındaki ürünleri yine onlar rafa koyacaktır.
ha hiç marketin kapısının önünden geçmez, mahalle bakkalından alışveriş yaparsanız adam topu atar, dükkanı kapar ki daha etkili bir tavır olur. peki o zaman da emekçiyi cezalandırmış olmayacak mıyız dediğinizi duyar gibiyim. reel ekonomide her talebin bir arzı mutlaka olacağı için büyüyen mahalle bakkalının eleman ihtiyacı oluşacak ve emekçi kardeşlerimiz oraya transfer olacaktır.
edit: işbu entry "market arabasını doldurup kaçmak" ifadesine istinaden yazılmıştır. başlığı açan arkadaş "market arabasını doldurup çalmak" diye düşünüp ifade edemediyse sorumluluk kabul edilmemektedir.
bir nevi kemal sunalın cama ekmek banmasına benzeyen olaydır, kısa süreli zengin imajı çizilebilir ve karın doydu sanılabilir. Büyük marketin soğuk ve acımasız rafları arasında başlayan yolculuk, sıcak ve şefkatli bim marketin açılmış karton kutuları arasında son bulur.
üniversite öğrencilerinin yaptığını düşündüğüm eylemdir.
"benim babam çok zengin, hepsi benim olcak, yicem, içicem, sıçıcam" şeklinde bir imaj verilmek istenir ancak kendi bilir ki cebinde değil pahalı şarap, köpek öldüren bile alacak parası yoktur.
market arabasını alıp en pahalı şeyler doldurularak yapılır. havalı kadınlarla omuz omuza göz göze şarap seçilir en pahalısından...
kedi köpeği varmış gibi mamalar alınır. sonra tencere reyonunda araba terkedilip kaçılır. doğru bim'e gidilip dost yoğurt alınarak evin yolu tutulur.