filmdeki en özel sahnelerden birisini paylaşmak istiyorum. bu sahne, filmin akışı içerisinde fazla göze çarpmasa bile bana göre anlamlı bir sahnedir.
--spoiler--
andy, karısıyla beraber televizyonda oynayan diziyi izlemektedir. andy, hastalığından dolayı bitkin düşmüş, güçsüz bir halde koltukta oturuyordur. eşi de ona sarılmış ancak ayaktadır.
andy ve karısının televizyonda izlediği dizi 1954'ten 1974'e dek aralıksız süren lassie adlı dizidir. bahsettiğim dizi, çok sonradan yeni versiyonu ile türkiye'de de gösterime girmiştir. az çok hepimizin izlediği lassie ise 1994 yapımı lassiedir. dizideki ana replik, "lassie bize bir şey anlatmaya çalışıyor"dur. malumunuz üzerine lassie herkes tarafından sevilen, güvenilen bir karakter*dir.
dizinin, andy'nin izlediği bölümündeki finalinde, lassie mahkemeye "tanık" olarak! çıkarılır. hakim, lassie'ye bir soru sorar. lassie, bir kez havlar. -köpek dilinde bir kez havlamak evet anlamına gelir, bilmiyorsanız bu sizin cahilliğiniz.- hakim, "lassie doğru söylüyor, mahkeme bitmiştir!" der.
hakimin son repliği andy'nin yüreğine adeta bir taş oturtmuştur. bunu andy'nin yüz ifadesinden anlamaktayız ki bu onun canını fena halde sıkmıştır. daha sonra andy, güçsüz, titreyen elleri ile telefona sarılır. anlarız ki, hastalığı had safhaya ulaşmıştır.
andy, arayacağı numarayı çevirir ve telefon açılınca hüzünlü ve yorgun bir sesle şöyle der; "alo, baba!" sahne de burada biter.
andy, ne kadar uğraşsa da hastalığının gerçek olduğunu ailesine bile inandıramamıştır.
andy'nin canını sıkan da budur zaten. işte bundan sonra kendisini lassy ile kıyaslar. üzülür. bunun sebebi lassy'nin demek istediğine inanılmasına rağmen ona kimsenin inanmamasıdır.
--spoiler--
jim carrey, diğer filmlerinde de olduğu gibi bu filmde de performansı ile alkışı hak etmiştir. benim gibi bir çok kimseyi, andy kaufman gibi birisini tanımasını sağlamıştır.
man on the moon, her şeye rağmen izlenilmesi gereken, özel bir filmdir.
sıradışı filmlerden.
en başlarda filmi anlamaya çalışırken biraz sıkıntı çekiyorsunuz ama anlayınca mevzu çok sarıyor.
ayrıca andy kaufman'nın hayatını biraz göz atarsanız gerçekliği çok sorgulayan bi adamdır. bu yüzden filmin sonu çok açık bırakılmıştır. hatta bir söylentiye göre jim carrey'e andy kaufman filmin çekimlerinde yardımcı olmuştur. yani ölmediği konusunda çokça söylentiler vardır.
özetle gişe için yapılmamış hollywood filmlerindendir, çoğu filmden bir kenara ayrılır.
1999 yapımı, jim carrey ve danny devito nun rol aldığı ilginç film. yani şöyle söyliyim; kahramanımız, forrest gump gibi bir adam. ilginç bir adam. komik olduğunu sanıyor ve sahneye insanları güldürmek için çıkıyor. ama o kadar komik değil ki bu durum onu komik yapıyor. seyircilerin o sahnedeyken bakışları mükemmeldir. anlayacağınız şizofrenik bir film. yalnız şu uyarıyı yapmak lazım; filmi sabırla sonuna kadar izleyin. insanları daha iyi tanıyacaksınız.
gerçek gibi görünen yapmacık davranışların ve tutumların dünyasında en doğalı yakalamayı başarmış dahiyane şovmenin * konu edildiği ve jim carrey'nin döktürdüğü milos forman filmi.
bir jim carrey klasigidir. diger filmleri izlenmeden once bu izlenilmelidir. sıradısı bir komedyenin -her ne kadar kendisine komedyen dedirtmese de- Andy Kaufman'in hayatını anlatmakta. hele filmin basında bir bardan kovulmamak icin yaptıgı elvis taklidi vardır ki tadından yenmezdir. yine muzikalitesi olan komedyenlerin her zaman daha basarılı oldugunu da tekrar ispatlamakta. ayrıca film sonunda kafanızda bir soru işareti kalıyor : andy oldu mu olmedi mi?..
diger jim carrey klasikleri icin ;
(bkz: The Cable Guy)
(bkz: The Number 23) ha ayrıca;
(bkz: I'm The Walrus)*
(bkz: Don't You need somebody to love)*
akademinin adaletten yoksun olduğunun en güzide delili olan film.
nedense carreye oskara layık görülmez.
halbuki man on the moon oyunculuk açısından haddinden fazla tatmin edicidir.
belkide başka hiç kimse bu kadar rolünü yaşayamaz, yaşatamazdı.
muhakkak izleyin, izlettirin.
jim carrey'nin mutlaka izlenmesi gereken filmlerinin başında gelir.mizah anlayışının ne kadar değişik ve içten olduğunu anlatan bir film andy kaufman gibi birini bizlere tanıtması bi o kadar mükemmel yapar bu filmi.