marka giyenleri kucumseyen anarsik genc

entry18 galeri0
    1.
  1. tek derdi kendi kafasında yarattığı ezikliği saldırarak yok etmek olan, genellikle sosyalist ayaklar güden saftirik, fakir gençtir.

    şimdi sen bill gates'in p.çi olsan yine o rengi dönmüş siyah tshirtünü giyer miydin. bari kendine dürüst ol. babaların günahlarını oğullar çeker. yeterli maddi imkanların yoksa, olanları ve bunu keyfleri doğrultusunda kullananlara b.k atmak yerine kendi işine bakmalısın.

    yoksa lanet dejenere konvers giyen, starbucks'a giden aptal gençlik diye sabaha kadar bağırınsan da o çirkin sıfatına bakıp kimse vermez.
    5 ...
  2. 2.
  3. sömürü düzenine ayak uydurmayan gence anarşist yaklaşımda bulunulma ihtimalini anlatan cümle.
    2 ...
  4. 3.
  5. esesan marka giyer ancak marka reklamı yapanları daha cok elestirir. adidas'ın aynı model ayakkabısını arkasında amblem yok diye almayanların oldugu bir dünyada yasıyoruz.
    (bkz: adidas dragon)
    (bkz: adidas italia)
    3 ...
  6. 4.
  7. markalı beyzbol sopasıyla dövülmesi gereken gazeteci çocuktur.

    (bkz: wilson)
    (bkz: worth)
    2 ...
  8. 5.
  9. aynı kalitede marka olmayan ürünü daha ucuza alabiliyorken sırf bir amblem için dünyanın parasını döken insanları küçümseyen kişidir. onun derdi bir ürüne fazla para vermek değildir o kalitedeki ürüne fazla para vermektir. parasını toplumca peşinde koşulana veren değil kendi çizgileri doğrultusunda o paraya değecek ürünlere harcıyandır.
    1 ...
  10. 6.
  11. genellemeler sağ olsun, pek hoş tanınmayan gençtir. insanların düşündüğü gibi olanları vardır, ama marka giyen insanlar her anarşik ve anarşist insana böyle bakarlar. keşke anarşizmin kaos ve şiddetten farklı bir şey olduğunu bilselerdi...
    3 ...
  12. 6.
  13. bu gençler aslında marka giyenleri değil marka giydiğini her fırsatta söyleyen ve giydiği şeyin fiyatını cümle arasına sıkıştıran gençleri hedef almıştır. efendi efendi markasını giyse reklamını yapmasa bişey denilmez.*
    3 ...
  14. 7.
  15. hayali gençtir. böyle birisi asla olmaz.
    0 ...
  16. 8.
  17. anlaşılan burjuva piçlerini rahatsız etmiş bu gençler. darfur'da insanlar katlediliyorken, doğu'da millet birbirini gırtlaklıyorken, ırak'ta petrol yüzünden kum tanesi gibi insan öldürülüyorken, dünya'nın %90'ı açken bazı kekolar starbucks'da yaka bağır açık pembe lacoste gömlekleriyle çiki çiki yapacak, eyfel kulesi'nde şampanyasını yudumlarken fularının uçmaması için garsonlara rüzgara duvar olmasını isteyecek ve eleştirilmeyecek ha? de siktirsin bunu diyenler. bill gates ya da bizim bakkal emin amca'nın oğlu, hiç farketmez, içinde zerre kadar adalet duygusu olan buna isyan eder. ha ayrıca, fakirlik eziklik midir lan? sen önce ez, sonra ''kendi kafanda yaratıyorsun bu ezikliği'' de, kesmezse de onu ezmeye devam et. bozdurmayın ağzımı, başlatmayın babanızın şarap çanağından!
    5 ...
  18. 9.
  19. muhtemelen marka giymeyenleri küçümseyen tiky gençliğe reaksiyon olarak oluşmuş genç modelidir. fakat göz önünde tutmak lazım ki başkalarından farklılaşmayı giydiği markada arayan, ancak bunu ararken de yine bu saplantıya düşmüş zengin yığınların içinde farklılaşmaktan uzaklaşan zavallılardır bunlar. markayı kalite için, belli kriterler ve bir bilinç içinde tercih edenleri ayrı ele almakta fayda vardır tabi ki, zengin olmak da suç değildir, para harcamak da.
    0 ...
  20. 10.
  21. 11.
  22. marka(nike, puma, adidas... gibi) giyenlerin çoğunlukla, kalite isteğinden ziyade hava atmak amaçlı bu ürünleri kulladığını bilen gençtir.
    bu yüzden o molozlara alaycı yaklaşır. kalite isteğine gelirsek; kalite için 500 ytl'yi nike'a verene de kendisi en nadide dualarını eder.

    ayrıca muhtemelen sosyalisttir.
    4 ...
  23. 12.
  24. yetişkin olanlarının ve dahi yaşlanmış olanlarının, yaşı küçük versiyonu.
    bu insanlar sosyal sorunlara karşı duyarlılığı hassas, azınlıkta olan insanlardır.
    bilirler ki herkes istediğini giymekte ve cebindeki miktarı istediği doğrultuda harcamakta özgürdür. fakat tutunamamış, yitmiş gitmiş yoksul yığınların gözüne gözüne şımarıklığın sokulmasına karşıdır.
    duraklarda bekleşen karanlık yığınların önünden, lüks bir otoyla geçmeyi de ar eder bu tür insanlar.
    söz konusu olan karşıtlık, maddi zenginlikle lütuflandırılmış insanların keyflerince maddi varlıklarını harcayanlarına karşı değil, şımarık ve görgüsüz tavırlar sergileyenleredir.
    önce insani erdemlerle donanıp, sonra canının istediğini yapma meselesidir.
    ben de şahsen 100 liraya bir şey alacaksam, o malı karşılayacak fakat 50 liraya alınabilecek olanı tercih edip, kalan 50 lirayı bir muhtaca aktarmayı tercih ederim.
    ayrıca alternatif giyim tarzından hoşlanıp, kendince bu keyfi yaratamayıp markaların şıklık getireceğini sananlara karşı da bir şeyler anlatabilmek ister.
    bu karşıtlık değildir, küçümsemek asla değildir.
    öznel tarzlar yaratabilmeye ve giyim zevki geliştirmeye teşvik etmeye çabalamak gibi bir şeydir.
    sosyal duyarlılığın yanısıra sanatsal ve entellektüel duyarlılık taşınmasını da istemektir.
    dip not: beş dakikada 50-100 tshirt alabilecek maddi gücüm olduğu halde, rengi dönmüş siyah tshirtümü severek giyerim.
    1 ...
  25. 13.
  26. marka giyemediği için başkalarına bok atan kişidir. *
    (bkz: kendi uzanamadığı ciğere mındar dermiş)
    0 ...
  27. 14.
  28. vardır böyleleri. ama,bildiğiniz üzere markayla kafasını bozmuş insanlarımızın da olduğu kesindir.
    yani puma sıçsa onu alıp giyen, ben levis'den başka pantalon giymem diyen, nikeların kölesi olmuş bir gençlik de vardır türkiye'de. işte bu sağlam fikirleri olan muhtemelen rock dinleyen, che'nin karl'ın hayatını okumuş, kişiliği-duruşu tartışılabilir ama, genelde marka bağımlısı olan insanlardan çok daha yararlı, akıllı bir geçtir.

    gidip kaliteli, muhtemelen pahalı bir ürün almanın kime ne zararı olabilir? asıl zararlı olan tüketim çılgınlığı içinde kaybolmuş, aslında giyim zevki olmayan, kıyafetleriyle karizma yapacağını sanan, nike'ınsa iyi, pazardan-pasajdan ise kötü mantığı beynine yer etmiş gerizekalı insanlardır.

    sözlükte başlığı okuduğumuzda ise, aklıma gelen ilk tablo 20'li yaşlarda uzun saçlı, siyah tşörtü, kıyafetleri artık solmuş bir genç canlandı gözümde. işte bu rock dinleyen, kitap okuyan ve belli bir kişiliği olan gençtir. yahu, en azından bir fikri vardır.

    işte bu anarşist genç, diğerinden kat kat üstündür.
    1 ...
  29. 15.
  30. marka giyenleri küçümsemekle yanlış yapan anarşisttir.

    nitekim geçenlerde türkiye'ye gelen josh holloway'in de dediği gibi bir laf vardır; oyuncudan değil oyundan nefret et.

    marka giyenleri değil de o insanlara marka zihniyetini dikte edenleri hedef alması gereken anarşisttir. zaten hedefi böyle küçük olur ise kendisinin kompleksinin olduğunu sanır doğal olarak insanlar.

    sorun marka giyenler olmamalı, sonuçta luksde insanların bir ihtiyacıdır. lukse sahip olabilecek durumda olan insanların doğal özgürlüklerinden birisidir kimse kimseyi adidas polo tommy diesel giyiyor diye yargılayamaz. ancak o duruma sahip olmayıp da sırf o tip insanlara özendiği için o markalara imrenen, o kişilerin sahip olduğu lukse erişmek için gerekirse gayri meşru yollardan para kazanmayı göze alan, yurdum insanlarıdır nefret edilmesi gereken. bu dejenere kişilerdir zaten anarşistlerin küçümsediği, kimse üstüne alınmasın.

    ha bu verdiğim anektotu şöyle bir örnekle güçlendirebilirim, şimdi okulumun öğretim üyelerine bakıyorum, biraz da mimarlık bölümü öğrencisi oldugum ve hocalarımızın da doğal olarak mimar olduğu ve bu mimarlıgın verdiği artistlikle giyim kuşamlarında sürekli markaları tercih ettiğini görüyorum. oysa bu insanlar da kendilerini gayet geliştirmiş, ülkenin ve çağın durumundan haberdar kişiler, onların marka tercihinin tek nedeni rahatlıklarına da düşkün olmaları. kimse de onların rahatını bozamaz, markayı onların elinden almaya kimsenin hakkı yok. oysa bir de kendini o bluzun o ayakkabının içinde rahat hissetmese bile sırf herkesde var diye marka giyen, sonra onunla facebook'a foto ekleyen ki fotonun ana teması kişiden olaydan çok bluzun ayakkabının amblemi oluyor, işte bu insanlardır anarşistleri rahatsız eden.
    0 ...
  31. 16.
  32. çoktur bu puştlardan öyleyse ezelim başlarını namıssızların. onu siktir et o kadar şekilci bi mal değilim de bu uluslarası şirketler, dünyanın bir köy olması, teknoloji hatta kitle iletişim araçları insanları dolayısıyla toplumları sağcılaştırıyor. geçmişi bi kenera bırak geleceği de siktir et anı yaşa geyiği kılcaldamarlarımıza ince ince işleniyor. somut bir örnek verelim şimdi solcuyuz ya 68 falan diyoruz direk. 68 ve üniversite işgalleri neydi? bu dünyanın bu düzenle gitmeyeceği düşünen genç insanların hareketi. vietnamdaki savaşı protesto etmek için sokaklara dökülmüş milyonlar. avrupa kaynıyor, savaş karşıtları, barış gönüllüleri her yerde toplumsal hareketlilik hat safhada.

    bugün de bir işgal gerçekleşti ve bitti. işte o gün sokaklara dolup taşan bu insanlar bugün nerede? hiç birinden eser yok? kim hayır dedi işgale özellikle avrupadan? hiç kimse bir kaç osuruğu kesilmiş marjinal sosyalist. hepi topu bu. ne yaptık peki. internetten birbirimize forward mailler yolladık. boktan slaytları paylaşıma açtık. oturduğumuz yerden üfürdük. aradaki fark bence çok net. yine de isteyen istediğini giysin çok da sikimde.

    edit: lan oğlum bak beni sanayi devrimi yıllarında işsiz kalıcaz diye buharlı makineleri kıran işçilerle karıştırmayın ha!..
    1 ...
  33. 17.
  34. 68 i okumamış davarların "dünyayı değiştireceklerini sanıyor salaklar" diye baktığı, aslında derdi dünyayı değiştirmek değil insanları bilinçlendirmek olan anarşist.

    yine mevzubahis davarların bilinçsizliğinden mütevellit "uzanamadığı ciğere mundar diyen fakir" gibi ithamlarda bulunulur kendisine.

    tabi insan beyinsiz olunca övünebileceği tek şey babasının parası, karşısındakine laf sokabileceği tek konu da ekonomik durumu oluyor. acınası cehaletleriyle, karl marks, bakunin, troçki, proudhon okuyan insanları, en azından siyasi ve sosyal konularda kendini geliştirebilmiş bu insanları anarşist diye aşağılamaları zaten bu insanların şahsiyetsizliğinin kanıtı olsa gerek. ki bu saydığım adamların toplamda 3 kitabının adını söyleyemeyecek bu cahil takımı, sanki dünyanın ekonomik dengelerini bilirmiş gibi hala "ulaşamadığı ciğer" edebiyatı yapmakta.

    evet "ulaşamadığı ciğer". ne olacak ulaşamadıysa? bu onun kendi tercihi mi, suçu mu ya da? sen neyle övünüp neyle itham ettiğinin farkında mısın?

    insanlar açlıktan ölürken bu emperyalist düzene yaptığın yardımdan utanacağına insanları "fakirlik"le itham ediyorsun.

    çok ezildik yahu, fakirmişiz. soluk pazar malı siyah tişörtümüzle ne hakla sizin gibi para sıçan zengin bebelerini eleştiriyoruz?

    umarım bir gün siz de aç kalmak nedir görürsünüz de, sizin gibi davarın biri önünüzden 300 liralık ayakkabısıyla geçer.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük