içlerinden gözaltına alındığında lise 3. sınıfta olan sema doğan' ın (sonra okudu avukat oldu); tutuklu kaldığı sürede öğrenci olduğu, bir işte çalışmadığı için gelir kaybı olamayacağı savunularak maddi tazminat talebi reddedilmişti.
doğan dilekçesine şöyle yazmıştı:
"Ağır işkence gördüm, serbest kaldıktan sonra tüberküloz oldum. Hayata atılmam gecikti. Kamuoyuna terörist olarak lanse edildim"
tanım:
Manisalı Gençler Davası: işkenceci polislerin 20 ay ile cezalandırıldığı davadır.
Aileleri emniyetin önünde günlerce bekledi. Çocuk daha çocuk o diye bağırdı sonradan psikolojisi giderek bozulan ve halen de düzelmeyen birinin annesi bembeyaz olmuş yüzünde sadece kan çanağı gözleri belirgindi. iki kız kardeş ayrı ayrı gözaltına alındı birine işkence yapılırken diğeri ses geçiren odaya alındı ve dinledi.Bir diğeri uzun bir süre gece ışık yakılınca çığlıklar attı ve annesiyle uyudu. Polislere yani emniyet müdürlüğü bünyesinde çalışan devlet memurlarına aylarca tebligat yapılamadı. O dönem terörle mücadele emniyet müdür yardımcısı olan kişinin tayini yanılmıyorsam vana çıktı hemen ardından da ankaraya atandı.Avukat Bülent Kar polisler hüküm giyince adliye çıkışında ağladı. Şimdi ise belediye başkanı. Şu an dizilerde oynuyor işkence gören , tecavüze uğrayanlardan birisi gözlerinin altındaki morluklar o kadar makyaja rağmen kapatılamıyor.
Edit: Bu arada molotof kokteyli atıldığı iddia edilen berber, tüp patlaması olduğunu söyledi, gözaltına alınanlardan sadece ve sadece birinin dhkp-c ile olan bağlantısı kurulabildi.