kesinlikle destek olunması gereken kampanya. nerede, hangi çocuğa yardım ettiğimiz önemli değil, adı üstünde o çocuk. birinin elinden tutmasına, ona bir şeyler öğretmesine, bilgiye ihtiyacı var. elinden kötü niyetli insanların tutmasına izin vermeden biz tutabilsek, doğru kitaplarla büyüyen bir nesil yaratırız belki zor mu, dağa çıkmaz, üniversiteye gider belki bir çocuk da olsa kurtarılabilir. sevdiğim bir reklam sloganı durumu özetlemeye yetiyor.:
Aynı şekilde yoksul köyleri olan Afyonkarahisar, Uşak, Kütahya, Çankırı... gibi iller için de beklenilen desek. Adı geçe ilçedeki arabaların yıllık vergi ortalamaları alındığında dediğim illerin bile kitap giderleri karşılanabileceği için çok da umrumda olmayan kampanya.
doğuda görev yapan bir öğretmen arkadaşın sınıfında bazı çocukların öğretmenin; 'ödevlerinizi yapmazsanız sınıfı geçemezsiniz' sözüne karşın, 'sınıfta bırakırsan biz de dağa çıkarız' diyorlarmış. bu çocuklar ilkokul 5 öğrencileri. daha nice örneklerle durumun vehameti ortada, bu bakımdan bu tür kampanyalar, organizasyonlar farz olmuştur artık...
burada ki bir çok yazar arkadaşımın değişik fikirlere sahip olduğunu görmek beni çok mutlu etti. benim de kendimce bir fikrim var. sizlerin bahsettiği gibi ben maalesef kürt türk olaylarına kafamı yoramayacak kadar boş kafalıyım. belkide bir yardımı onlar ya da başkası için değil de pis bencilliğim yüzünden yapıyorum. 100 temel eserin ne s.kim bir şey olduğunu bilemeyecek kadar ilgisiz ve kayıtsız bir insanım. ilkokula başlayıpta okumayı öğrendiğim zaman birinci sınıfın birinci dneminde herkes gibi ben de cin ali okudum. fakat babamın saplantılı bir manyak olmasından dolyı birinci sınıfın ikinci döneminde bana aldığı okuma kitabı setimi ki yaklaşık elli tane kitap vardı ve arkadaşlarımın okuduğu kitaplardan biraz farklılardı, önümdeki beş ay içinde bitirmem gerekiyordu. bir arkadaşımın her gün bize gelip babamın bana inşa etmeye başladığı aptal kitaplığın önüne oturup kitaplarımı okuması beni çileden çıkatrıyordu ve çocukça nefret ediyordum ondan. ondan nefret ederdim o aptal kitaplarımı okumak için neden hergün bana geldiğini anlamazdım. bunlar şuanda yazdığım konuyu görünce aklıma geldi. bir çok insan birilerine yardım etme konusu açıldığında parası olanların hiç bir şey yapmadığından dem vurup ağlak ağlak bik bik yaparlar. neymiş efendim üç günlük sigara parasıymış, milletin bir öğünde yediği boktan yemeklerin parasına eşmiş falan filan. evet çok doğruymuş. istenilen kitap setinin fiyatı benim internetten sipariş verdiğimde 185 lira idi. ve bu benim bir günlük içki ve sigara param. işsizim. hergün evde oturup deli gibi içiyorum aldığım tazmınatim bitene kadar da böyle olacak. dün bir set sipariş verdim. bugün yine içiyorum dünden farkı yok. ve kayıp olarak gördüğüm şey ise internetin başına geçip gugıldan 100 temel eser yazıp karşıma çıkan ilk siteden sipariş verdiğimde viskimden iki yudum eksik almış olmam. hala o aptal kitapları vaktinde neden okuduğumu anlamıyorum ve bu çocuklarda bunları okuyacak ve ben yine anlamayacağım. ama o ağlak insanların sözleri doğruymuş. bu anımıda sizlerle paylaştığım için çok rahatladım. sizler kaldığınız yerden seviyeli kürt türk muhabbetinize devam edebilirisiniz. bende kaldığım yerden sizlerin insanlaşma sürecini izliyor olucam.
arkadaşlar 70 80 ilde kaldım herkes karadenize gitmek isterken ben siirt, bingöl, mardin ,şırnak ,batman, cizreye gittim 2 şer 3 er defa ama inanın dogu kimsenin zanettiği gibi değil kimseye yangözle bakmaz insanları inanın çok zor şartlarda yaşıyorlar vede eğitimlerini sürdürüyorlar bizler istanbul, izmir, ankarada çok ama çok daha iyi şartlardayız. herkez evindeki 1, 2 kitabı yollasa sorun çözülür.
duyarsız toplum oldugumuz her yönden bellidir arkadaşlar.davulun sesi hoş geliyor çoguna,çogu yok pkk lı yok terörist diyor.o zaman sende evinde okumuş oldugun vede bir köşede atılmış olan bir kitabı yolla da oradaki çocuklarda pkk lı olmasın terörist olmasın.insanlar ne kadar çok dogruyu bilirse yalnış yollara sapması o kadar zor olur.evde atıl durumda bulunan bir iki kitap yolladıgın zaman kimse seni yargılamaz.he yollamıyacagım da diyorsan o kitabı git yak yada yakınındaki bir okula bagışla zaten ikisinide yapmıyorsan söylenecek bir şey yoktur.
farkettim de benimde kitaplığımda tozlanan kitaplar var. bir güzel sildim hepsini. ve yollayacağım. okunmalı okutmalıyız geleceğimizi. elden ele gönülden gönüle gitmeli dayanışma.**
kurunun yanında yaşın da yanmaması için destek verilmesi gereken kampanya. bu ülkede yaşayıp kendini türk hisseden herkes türktür. bazı kendini bilmez teröristlerden dolayı, mardindeki kardeşlerimize ayrım yapamayız ki mardin güneydoğuda pkk sempatizanlığının en az olduğu şehirlerden biridir...
günümüz şartları içerisinde izlediğimiz haberler, ölümler kafaları ağırlaştırıyor.ister istemez doğu batı ayrımı yapıyoruz.içimiz istemesede yaşanan olaylar biz farketmeden, istemeden bizi bu ruh haline bürüyor.insanın aklı almıyor çünkü insan insanı kıramazken,küstüğünüzde bile içiniz içinizi yerken nedir bu ölümler,iç savaş,düşmanca yaklaşımlar.
farklı ülkelerin insanları gibi çirkin bakışlar. şimdiye kadar kardeşim, yurttaşım dediğin insanlarla bu hale gelmek. bunlar hep büyüklerin işi ve çocuklar gerçekten masum.gelecekte bu durumu ortadan kaldırabilicek umut ışıkları onlar.deftere, kaleme muhtaç ellere iki kitabı çok görmek gerçekten zayıflık.
çılgınlar gibi desteklenmesi gereken kampanya. ''nasıl olsa yakacaklar'' diyerek elimizi taşın altına koymamak yerine, bir şeyler yaparak bunun huzuruna erişmek, onlarca çocuğun eğitimine destek verildiğini en azından denendiğini bilmek, kolaya kaçmaktan ve sorumluluk almamaktan çok daha iyidir. ileride cahil bir toplumla karşılaşıldığında en azından bir nebze pişmanlığı azaltmak, hiçbir şey yapmadım dememek, ızdırap çekmemek adına. hepimiz adına...
(bkz: boslukta suzulen varım diyor)