tam bi sirine. disi biraz kalın gibi, tırnak gerekiyor kolayca açmak için, ama içi gayet düzenli ve planlı, küçük parçaları dişleyip ince zarı yırtınca, o eğlenceli sıvımsı kıvama ulaşıyorsun. bir de kokusu inanilmaz pozitif.
kabuklarını soyarken uçuşan eterik yağlar ile kokusunu almayla başlar ağzınızın sulanması ve soyduktan sonra yavru mandalinalar ararsınız en son yemek için. niyeyse en küçükler en son yenir bu da vahşi bi güdü sanırım. kışı simgeleyen ve insanın yüzünü güldüren meyve.
kışın iyiden iyiye geldiğini ekşi-tatlı tadıyla bünyelere hissetiren meyva.
yılbaşını evde aile ile birlikte geçirenlerin vazgeçilmez tatlısıdır ayrıca, anne babayla tombala oynarken güzel gider.*
meyvelerin en özelidir. o kabuğunu böyle soyarsın, tadını çıkara çıkara yerken farkında olmadan 1 kilo mandalina bitirmişsindir. ertesi güne bırakmamışsan koyu bi hüzün kaplar içini, yapacak bişey yoktur.
"Manda" diye başlayan bu meyvenin sonu "dana" diye adana ile ilişkisi, akdeniz bölgesinde yetişmesi şeklindedir.
Mandalina ya mısır da "yusuf efendi" denir.
Sebebi: Mısır, Osmanlı hakimiyetinde kaldığı yıllarda, yusuf isimli osmanlı imparatorluğu vatandaşının, mısır'a mandalina fideleri götürerek, orada yetiştirmeye başlamasıdır.