okumakta olduğum bölüm. son dönemlerdeki kız artışı gözden kaçmayacak vaziyettedir. bu bölümü tercih etmek isteyip de ürken kız arkadaşlara tavsiye olaraktan ben girdim o kadar da kötü değil durum demek istiyorum.
(bkz: haydi kızlar makinaya)
2010 yılı üniversite yerleştirme sınav sonuçlarına göre her sene sadece makina mühendisliği ünvanı ile özel-devlet örgün- ikinci öğretim dahil 8740 kişi alınmaktadır. Bir zamanlar makina mühendisliğinde anabilim dalı olarak kabul edilen aşağıdaki bölümler ise
Mekatronik 679,
Otomotiv 382,
imalat 524,
Enerji Sistemleri 591.
Toplamda her sene 10916 kişi bu boşluğa kendini bırakmaktadır.
Eğer bu sayıya piyasada makina mühendisleri ile aynı işi yapan diğer okul mezunlarını (makina öğretmenliği, yüksekokul vs.) da sayarsak neden iş bulma konusunda zorlanıldığını cevabını bulabiliriz.
türkiye'de içine sıçılmış meslektir. bence üniversiteye gidemeyen insan kalmasın, hepsini makine mühendisliği bölümlerine göndersinler. şu anda çok azız zaten.
not: bu artan kontenjanlara bir tepkiydi. ne zaman hükümet "üniversiteli olacaksınız" sözü verse bizim kontenjan artıyor.
bu bölümü okuyan üniversitelilerin kendilerini belli bir alan üzerine donatmaları, bilhassa stajlarına gereken önemi vermeleri, okulu bitirmeden iş teklifleri almasına vesile olabilir, olur.*
öğrencilik aşamasında sıkı çalışma ve azim gerektirir. dönem içinde düzenli çalışmadan geçeri yoktur.
sınavlara kadar herhangi bir çalışma olmadan sınavdan geçer bir not almak mümkün değildir.
sevgili hocamız recep yamankaradeniz'in de dediği gibi:
"mühendislik zor zanaattir, canı sıkılan iktisada gitsin."
Kocaeli üniversitesi'nde okuyan bir gencin derslerinin kötü gitmesi yüzünden canına kıydığı bölümdür.Aynı okulda ve aynı bölümde okuyan birisi olarak keşke canına kıyan arkadaşa şu soruyu sorma şansım olsaydı:
gün geçtikçe kim soktu lan beni buraya!? diye yakarışlarım artıyor. "bitirince çok iş var bak" muhabbetinden başka bana ilham veren yanı yok. zira bitirebilecek miyim o yanı da var ama şimdilik es geçiyorum. gel gelelim iyi yanlarına. ortamı cidden güzeldir. makineci kız olarak her türlü muhabbeti kaldırabildiğim, her ortama ayak uydurabildiğim artık yan etkisi midir bilemem. bir grup korumaya sahip olduğum bölümdür ayrıca. bir kız olarak tavsiye ederim ki her zaman sizi koruyup kollayan birileri olur. birde sırf makineci kız geyiklerinin verdiği hırstan tüm paramı kuaföre yatırmamı sağlayan bölümdür. iktisat okusam muhtemelen paramın büyük kısmı hala cebimdeydi.
isteyerek okuyana okurken mutluluk veren, istemeden/zorla tercih etmiş/ettirilmiş ve sevmeden okumaya çalışan insanlara da eziyetlerin en kötüsü olan bölüm.
Bu bölümü isteyerek okuyan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, az önce de söylediğim gibi mutluluk veriyor her bi dersi. Bilmiyorum ben mi sorunluyum ama, gerçekten böyle durum. Ha tabi severek okuyor olmam, bölümün zor olduğu gerçeğini değiştirmiyor ne yazık ki. Çoğu zaman seven insanı bile çileden çıkartan durumlar/sorular/sınavlar ile karşılaşıyorsunuz. Atlatabiliyorsunuz, ama çalışmadan yapamazsınız.
Çalışmak dedik, makine mühendisliği bölümünün temel felsefesi çalışmaktır. Uludağ Üinversitesinde termodinamik dersine giren hocalardan birinin bu yılın başında söylediği güzel bir sözü paylaşmak gerek bu noktada. "Diğer bölümdekiler planlı çalışınca derslerini rahatlıkla geçebilir, ama siz planlı çalışmanın neticesinde belki geçebilirsiniz, belki de geçemezsiniz." Evet tam olarak durum böyle. Planlı çalışmadığınız, derslere devam etmediğiniz takdirde dersleri geçme ihtimaliniz sıfıra yakınsar. Hatta bazı dersler var ki, bir dersi kaçırsanız oluşan eksiği çok zor kapatabilirsiniz.
Günü gününe tekrar üniversitede pek kolay yapılabilecek birşey değildir, kabul ediyorum. Ama en kötü ihtimalle haftalık tekrar yapmanız gerekmekte bu bölümde. Öyle "vizeden önce 1 hafta çalışırım", "final öncesi tatilde konuları toparlarım" falan derseniz kusura bakmayın ama nah toparlarsınız. Otomasyonda FF'den oluşmuş bir görsel şölen sizleri bekliyor olacaktır böyle bi durumda.
Velhasılıkelam, çalışmayı sevmeyen adam uzak dursun. Gitsin daha sosyal bölümleri okusun. iktisadi ve idari bilimler başta olmak üzere daha başka birçok fakültede sosyal bölümler bulunmakta. Hatta mühendislik fakültelerinde bile var sosyal bölümler. Ama makine bunlardan biri değil dostlarım, emin olun değil. Özellikle üniversite adayları için söylüyorum, çalışmayı sevmiyorsanız, bölümün vermek istediği şeyler sizin ilgi alanınız değilse gelmeyin. Mühendislik sıfatı almak için okunacak bölüm değil bu bölüm, daha başka bölümler var o iş için. Aklınızın bi köşesine yazın.
Ama idealiniz buysa, ve idealleriniz uğruna sıkıntılara katlanabilmeyi göze alacaksanız, herhalde okumak için bundan daha keyifli, daha güzel ve daha testisli bi bölüm bulamazsınız.
bölümde 63 öğrenci vardı sanırım (normal öğretimde) 4 ü kızdı. birisi birinci dönemin ortasında okulu bıraktı, birisi ikinci dönem kocaya kaçtı. ikinci sınıfa 2 kızla girebildik. alttan gelenlerin durumu daha vahimdi. 1 kız vardı sınıfta. ön askerlik gibi bişey anlıyacağın, tek fark denetimler sıkı değil.
mezunları arasında kız ögrenci görmenin çölde kutup ayısına rastlamak gibi birşey oldugu mühendislik bölümüdür.
her ögrencinin allah bizi mühendislik fakültesindne ayırmasın diye dua ettiğine eminim. cünkü endüstri ve tekstil mühendisliği de genelde yan binalar olur hatta yan taraftır.
sadece imalat dalı derslerinde *** zevkle dinlenen, diğer derslerin teorik ve oldukça sıkıcı olduğu bölümdür.
bu sıkıcı dersler için;
(bkz: termodinamik)
(bkz: mukavemet)
(bkz: statik)
(bkz: dinamik)
(bkz: akışkanlar mekaniği) *
(bkz: ısı transferi) *
not: konstrüksiyonla ilgili olan yani teknik resim, makina elemanları, transport tekniği gibi dersler öğrencinin ilgi alanlarına göre eğlenceli bir hal alabilmektedir.
--spoiler--
bu sıkıcı dersler için;
(bkz: termodinamik)
(bkz: mukavemet)
(bkz: statik)
(bkz: dinamik)
(bkz: akışkanlar mekaniği) *
(bkz: ısı transferi) *
not: konstrüksiyonla ilgili olan yani teknik resim, makina elemanları, transport tekniği gibi dersler öğrencinin ilgi alanlarına göre eğlenceli bir hal alabilmektedir.
--spoiler--
altına imzamı atarım.
ayrıca; sayısal bilginiz yoksa -ki bunu söylemek bile yetmez baya temel matematik ve geometriyi yalayıp yutman lazım- ve 3 boyutlu düşünebilme kabiliyetine sahip değil ve sabrı olmayan bi adamsanız hiç yazmayın dedirtir. çünkü o sabır dönemsel olarak belli periyotlarla azalmakta.