carrefourlarda satılan ayakkabıyı giyip, sigara içmemek ve bara gitmemekle efendiliğin ne ilgisi var ki. adamın hayat tarzı bu, ama benim değil...
bara da giderim arkadaşım , sigara mı da tüttürürüm, ne var yani milyonlarca kişinin yaptığı gibi marka da giyerim ne var bunda. özentilik başka şey, kendine yakışan bir tarzı oluşturmuş markaları tercih etmek ayrı şey. ulan sanki marka giymek, bara gitmek , sigara içmek kötü bir şey yahu... (evet iddia ediyorum, sigara kötü bir şey değil)
(bkz: arayan bulur hesabı)
Etrafında marka takılan, elinden sigarası eksik olmayan, nasıl bir dünya görüşüne sahipse artık o bar senin bu bar benim gezinen kişilerle arkadaşlık yapan şahsın hasret duyduğu genç olması kuvvetle muhtemeldir.
Ne sigara içmek normaldir ne de bara gitmek.*Öyle bir izlenim yapılmış da...
markaya para dökeceğine kolpasını alıp babalar gibi kullanan,
sigara içmeyip sağlıklı yaşamayı içenlere göre garantiye alan,
bar ortamının ucuz ve sahteliğine kanmayan gençtir.
ütopya değildir, adana da pamuk toplamaktadır siz bu entryyi okurken. ya da diyarbakır da karpuz taşımaktadır. erzurumda üşüyordur belki de kim bilir.
türkiye yi istanbul dan ibaret sanmak şeklinde bir deyyüslüğe düşen bünyeler için bulunmaz hint kumaşıdır evet. ya da ne bileyim, izmir den ibaret sananlar için biraz daha bulunur cinsten midir bu söz konusu hint kumaşı ne?
konvers desen o ne der yurdum insanı, ankara diye tabir ettiğimiz başkentimizin bile en az hakkari kadar ihmal edilmişr bir çok semti, köyü, bucağı bulunmaktayken, taksim meydanı ve gaziosmanpaşayı, ya da istanbul ve elazığ yı ayırt edemeyik karıştırmak komik bir durumdur.
Pekala rock ve metal müzik dinleyip sosyal işler de yapabilecek, ve hatta aşırı dinci olmayabilecek, bununla birlikte Atatürkçü de olabilecek genç türüdür. *
çocukken mahallede ki çocukları balkondan izleyen, lise yıllarında arka bahçe yerine sınıfta takılan, hafta sonları dershane çıkışı buluşmaları yerine eve gidip pc oynayan gençtir.
aslinda cok genis bir yelpazeden bahsedilmis burada, yani; bu genclerden bolca olmasi gerekiyor. kriterleri tek tek analiz edelim simdi. marka giymek; burada markanin ne olduguna dair bir aciklama getirmek gerek. collezione, leke, lescon vs. bunlari marka olarak sayiyorsak, evet boyle bir genc neredeyse yok diyebiliriz. ama sizde bilirsiniz ki, bu markalari temsil eden urunler ile pazarda satilan markasiz urunlerin fiyatlari birbirine yakin. genc insanlarinda bir nefsi var kardesim, giderim, guzel guzel magazadan mis gibi hatunlarin oldugu yerden ayni fiyata daha kalitelisini alirim der. ben bu gencleri marka giyen insanlar olarak gormuyorum, parasini daha iyi kullanan bir genc olarak goruyorum. yok bu adam levis, mavi jeans, diesel *, rodi vs. tarzi markalardan baska bir sey giymezse tamam, ama bunlardan zaten cok yok. dunya kadar para verip bir tane aldiktan sonra ve arada pek bir fark olmadigini anladiktan sonra, pazar malina donen cok genc var. ikinci kriter sigara icmeyen genc; evet genclerin bircogunu burada kaybediyoruz, 10 yasinda sigara icen cocuk gordum ben. sigara alacak parasi yok, sigara icenleri takip edip, sigarayi yere attiklari zaman, sigaranin copune yapisan bir cocuk. mubtelasi olmus, ondan sonra liselerde sigara icme oranlari tavan yapmis durumda, universitelerde ise sigara icenlerin sayisi lisede sigara icenlerle birbirine yakin, ama aradaki tek fark, liselerde milyonlarca ogrenci olmasi, universitelerde ise bunun 10da 1i kadar ogrenci var. neredeyse %50lik bir sigara icme orani var gencler arasinda, cok feci, ama su anda tip okuyanlarin is garantisi olacak bu gencler, o ayri bir mesele. son kriter ise bara gitmeyen genc; gencler o kadarda bar tutkunu olmasa bile, barlarin popularitesi gun gectikce artiyor. barlarda geceleyen, sabahlara kadar sarhos gezinenlerin sayisi revacta. benim kendi istatistiklerime gore, tum bu kategorileri bir araya koydugum zaman, ortaya %80lik bir oran cikiyor. yani marka giyen, sigara icen, bara giden genclerin orani yaklasik olarak %80. tabi bu oran, populer genci standart olarak kabul gordugumuz zaman ortaya cikiyor. yani genc denen insani, 15-30 yas arasinda olan herkesi sayarsak bu cikiyor.
bi insanı tanımlayan şey yap-ma-dıklarından ziyade yaptıkları olduğu için hakkında çok da fazla tahlil yapılamayacak insandır. işe yaramaz sıkıcı adamın teki de olabilir, paso okuyup hobileri olan gayet renkli biri de..
ama şu marka giymeme konusunda bi iki şey söylemek istiyorum. marka giymiyor olmak illa ki meziyet olarak öne sürülüyor ama tekstil sektörünün bu kadar gelişmiş olduğu bi ülkede aslında ne kadar kolay yerine getirilecek bi eylem olduğunu da görmezden geliyor insanlar. bugün pazardan bile senelerce sünmeyecek, rengi atmayacak kalitede giysiler alabiliyoruz ve kalite için illa ki markalaşmış bi giysiye para vermek zorunda kalmıyoruz. bu seçeneğimiz olmasaydı elimizde asıl o zaman hala marka giymemek bi özellik olurdu, şimdi sıradan bi iş.
pentium, amd, mac bilgisayarlar başında, lg, sony monitörler karşısında entry yazan insanlar acaba yumatu ürünleri tüketmiyor olmalarının aslında marka giymekle aynı kulvarda olduğunun farkındalar mı.. niye vestel değil diye çemkiriyor musunuz insanlara.. ki vestel marka değil sanki.
marka giymeyen sigara içmeyen bara gitmeyen genç... tanım bu olmamalı zannımca. yani bu sıfatların hayatın içinde bir anlam taşımaması gerekir. asıl önemli olan nasıl bir kişiliği olduğu. önce insan olmalı herkes. kendine saygı duyuyor mu? o zaman başkalarına da duyar. dünyayı, hayatı, çevresini anlamaya çalışıyor mu ? o zaman öğretmeye de çalışır. yoksa sigara içiyormuş, bara gitmiyormuş da tsm dinliyormuş. kime ne...