gitar riffleri, bassları güzel olurken nasıl bu kadar boktan soloları olduğunu düşündürten grup. bu kadar şarkı yazıyorsunuz beste yapıyorsunuz hepsi güzel sololara da bi o kadar özen gösterseniz pek güzel olacak.
ha bide bu sene de geleylerdi zeytinliye pek memnun ederlerdi bizleri.
bugünlerde tekrer tekrar ilk albümlerini dinlemeye başladığım grup..eski albüm tam bir "kaybeden adam"albümüdür..yeni albümlerinde aynı tadı henüz yakalayamasamda, bu ülkeye bir beden büyüktür.
su ana kadar iki album cikaran ve cikardiklari iki albumde de bu sarkiyi dinlemeden gecsem de olur diyebileceginiz bir sarki bulunmayan grup.
ikinci ablumlerinden kapiya yazdir adli parcalari harika olmakla birlikte, mutlu, yeniden, neanderthal, onemsiz, doldur, ariza, yangin ve evdeymis sarkilari da yer almaktadir. hepsi de dillere dolanan sarkilardir. aman dikkat efenim. is yerinde ve yahut da okulda masa basinda kulaklikla bu albumu dinliyorsaniz eger birden oynama istegiyle yanip tutusabilirsiniz.
doldur ile; alkol ve bünye ikilisini şahane tasvir etmiş,
arıza ile; iki insan arasındaki doldurulamaz boşluğu büyük laflar yerine küçük sözcüklerle anlatarak ayrılık şarkılarına tam doksandan jeneriklik bir gol atmış,
olmaz ile; biten ilişkinin ardından arkadaş kalalım geyiğini yerle bir etmiş,
evdeymiş ile; aşklarını, aralarındaki bağı fersah fersah ötelerde arayanlara aslında aradıklarının hemen yanıbaşlarında olduğunu hatırlatmış,
kapıya yazdır ile; "öldün be canım sen, neyi nasıl anlatayım sana" diyerek gidenin ardından konuşmanın anlamsızlığını kabak gibi ortaya koymuş,
neanderthal ile; homosapiense laf anlatmanın zorluğunu ve gereksizliğini insanoğlunun köklerine gönderme yaparak ayan beyan ortaya koymuş,
yeniden ile, her gelene hırlayıp her gidenin ardından ahlanmanın ahmaklığını yüzümüze vurmuş,
mutlu ile; bir insanı en çok kendisinin mutlu edebileceğini, "mutluyum uleen" diye bağıra bağıra haykırmış,
önemsiz ile; zaman geçtikte rutinleşen, önemsizleşen hayatları, alıştıkça önemsiz gelen hayata dair detayları naif bir edayla anlatmış,
yangın ile; "yağlarımız erirken tat verir etlerimize, doyarız bize bütün gece" diyerek bel altına vurmadan harikulade bir estetikle bel altına inmiş,
velhasıl bizi bizden almış gruptur efendim.
malt, ilk dinlediğinizde çok bir şey ifade etmeyen ama kafayı toplayıp dinlediğinizde bağımlılık yapan şarkılar yapan bir grup adam. gerçekten de sadece müzik yapmaktan başka bir dertleri olmayan bir grup adam hem de. helal olsun hakikaten.
son albümleri arıza'yla çok çok mutlu etmiş gruptur.dinledikçe bağımlılık yapası bir albümle dönmüş olmaları da cabası.mutlu şarkılarında ki 'ben mutluyum ulan!' diye bağırmalarına hayran bırakmış, yeniden şarkılarıyla ilşki analizini çok güzel anlatmış, olmazda 'olmaz,olmaz bu şapkadan tavşan çıkmaz' diyerek ayrılık sonrası arkadaşız düşüncesini realistce yerle bir etmiş...ve bunun gibi nice güzel şarkılarıyla, sözleriyle kaliteyi hatırlatan bir albümle geri dönmüşlerdir.
aklımda bir tek gezegen şarkıları kaldı. geri kalanı ergen şarkısıymış albumun. *
--spoiler--
Çağırın gelsin, söyleyin dönsün
Ben çıkmam gelsin o götürsün
--spoiler--
her iki albümde de (bkz: kendi adını taşıyan ilk albüm) (bkz: arıza) tüm şarkıları harikadır, özellikle sözlere dikkat çekmek isterim. cenk bey harikalar yaratıyor, böyle bilmezdik kendisini.
cenk durmazel'in yazdığı sözlere dayanıyormuş gibi görünse de, sadece sözle bırakmayan, yanına çok da sağlam bir müzik koyan grup. iki albümde de muhteşem bir iş çıkardılar. arıza albümleri için tandığım pek çok insan, dinledikçe sevilen bir albüm yorumu yaptı. ama ben ilk dinleyişte bağlandım ve haftalarca loopta dinledim.
türkiye'nin faal müzik grupları içerisinde en iyisi.
evet sayın liseli, duman'dan da daha iyi. cenk durmazel'in yazdığı sözler gerçekten olağanüstü, grubun canlı performansı bir o kadar iyi, sadece yeniden ve olmaz bile rahatlıkla alıp götürebilir insanı.
26 ekim salı günü ankara kızılay'da passage'da çıkacaklar, malt sevenlerin akın etmesini bekliyorum.