beşiktaş'ın belki de pascal nouma dönemlerinden beridir ihtiyacı olan ''winner'' özelliğindeki forvet. geçmişte beşiktaş'ın forvetlerinde olması gereken winner özellik hiç birinde yoktu. demba ba tamam iyi güzel hoş ama bir winner adamı değildi, almeida zaten kazmaydı, bobo bir winner değildi, ailton bir winner değildi, jon carew'in ne olduğu hala çözülemedi. ama gomez tam bir winner. kazanmak için gerekirse tutuyor çekiyor dirsek atıyor vs... o kazanmak için yaratılmış adeta. şampiyon böyle olunur. geçmişte galatasaray'ın ya da fener'in nasıl şampiyon olduğu herkesin malumu. gözünüzü seveyim şu ''aman beşiktaşlı duruşu, kimseye zarar gelmesin'' kafasını biraz bırakalım da biraz winner olalım ha. zira şampiyonluğun sizce de artık zamanı gelmedi mi?
kendisi için , Beşiktaş'a geldi diye dünyanın en iyi santraforu oldu diyen öküzler mi arasın, iki kafa golü attı diye yıldız mı oldu başımıza diyen danaları mı görürsün, hatta burak yılmaz'la kıyaslamaya kalkan moronlara bile mi denk gelirsin,
bırakmıyorlar adamı işte şu mecrada, bakın oğlum şimdi tek tek sizi ve mallığınızı teşhir etmeyeceğim, gelin bana özelden, abi kıskandık, hasetlik ne dediğimizi bildirmedi bize yazın, ben de en azından sizleri futboldan bir bok anlamayan, embesiller olarak bilmeyeyim bari.
sağlı sollu vurur, kafa vurur, net vurur. kendisi tam anlamıyla bir striker'dır ve dün akşam fenerbahçe karşısında sergilediği oyun ile bunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. zamanında bayern'in neden kendisi yerine mandzukic'i tercih ettiğini bir türlü anlayamıyorum, anlayamayacağım.
fernandao'nun dün akşam mario gomez'in attığı ikinci golü tekrar tekrar izlemesi, ilk yarıda aynı yerde ve aynı pozisyonda yaptığı kafa vuruşunun neden ağlarla buluşmadığı konusunda ders alması gerekir.