marka severim.
ürünlerinin her zaman arkasında dururlar.
durmadıkları zaman toplatırlar, özür dileyip yenisini verirler.
isimlerinin kötü anılmaması için müşterilerine taviz verip, amlemlerini gururla taşıttırmaya çalışırlar.
fakat...
bunu salakça bir hayat görüşü haline getirenlerden nefret ederim.
başkalarının giydiklerine karışacak kadar.
onları bu salakça düşünceleri doğrultusunda aşağılayacak kadar olanlardan.
sonradan görmedirler benim için.
lazımlığa sıçmadan klozet gördüm havaları..
bırakın abicim bu ayakları.
Kalitenin en iyisi olduğunu düşünen insandır. Alamayan insan grupları her ne kadar salak, enayi veya keriz ilan etsede, o eleştirenler aslında içlerindeki ezikliği bastırırlar ve ilk imkanı olduğunda mağazalara dalarlar ve sanki yıllardır o markadan alışveriş yapıyormuş gibi davranırlar. Ayrıca evet, marka giymek ayrıcalıktır. Ancak bu insanları birbirini beğenmeme hakkı tanımaz. Mühim olan temiz giyinmektir efenim.
insanların kendilerini iyi hissetme sebepleri hiçbir koşulda sorgulanamaz durumdur. Ben hiç parası olup iyiye güzele uzanmayan insan görmedim. Yargılarımız yaşantılarımızın aynasıdır. Takılacak çok şey varken marka takıntısı olan insana takılıp nutuklar atılması kedinin uzanamadığı ete mundar demesinden farksızdır.
bu tip insanlar yüzünden kişinin içindeki kaliteli ürün sahibi olma hevesi sona erebilir.
çünkü bu tür insanlar, kullandıkları markalarla vardırlar, kendileri olarak değil. fikirleri sadece o marka konusunda sorulur. dikkat edin, göreceksiniz.
işte bu yüzden, elinize milyonlar geçer ama siz apple değil, samsung veya lg, diesel değil mavi, audi değil opel almak zorunda hissedersiniz kendinizi.